Yeni bakan ve turizm değirmeni
Şu Turizm Bakanlığı adam harcama açısından ciddi bir değirmendir. Bakanından üst düzey bürokratına, uzmanlarından teknik elemanlarına kadar devamlı değişip dururlar. Oysa son derece zor yetişir bu insanlar. Tam konuyu öğrenip tecrübelerini Türkiye'nin yararına hayata geçirecekleri sırada görevlerine veda ederler.
Bunun siyasi sebepleri, yönetimde anlayış farklılıkları, daha iyi personeli temin etme gayretleri olabilir. Ama ne olursa olsun, Türkiye’nin iyi yetişmiş insanları harcama gibi bir lüksü yoktur, olamaz ve olmamalıdır da.
Kim ne derse desin, Ertuğrul Günay gerçekten iyi bakanlık yaptı. Şartları zordu, siyasi duruşu farklıydı, görevine politikayı bulaştırmamaya özen gösterdi. Eksikleri ve yanlışları olabilir ama 5 yıllık bakanlığında sektörden tam not aldı. Üstelik yerlerde sürünen müzelerimizi ayağa kaldırdı, kaçırılan tarihi eserlerimizi yurda getirme başarısını gösterdi. Turizmle kültürü çok iyi yönetti doğrusu.
Makamlar kimseye tapulu değildir. Elbette zamanı gelince yöneticiler değişecek ve yerlerini gençlere bırakacaklardır. Ancak başarılı insanları değiştirirken düşünmek gerek. Yerine gelecek kişi konuyu iyi biliyor mu, bir geçmişi var mı, vizyonu yeterli mi? Bizde buna pek bakılmaz. Hele Turizm Bakanlığı için gerekli özellikler hiç aranmaz. Turist olsun, üç-beş yeri dolaşsın kâfi.
Şimdi bakan değişti. Ertuğrul Günay’ın yerine iyi lisan bilen, Başbakana yakın bir genç geldi. Kendisini tanımam, sadece motosiklete binmiş bir resmini gördüm. 3 dönemdir milletvekili. Öyle olunca yakında politikaya veda edecek. Herhalde biliyorsunuz, Başbakan 3 dönem milletvekilliği yapanın bir daha aday olamayacağını açıklamıştı. Bu durumda Ömer Çelik, önümüzdeki seçimde yok. Bu kadar kısa bir süre içinde yeni Bakan, turizmin nesini öğrenebilir, böylesine başarılı bir sektörü nasıl ehliyetle yönetebilir?
Sadece bakan değişse iyi. Şimdi Müsteşar da değişiyor. Onu da dış göreve galiba Washington’a göndereceklermiş. Topun ağzında yatırımlar genel müdürü varmış. Anlayacağınız yetişmiş insanlarımıza, yerlerine daha iyilerini bulmadan tezkereyi verip yolluyoruz. Devlet adına, turizm sektörü adına üzülmemek mümkün değil.
Bana göre yeni Bakan, iyi bir başlangıç yapmadı. Doğruysa, işe üst düzey bürokratların istifalarını istemekle başladı. Sonra Berlin’deki turizm fuarında iyi bir performans sergileyemedi. Hele Almanya’da eskiden futbol oynamış bir genci, ”Burada turizmden sorumlu bu delikanlıdır” diye takdim etmesi, tüm turizmcileri şaşırttı. Ama asıl hatayı ve büyük gafı, Çeşme’de toplanan Dünya Turizm Teşkilatının toplantısına katılmamakla yaptı.
Aynı tarihte Olimpiyat yönetimi İstanbul’a gelmişti. Türkiye olimpiyatlara talip olduğu için, bu ziyarete önem verilmiş. Bizzat Başbakan konuk olimpiyatçıları ağırlamıştı. İşte Bakan Çelik, ayağımıza gelen Dünya Turizm Örgütü temsilcileriyle birlikte olmak varken, böylesine büyük bir fırsatı kaçırmış ve Başbakanın çevresinden ayrılmama yolunu seçmişti. Oysa Türkiye’nin Spor Bakanı vardı, olimpiyat onun işiydi ama Ömer Çelik aldırmadı ve orada görünmeyi daha uygun buldu.
Dünya Turizm Örgütünün Çeşme’deki toplantısında önemli kararlar alındı. 50 ülkeden Bakan, Bakan yardımcıları ve Turizm Genel Sekreterlerinin katıldığı bu toplantıda, çarpıcı metinler onaylandı. Örneğin, turizmde global etik ilkeleri tartışıldı. Bu ilkelerin sınırları çizildi. Kültürel mirasın iyi kullanılması ve zenginleştirilmesi kararlaştırıldı. Bizim basın bu işlerle ilgilenmediği için, böylesine önemli konularda gazete ve televizyonlarımızda doğru dürüst bir haber de yoktu.
Turizm Bakanı Çelik, bir taşla iki kuş vurabilirdi. Sabah İzmir’e gelip, bu tarihi toplantının açılış konuşmasını yapabilir, sonra helikopterle İstanbul’a geçerek, Olimpiyat Komitesi çalışmalarına katılabilirdi. Böylece hem İzmir’in EXPO 2020 Fuar talebine, hem de Türkiye’nin olimpiyat arzu ve gayretlerine destek isteyebilirdi.
Ne yazık ki olmadı.
Bu Makale 27.05.2013 - 20:40:22 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
-
Turizm Değirmeninin adam öğütücü yönü ile girdiğiniz yazınıza, bu milli değirmenimizi Anadolunun müstesna buğdaylarını öğütmekte neden kullanmayı düşünmediğimiz konusundaki katkılı yorumlarımıza, cevaplarınızı mutlaka bekliyoruz Sn.Pulak Bu yönde beslediğimiz ümitleri dile getirdik. Piyasada böylesine bütünsel bir çerçeve ortamına çok nadir rastlandığından, yararlı sonuçlara erişebilmek üzere gayret göstermeye de değerdir. Konuyu gündeme getirmeniz paralelinde, Moderatörlüğü de sürdürmeniz gayet doğaldır. Zira herhalde? amaç yazı yazmak değil ama fikir ve eylem ortamına katkı koyarak sonuç alabilmek olsa gerektir. Ne dersiniz?
-
Turizm konusunun sınırları oldukça geniş. Eğer son zamanlarda yeni artışlar olmadıysa 30 dolayında sektörle bağlantısı olan bir hizmet sektörü...Bu sektörün temel taşları destinasyon alanı, konaklama tesisleri ve acentalardır. Ben şunu gördüm ki, ülkemize önemli katma değer sağlayan bu konaklama işletmeleri ve acentalarda samimiyet yok. Samimiyet olmadığı yerde de güven olgusu zedelnir. Bu düşüncemin dayanağı şudur tüm araştırmacılara, uzmanlara soruyorum: Sorunuz bakalım, bir yıl içinde acentaların ne kadar turist getirip götürdüklerini söyleyecekler mi? Konaklama işletmecileri ne kadar turistin konakladığını söyleyecekler mi? Neden söylemiyorlar? Bu yüzden, ben bir Kültür ve Turizm Bakanı olsam sağımdaki ve solumdaki güçlü yoldaşlardan çekinirim, onlara güvenemem. İsteklerini düşünürken, değerlenirirken duraksarım. Konaklama işletmeleri vergilerini hizmet verdikleri yöredeki maliyelere neden vermiyorlar? Alt yapı hizmetlerini aldıkları o yörenin yerel yönetimlerine güç vermekten neden kaçınıyorlar? Turist rehberleriyle güç alıyolar ama onlara gereken değeri vermiyorlar, neden? Ellerinde çalıştırdıkları personelin sosyal güvencelerini tam olarak sağlıyorlar mı, belli değil...Ama yine de Allah eksikliklerini vermesin.
