İstanbul’da, 8 Şubat tarihinde gerçekleşen “Derinleşen Global Krizde Türk Turizmi için Riskler ve Fırsatlar” ana konulu 2012 Türkiye Turizm Zirvesi , Türk turizmi için yılın en önemli organizasyonuydu diyebilirim ! Bakanlığın, kuruluşların, derneklerin, birliklerin, yatırımcıların bir araya geldiği nadir platformlardan bir tanesi oldu. Bundan sonraki aşamada önemli olan; zirvede sunulan görüşlerin ve geliştirilen fikirlerin geliştirilmesi ve uygulamasının takibi !
2011 yılını 31 milyon turist ve 23 milyar dolar turizm geliri ile kapatan Türkiye, ne yazık ki marka değeri olarak dünya’da 48'inci sırada. Türkiye’nin dünya turizmi üzerindeki payı da %3.
Zirve’de gündeme gelen konulardan bir kaç tanesi … Türkiye turizmi 2011 rakamları, ülke markası, doğa, enerji teşviği, THY 2012 hedefleri, dünya krizi, erken rezervasyon, golf turizmi.
Zirvenin en şaşırtıcı açıklaması Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay tarafından yapıldı. Türkiye’nin artan turist sayısına rağmen Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan ve düşük görünen turizm gelirine dikkat çekti. Bakan Günay, turizmden elde edilen gelirin açıklandığı gibi 23 milyar dolar olmadığını ve ekonomiyi yakından takip eden herkesin turizm gelirinin TÜİK’in açıkladığı rakamlardan daha yüksek olduğunu bildiğini belirtti. Bakan Günay çok iddialı bir rakam attı ortaya ve turizm gelirinin 5 milyar dolar eksik olduğunu vurguladı. Zirvenin en önemli açıklamalarından birisinin bu olduğunu düşünüyorum.
Zirvede konuşma yapan TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner; Türkiye’nin en büyük ve önemli sektörlerinden birisinin turizm olduğunu vurguladı. Boyner, sektör ile ilgili konulara kesinlikle turizm yatırımcılarıyla aynı pencereden bakıyor diyebilirim! Turizm sektörünün direkt ve indirekt olarak etkilediği diğer hizmet ve ürün sektörlerini, turizm sektörünün sağladığı istihdamı da inceleyince, ülkemizin şu anda en lokomotif sektörlerinden bir tanesinin turizm olduğu gizlenemez bir gerçek!
Boyner, konuşmasında TÜSİAD’ın turizmin daha da kalkınmasına destek olmak için hazır olduğunu ve daha çok önem verecekleri bir sektör olacağını belirtti. Bundan sonra biz turizm sektörü yatırımcı ve profesyonellerine düşen birliklerimize TÜSİAD desteğini almak için olabildiğince baskıyı kurmak olmalı !
Sayın Boyner konuşmasında 'Hedeflediğimiz daha yüksek gelirli turistin Türkiye'yi öncelikle tercih etmemesinin nedenini iyi tespit etmemiz gerekiyor dedi. Evet çok önemli bir noktaya değindi; fakat bunun cevabını bulmak için ciddi araştırmalar yapmaya gerek yok – bunun sebebinin yüksek gelirli turiste markamızın 'yeterince' pazarlamasının yapılmadığını söyleyerek ben özetleyebilirim!
ABD ile konu sınırlandırılmaz ama sadece bir örnek vermek açısından belirtmek istiyorum; biliyoruz ki Türkiye’ye gelen ABD’li turist hem esnaf hem de turizmciler tarafından 'yüksek gelirli' kategorisinde değerlendiriliyor… 2011 Ekim ayının 1 haftasını üye olduğum TATC (Türk Amerikan Turizm Konseyi) ile birlikte ABD’de, tamamen kendi pazarlama bütçelerimizle THY’nin direk sefer yaptığı (Los Angeles, New York, DC, Chicago) ve gelecekte yapmayı planladığı (Houston) eyaletlerindeki büyük acenta ve tur operatörlerine workshop yaparak geçirdik. Ve gördük ki; zamanında Times Square’de yapılan pazarlama çok güzel olsa da kesinlikle ABD’nin yüksek gelirli alanlarına yayılmak için 'yeterli' değil. Bu gibi faaliyetlere ek olarak çok daha düşük bütçelerle çok daha niche pazarlama yapılabilir.
Zirvede konuşma yapan THY Pazarlama Müdürü Faruk Çizmecioğlu’nun 2012’de 38 milyon yolcu hedeflediklerini belirtmesi tüm turizmciler için güzel bir haber. Ülke geneline turist girişlerinin artması ancak ulaşım ile sağlanabiliyor; özellikle Akdeniz ve Ege bölgelerine kış aylarında daha yoğun uçuşlar olmadığı sürece bu bölgelere gelecek turist sayısının artması da zor.
Vural Öger çok önemli bir konuya değinerek; “Elit Avrupalı İstanbul dışında Turkiye'ye gelmiyor. İstanbul ayrı bir destinasyon” diye bir görüş sundu konuşması esnasında. Bunun asıl sebebini de bence bir başka cümlesinde açıklamış oldu ; “Akdeniz Bölgesi'nde en güzel otelleri yapmışsınız, fakat otelden çıktıktan sonra insanlara ne sunuyorsunuz?" Elit Avrupalı ve elit Amerikalı’nın özellikle İstanbul’u destinasyon olarak tercih etmesinin en büyük sebebi otelinin kapısından dışarı çıktığında ülkesinde alışık olduğu kaliteyi mağazalarda, restoranlarda, müzelerde bulabilmesi. Akdeniz ve Ege bölgelerinin bu standartlara ulaşabilmesi biraz zaman alacak....
Bir sonraki zirvenin spesifik olarak Türkiye marka pazarlaması üzerine olmasını öneriyorum ! Konuşulan herşeyin kaynağı aslında 'markamızı doğru pazarlayabilmek'ten geçiyor. Dünya çapında bir artış sağlayabilmek Türkiye için aynı marka mesajını vermek ve doğru destinasyonlara, doğru pazarlama ve bütçeleri doğru kullanmaktan geçiyor!
Şu hiç bir zaman unutulmamalı ki; turizmin Türkiye’de bu denli yükselişte olması cesur yatırımcıların girişimlerinden kaynaklanıyor. Derinleşen global krizde yatırımcılar kesinlikle ülkemiz için birer fırsat. Yeri geliyor derinleşen global risklerle hiç bir teşvik olmadan, minimum belediye desteğiyle ve tamamen kendi pazarlama stratejileriyle ayakta durmaya çalışıyor turizmin alt birimleri.
Gördüğünüz gibi zirve, bilgiyle o kadar doluydu ki, ancak bir bölümüne değinmek için sayfam ancak yetiyor ! Gerçekten sektörü heyecanlandıran bir gündü. Şimdi asıl önemli olan konuşulanların zirve sonrası sürdürülebilirliği!
Bu Makale 10.02.2012 - 14:20:51 tarihinde eklendi.
Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.
www.turizmguncel.com internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, video ve fotoğrafların her türlü hakkı Turizm Güncel A.Ş.’ye aittir. İzin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez.