Zayıf halkaların güçlülere etkisi

Bir önceki yazımda Türk tur operatörlerinin ülke turizmi için ne kadar önemli olduklarından bahsetmiştim. Bu operatörlerin desteklenmesi gerektiği, Türkiye turizminin geleceğinin bu operatörlerin varlığına bağlı olduğunu belirtmiştim. Ancak bu operatörlerin desteklenmesindeki en önemli faktör aynı zamanda bu şirketlerin ne kadar sağlıklı finansal yapıya sahip olduklarından geçmelidir.

Hollanda seyahat sigorta fonu SGR, toplam paket hasılatının % 75'i Türkiye destinasyonuna olan tur operatörlerini SGR fonundan çıkarma kararı aldı. Bu şirketleri TSGR adlı yeni bir fona taşıdı ve bu fona 750 bin euro bağışladı. 2 yıl süresince fonun yönetimini kendilerinin yapacağını 2 yıl sonra bu şirketlerin başlarının çaresine bakması gerektiğini beyan etti. Bu kararın alınmasındaki en önemli neden 2009 yılında Hollanda’da peş peşe üç Türk tur operatörünün batması ve son 10 yılda bu sayının 19 olması idi. Burada yanlış olan, bütün işi bu şirketleri kontrol etmek olan bu fonun kontrollerini düzenli yapmaması ve bu şirketlerin batmalarına göz yumması sonrasında ise sanki sorumlu olan kendisi değilmiş gibi böyle ayrımcı bir karar almasıdır. Bilerek veya bilmeyerek (çoğunluğu hileli batmıştır) batan 19 şirketin bu kararın alınmasına sebebiyet vermesi bu şirketlerin sahiplerinin Türkiye turizmine ve işlerini düzgün bir şekilde yapmaya çalışan diğer şirketlerin sahiplerine yapmış oldukları en büyük ihanettir.

KARTEL ŞİRKETLER, TÜRK TUR OPERATÖRLERİNİ YOK ETMEK İSTEYECEKLER

Peki bu aşamadan sonra ne yapılmalıdır? Bugün Hollanda’da karşılaştığımız durum hiç şüpheniz olmasın diğer Avrupa ülkelerine de yayılacaktır. Çünkü kartel şirketler bu ülkelerde de tek kalmak için Türk tur operatörlerini yok etmek isteyeceklerdir.

Bu bağlamda, TÜRSAB tarafından çalışması yapılan yeni sigorta fonunun incoming ayağının da düşünülmesi Avrupa’dan ve dünyanın dört bir yanından Türkiye’ye turist getiren tur operatörlerinin de düşünülmesi gerekir. Bu kabul hem fonun daha büyük ve güçlü olmasını sağlayacaktır. Hem de Avrupa’nın ve dünyanın dört bir yanındaki Türk tur operatörlerinin bu fon sayesinde bulundukları ülkelerde Hollanda’da karşılaşılan durumun benzeri ile karşılaşmamalarını sağlayacaktır.

TÜRSAB'IN BU FONU, ÇOK AKILLICA BİR ADIM

TÜRSAB’ın oluşturmaya çalıştığı bu sigorta fonu çok başarılı ve akıllıca bir adım. Ancak bu modelde fona üye olacak olan şirketlerin denetimi çok önemli yer tutuyor. Bu sigorta fonunun bir kanunla desteklenmesi halinde tüm tur operatörleri bu fona üye olmak zorunda kalacaklar. Ancak bu sayede yolcunun ve şirketlerin güvenliği üst düzeye çıkmış olacak. Tur operatörleri de bu fonun denetlemesi sayesinde artık daha sağlam adımlar atmak zorunda kalacaklar. Ancak yukarıda da bahsettiğim üzere sadece Türkiye’den dışarı yolcu taşıyan operatörler değil, Türkiye’ye yolcu taşıyan operatörlerin ve operatörlerin incominglerini yapan acentelerin de bu fona dahil edilmesi gereklidir. Bu fona dahil olacak olan tüm şirketlere operasyonel ve finansal olarak belirli standartlar şart koşulmalıdır. Ve son olarak bu fonun özel bir yasa ile özerk bir yapıya sahip olması ve tamamen profesyonel yöneticilerle belli sınırlar ve yetkiler içerisinde yönetilmesi gerekmektedir.