-
Türk turizminin çok Güncel bir gündemini ÇOK Yerinde bir başlıkla ve güzel bir kurguya oturtarak, Piyasaya vermiş olduğunuz kritik mesajlarınıza MAKRO Katkılar koymak, tam aradığımız fırsat Sn.Pulak... ÖZET Bir anlatımla: Çerçeveniz içinde yer alan tüm yaklaşımlarda büyük doğruluklar var. ANCAK: Yeni ve stratejist Bakanımızın Bakanlıkta niyet etmiş olduğu görülen: Üst Bürokrat Kadrolarında değişim yaparak, yepyeni ve ATILIMCI bir politikayı uygulamaya sokması, en doğal ve son dönemde turizmde yaşanan duraklama döneminin aşılabilmesi için de, çok yerinde ve stratejik bir tasarruftur. Bu süreci tamamlayan ve (yeni stratejilerle de güncelleyerek?) en azından 2023 Turizm Stratejisinde belirlenen Bakanlık yasal görevlerinin HIZLA yerine getirilmesi (bile) Turizm Endüstrisinin duran çarklarının tekrar çalışmasına yeterli zeminleri hazırlayacaktır. Yorumladığınız gibi, Sn.Günayın Turizme Kültürü öğretmesi gibi bir çeşni getirdiği çok doğrudur. AMA Bu özellik boş bardaktaki bir parmak su niteliği taşıyor. Bardağın BOŞ tarafında ise, Kültüre aşırı ağırlık verilerek, Bakanlıkta önde ve ağırlıkta olan Turizm Kültürünün imha edilircesine köreltilmiş olması gibi bir gerçek söz konusudur. Bu bakımdan, (kanımızca) eski olayları sineye çekip, yeni ufuklarda yeni çözüm arayışlarına girilerek, mevcut tıkanıklıkların HIZLA aşılması ve gerek bürokraside, gerekse REEL Piyasa nezdindeki atılım sinerjisinin Yurt çapında oluşturulması ve yakalanarak gelişime yönlenirilmesi gerekmektedir. Daha henüz iki kez 40ını çıkarmış olan çiçeği burnunda Yeni Bakanımız, kulaklarını çınlattığınız sabık Bakanımızın, rekorlar kıran görev süresinin daha 3ü seviyesindedir. Ümidimiz, yeni Bakanlık kadrolarının hızla teşkili ve somut stratejik görevlerine sarılmalarıyla, son 6 yıldır bekleyen 2023 hedef ve görevlerinin ele alınması, 2.Eylem Planı kapsamında da güncellenerek ANADOLU Turizmine açılan yeni perspektiflerde, Türk Turizminde YEPYENİ bir 3.HAMLE dönemine girilebilmesinin sağlanmasıdır. Şimdiye dek neye niyet ve neye kısmet kısır döngüleri içinde kaybedilmiş olan 10 yılların da bu kararlı ve çözümcü atılımlarla geri kazanılabileceği yönündeki ümidimizi de canlı tutma gayretlerindeyiz. Ne dersiniz Sn.Can Pulak...?
-
Bakanın nerede olduğu önemli değil, bu sütunlarda bir yazar siyaset, ülke kaynaklarından yandaşlara en büyük payı ulaştırma sanaatıdır demişti. Bu dün de böyle idi bu günde.
Bu bakanlık özel sektör de kapıcı olamayacak danısmanlar tarafından yönetilmedi mi?
Ne bakanlar gördük 5 dikiş makinası iki makas 250 m2 atölyeden TC nin sayılı zenginleri ve asilleri arasına girdiler. Sadece kenileri değil destekcileri milletvekileri, danışmanlar ilçelerinin zenginler listesinin en başına sıçradılar.
Bayılırım bizim liderlere biz kabile ülkesi değiliz derler ama sadece bir aile tarafından bile yönetilen Arap ülkelerine kurban olsunlar. Oralarda bile fırsat eşitliği bizden fazla.
Bakan olan muslukçusunu torbacısını getirecek, aktif mevkilere gelip de muslukçu, torbacı olamamış işini bilemeyen üst düzey memurlar, iyi adamdı ama kerizdi diye anıldılar hep. Çok yakın bir tarihte yakından tanıdığım bakanın biri bir tatil beldesinde yandasları ile bir koya sote olmuş birasını çekiyordu ki gözgöze geldik oo merhaba nasılsın dedi. Hal hatır felan, ilçenin amme hizmeti olacak turizm ile ilgili bir konusunu ilettim kenisine. Masanın etrafındaki fuarcı, acentacı vs. yandaşlar tam parsayı paylaşacaklarken gelen sadece kamu yararına talepte bulunan bana bozuk bozuk bakarken, ortak il milletvekili yaaa bizde önemli bir görüşme yapıyorduk deyince hemen vedalaştım. Bakanda güle güle derken, memleketin çoğunluğu senin gibiler (adeta kerizler dercesine) olduğu sürece politikadan çok zevk alıyorum demişti, sansar gülüşü ile. Sonra aynı adam aynı ekiple partisinden ayrılıp iyi bir bedele partisinin en büyük rakibi partiyi de iyi bir bedele tasfiye edip köşesine çekildi fınık kırıyor şimdilerde. Hep şairin şiirinde ki kara kağnı gölgesindeki it deyimini hatırlamışımdır bunları düşündükçe.......
-
Sayın Bakan O pazartesi sabah 12 saat uçuştan sonra Çinden geldi. Akşamına olimpiyat sunum provasına katıldı. Salı sabahta olimpiyat sunumunu gerçekleştirdi. Akşamına olimpiyat yemeğine katıldı. Dünya Turizm Örgütü toplantısı ne zamandı bilmiyorum ama sanırım bahsettiğiniz helikopterle yetişme olayı mümkün olamazdı.