Yeni Hükümet Programında turizmin yeri ne olacak?
Araştırmacı Yazarlık misyonumuz gereği, Türk Turizminin şekillenmesinde önemli rol oynaması gereken Yasal Mevzuata ilişkin kritik konulara da değindik. İçinde olduğumuz turizmin önlenemez yükselişi sürecinde, tüm koşullar da hızla değişmektedir ve yasal yetersizlikler de ciddi engeller oluşturmaktadır. Bu tıkanıklıkların giderilmesi ise, çağdaş gereklere ve güncel ihtiyaçlara uygun mevzuatın üretilmesine bağlıdır.
Turizmin yakın tarihinde, 2000’lerde oluşan ihtiyaç paralelinde oluşturulan ve 2007 başında resmen yürürlüğe girmiş olan 2023 Stratejisi çerçevesinde söz konusu engellerin aşılması için gereken tüm eksikler paket halinde gündeme getirilmişti. Ancak, her nedense(?) gereğince üzerinde durulmayan ve şiddetle ihmal edilen Strateji ve 1.Eylem Planı hükümleri sonucunda, bugün turizmde büyük boşluklar oluşmuştur.
Bugün gelinen noktada ise, turizmin sağlıklı gelişmesini ipotek altına alabilecek düzeyde önemli engeller ve kanıtlanan çok yönlü olumsuzluklar birikimi yaşanmaktadır. Kanımızca bu fiili durumun en büyük nedeni, turizmin Milli Ekonomide yüzde on gibi çok yüksek şaşırtıcı boyutlara ulaştığının idrak edilmemiş olmasıdır. Sadece döviz kuluçkası bir “üvey evlat” olarak algılanan turizme, gerekli ihtimam hala gösterilmemektedir.
Gerçekte 40+ sektörün oluşturduğu özgün bir endüstri olmasına rağmen, turizme hep belirsiz bir yeni sektör gibi bakılmasıyla gerçek boyutları buz dağı gibi saklı kalmıştır. Çok dar bir bakışla ve sadece yabancı turist sayıları ile döviz gelirlerine bakılması, turizmin geniş ekonomik boyutlarını ve iç turizmin ekonomik etkilerini gözlerden ırak kılmıştır. Gerçek rakamlar, turizmin bilinen boyutlarının 3 kat üzerinde olduğunu kanıtlıyor.
Ekonomik kalkınma ve refah sürecinde çok etkili bir silah olması gereken turizmin, içine düşülen bocalama sürecinde “beklenen düzeye gelememesi” gerçekleri bile idrak edilememiş haldedir. Tıkanmalar nedeniyle oluşan verimsizlik kayıpları ve Anadolu turizm potansiyelinin devreye alınamaması gerçekleri, rakamların diliyle önceki yazılarımızda yıllardır yorumlanmıştır. Bu bakımdan, güncel duruma odaklanmakta yarar var.
YENİ HÜKÜMET PROGRAMIMDA TURİZME GEREKLİ İHTİMAM GÖSTERİLECEK Mİ?
Turizmde gerçek anlamda bir restorasyon projesi olan 2023-TTS’nin özetini vermek gerekirse; Oluşum döneminde iki kez toplam 48 Ay Bakanlık yapan Sn.Mumcu ile başlayan 2.Turizm Hamlesi çalışmalarının, Sn.Koç’un 30 Aylık Bakanlığı döneminde Stratejiye bağlanmasıyla toplam 6,5 yıllık net bir süreç yaşanmıştır. Uygulama dönemi olarak da 65 Aylık Sn.Günay ve 19 Aylık Sn.Çelik Bakanlıklarıyla tam 7 yıl geçirilmiştir.
Turizmin gelişme sorunlarına ilaç olarak, konsültasyon sonucunda yazılan resmi bir reçete hüviyetindeki Türkiye Turizm Stratejisi’nin önünde halen 9,5 yıllık Yasal bir geçerlilik süresi vardır. Turizmde artık müzmin hale gelen hastalıkların tüm olumsuz belirtileriyle artarak sürmesine ve geçerli alternatif de olmamasına rağmen, söz konusu tedavi ve rehabilitasyon sürecine neden geçilmediği(?) büyük bir merak konusudur.