Bu Makale 13.03.2012 - 16:06:42 tarihinde eklendi.

Kullanıcı Yorumları

Yorum Yap

Melik Yetim 04.03.2012 - 03:11

Nurten Hanım, yorumunuz için öncelikle teşekkür ederim. Sizin de belirttiğiniz gibi maalesef bu tarz firmalar ve kişiler var. Ancak bunların tamamı da bilinçli olarak batmıyor, sadece finansal yönetim hakkında bilgileri yok ve kolay yoldan kısa zamanda çok para kazanmak istiyorlar. Benim bahsettiğim sigorta fonu aslında tamamen devletten bağımsız olmalıdır. Denetimi bağımsız denetim şirketi tarafından yapılacak, tüm ciddi tur operatörlerinin üyesi olduğu ve tamamen profesyoneller tarfından yönetilecek ve yönetiminde üyesi olan tur operatörlerinden birer temsilcinin de olacağı bir yapı bu konu için çözümdür. Bu yapıya üye olmayan şirketler veya tur operatörlerinin faaliyet gösterdikleri ülkelerde güvenli kabul edilmediği bir yapı gerekli. Bu konu ile ilgili araştırmalarım ve çalışmalarım devam ediyor. İnşallah yakın bir zamanda bir proje taslağı hazırlama düşüncesindeyim.

Nurten KESKIN ROLLIER WISDOM TRAVEL 22.02.2012 - 10:57

Melik beyin yazisini dikkatle okudum ve malesef Hollanda da yasanilan bu durumun, Fransa da da ayni boyutlarda oldugunu bilmenizi istedim.Fransa henuz, Hollandanin cikarigi ve uyguladigi bu yasaya sahip degil,ama Hollanda daki gibi hileli batislarla Turkiye nin adini rezil eden bir cok tur operatorune sahipdi ve sahip olmayada devam ediyor.Fransa daki bu bosluk da boyle bir yasanin olmamasindan ve ozeliklede bu tip tur operatorlerinin APS denilen Seyahat Acenalari birligi ve valiliklerce takip edilmeyisinden kaynaklaniyor.Bu ornekleri Fransa son yillarda bol bol yasadi...Bizim en buyuk enisemiz Turkiye nin ve Turk TO larinin adini kirletmeleridir.Ustune ustlukde mantar gibi butun dunya ya yayilan ve sizlerinde bildigi ve yakindan takip ettigi shopping turlari bu korkumuzu artiracak ve malesef Turk turizmine zarar vermeye devam edecekdir.Yurt disindaki Turk TO larinda calisilan bu kanunun kapsamina alinmasindan yana degilim zira,su yad bu sekilde yolunu bulup bu sistemide dolandirmayi becereceklerdir eminim.Ciddiyetle yurt icnde veya yurt disinda Turkiye turizmini temsil eden ve hayatlarini kazanan bizlerin de akili ve onunu goren yatirimcilar olarak tedbirli ve dikkatli olmaz gerekir.Herseyi devletten beklemenin cozum oldugunu dusunmuyorum.Eger zamanin da ekonomik onlemlerini alip saglikli yatirmlar yaparlarsa sirketleri tehlikeye dusmez .Turizm Bakanligimizin ve Tursab in bu konulari yakindan takip etmesini rica ediyorum ozellikle de yukarida bahsettigim yurt disindaki hilekar TO kurup iki uc yil sonra da batiran sahtekarlarin.Saygilarimla.

Zayıf halkaların güçlülere etkisi

KVKK Aydınlatma Metni