Önceki 61.Hükümet Programı’nın belirlendiği Aralık 2012 itibariyle kaleme aldığımız Makalemizde (1) 2023 Stratejisi odaklı olarak ve özellikle eksikleri irdeleyerek söz konusu Programı değerlendirmiştik. Bugünlerde belirlenecek olan 62.Hükümet Programında acaba kayda değer bir değişiklik olacak mı? Zira 20 Ay önceki Programda yer alan eksik hükümlerin bile gereğince ele alınamamış olduğu, güncel ve bariz bir gerçektir.
Özellikle de, göreve geldiğinde 84 Ay önce göreve geldiğinde, önünde “turizmin yol planı” olarak 2023-TTS’ni bulmasına rağmen, uygulamaktan özenle kaçınan Sn.Günay sonrasında Bakanlık görevine gelen Sn.Çelik, bir “strateji uzmanı” olmasına rağmen bu konuda ciddi bir değerlendirme yapmamıştır. Türkiye turizmde kararlıysa ve “stratejik atılım” yapılacaksa, bu konuda tüm belirsizliklerin giderilmesi gereklidir.
Diğer yandan, tek başına iktidar dönemi yaşayan Ak Parti Programı açısından “turizme bakış” konusunda da durum değerlendirmesi yapınca, ortada herhangi bir engel görülmemektedir. Üstelik çok tutarlı ve örnek nitelikteki net hükümlerin yer aldığı Programda, Stratejik yaklaşım olarak “turizm master planı” yapılacağı bile kayda alınmıştır. Fakat bu yaklaşımın “bölgesel planlar” olması gerektiği doğal olarak ihmal edilmiştir.
Ak Parti Programında öne çıkan bazı hükümler: “Partimiz, Türkiye’nin bu potansiyelinin tamamını turizmin hizmetine sunmak için bilinçli çalışma yapılması gerektiğine inanır. Türkiye’de turizm gelirlerinin artırılması ve turistik bölgelerin çeşitlendirilmesi ... turizm potansiyelimizin etkin bir biçimde tanıtımına bağlıdır. Bu genel esaslar çerçevesinde; Turizm sektörünün kurumsal ve yasal altyapısı iyileştirilecektir.” Denmektedir!
En somut yöntem yaklaşımı ise: “Turizmde ürün çeşitliliğini artıran, öncelikleri saptayan, yerel inisiyatifin katkısını sağlayan, turizm envanterini çıkartan ve değerlendiren, yerel tanıtım için projeler geliştiren ‘Turizm Master Planı’ mesleki örgütlerle işbirliği yapılarak hazırlanacaktır.” Hükmüdür. Fakat 2023 Stratejisi çalışma sürecinde bu Ulusal işlemin “yerel turizm konseyleri” ile Bölgesel olarak ele alınmasına karar verilmiştir.
TURİZMİN ÖNÜNÜN AÇILMASINDA HÜKÜMETE KRİTİK GÜNCEL ROL DÜŞMEKTEDİR
Son kesitte ortaya çıkan fiili durum, “turizmin karşılaştığı engellerin aşılamaması nedeniyle sorunlar içinde çırpınma sürecinin giderek büyümesi” olarak ifade edilebilir. Bu durum ise, 88 Ay önce yasallaşan Strateji sürecinin sahipsiz kalması ve uygulanmaması olduğu, apaçık ortadadır. Fakat kurulması öngörülen Kamu-Özel kesim işbirliği ortamında, öngörülen yasaların eksik kalması nedeniyle “oyunun kuralları” belirsizdir.
Örneğin, son kesitte “turizmin başkenti” sıfatı yakıştırılan ve Türk turizminin yarıdan fazlasını üreten Antalya’da karşılaşılan altyapı sorunları, piyasayı iyice zorlamaktadır. Gerek elektrik yetersizliği ve gerekse ‘katı-sıvı atıklar’ ve yerel imajı doğrudan etkileyen ‘çevresel olumsuzluklar’ gibi hususlarda, turizmin sağlığı için gerekli atılımlar yapılamamaktadır. Zaten yerel inisiyatifin de artık adeta “havlu attığı” görülmektedir.
Daha önceleri “turizm 40 sektörü besliyor” anlayışıyla böbürlenen turizm işletmeleri ise, daralan pazarlar ve artan rekabet kıskacında, katmerli olarak yükselen maliyetler ile ‘günü kurtararak mutlu olmak’
sürecini yaşamaktadır. Daha önce aktif turizmcilerin “şampiyonluk” tasarruflarını izleme gayretinde olan “yerel pasif paydaşlar” ise, artık oluşan çetrefil bilmeceleri çözmek yerine “görmezden gelmeyi” tercih etmektedir.
Bu tablo ise, tam anlamıyla küme düşen ve çöküşe geçen futbol takımı gibi “belirsizlik ve ümitsizlik” sürecini hatırlatmaktadır. Bu aşamada Devlete düşen de, yeni kuralları ve yasal düzenlemeleri yaparak tıkanıklıkların aşılmasını sağlamak ve Makro Ekonomi açısından yerel turizme gerekli destekleri sağlamaktır. Henüz 6 ay önce yaptığımız bir tespitte, turizmin gözüken Makro kayıplarının 500 Milyar düzeyine eriştiğini belirtmiştik.
Zaten iyice gündemden düşen ve adeta unutulan 2023 Stratejisi, artık sadece söylemlerde 2023 hedefi olarak 50 Milyar$ ile anılmakta olsa da, bu bile çok büyük bir gaf oluşturmaktadır. Zira bu hedef, gerekli hamlelerin yapılmasıyla 2013 yılı için öngörülen stratejik gelir olup, 2023 Yılı TTS hedefi ise 86 Milyar$’lık yıllık dış turizm geliridir. Yeni yapılan 10.Kalkınma Planında ise, 2023 Stratejisinin adı bile geçmemiştir.
Son kesitte 2013 sonu itibariyle sona eren 2023 Stratejisi 1.Eylem Planı yerine, bir yıl öncesinden hazırlanıp Ocak ayında devreye girmesi gereken 2014-2018 2.Eylem Planı halen çalışılmamıştır. Geriye kalan son 10 yılından 8 ayını “fiilen eylem plansız” geçirmiş olan turizmin, 7 yıllık 1.Eylem dönemindeki “72 Maddelik Hükümlerde” uygulama oranını da analiz ederek, sadece %18 düzeyinde kaldığını ayrıca tespit etmiştik.
SONUÇ: Daha önceki analizlerimizde oluşan anlamsız durumu ancak “basiret bağlanması” olarak izah ederek, turizmin çürüyen bir yapıda “şeker hastası” olmasına rağmen, nasıl şampiyon ilan edildiğini de detaylı olarak sorguladığımız 2023 Stratejisi kapsamlı yazılarımızı ayrıca tek dosyada (2) veriyoruz. Bu vesileyle ‘strateji avukatı’ sıfatıyla da “turizm reçetesinin akıbetini” tekrar temcit pilavı olarak sunuyoruz.
Bu Makale 25.09.2014 - 11:00:03 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
-
Yeni Hükümetimizin Yeni Başbakanının 2023 Hedefini az önce 50 Turist ve 50 Gelir olarak bildirerek, 7 yıllık DEVLET Turizm Stratejisinin fiilen Kadük olduğunu tekrar öğrenmiş bulunuyoruz Oysa mevcut verimsiz gelişimle bile 6 yıl sonra gelirler 50 Milyarı aşacaktır? AYRICA: Yazı eki adresler yayına girmemiş: Önemli linki vererek diğer detayların mail talebi ile iletilebileceğini belirtirim. (1) http:www.turizmguncel.commakale2013hukumetturizmprogramigundemveeksikkalanlarm1027.html