Serdar Karcılıoğlu

Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak

Dile kolay, kesintisiz yirmi birinci yılımı doldurmuşum Bodrum'da.

 
Hiç kopmadan,

Bir kaç günlüğüne de olsa uzaklaşsam, daha yokuş başına çıkmadan,

Döneceğim anı özlemeye başlamışımdır hep...

Nedendir bilinmez, sanki uzun ayrılırsam, beni unutacak korkusu sarmıştır benliğimi

Özdeşleşmişimdir...

Serde “Ege” lilik olunca,

En azından bir Bodrumlu kadar Bodrumlu olmuşumdur.

Hırçınlığını sevmişim, sakinliğini sevmişim, havasını, suyunu, deniz kokan

Denizini, kalabalığını sevmişimdir,

Bodrumumuzun...

Kalabalık dedim de, uzun yıllarını Bodrum’a verenler iyi bilir, turizm ne zaman başlar, ne zaman biter,  ne zaman coşar, nasıl tavan yapar…

Tüm bunlar değişmez ilkelerimiz olmuştur,

İş ve hayat tarzlarını buna göre belirler Bodrumlular.

Bu bayram da çok önceden sinyallerini verince yoğun bir kalabalık yaşanacağını,

Yoğun geçen kış periyodunun psikolojisinden midir bilinmez, ilk kez bunaldım, 

beni terk edeceği kuşkusunu atıp, üç gün de olsa kaçmak, kafamı dinlemek istedim,

Ülkemin binlerce cennet köşelerinden birisi, Marmara’nın incisi

Erdek’ te buldum kendimi,
 
Erdek, tarihi M.Ö 360 yıllarına kadar dayanan sırasıyla, Kyzikos, Roma, Bizans ve son olarak Osmanlı egemenliklerini yaşamış muhteşem bir coğrafya’ da, kurulu, kültür, tarih, deniz, güneş, kum fışkıran bir sahil kasabası.
 
Yaklaşık on kilometreyi bulan sahil bandı boyunca, asırlık çınar ağaçları ve dev palmiyeler ardındaki şehri ve yapıları adeta sırtlarına almış denizden gelenlere turkuazın ve yeşilin doyumsuz birlikteliğini yaşatıyorlar...
 
Ne yalan söyleyeyim, şehir iyi dizayn edilmiş.

Sahil bandının hemen hemen ortalarındaki liman bölgesinin solu tamamen ikinci konutlara ayrılmış, Konaklama tesislerinin hemen hemen tümü limanın sağına sonlarına doğru kurgulanmış,
 
İç turizmin tavan yaptırdığı bu güzel kentte orta direk ve üçüncü yaş gurubu ağırlıklı olarak tatil yapıyor.
 
Hal böyle olunca, kafa dinlemeye gelen insanlarımız ile otellerimiz ve eğlence mekanları arasında kavgalarda yaşanmıyor.

Hiç kimse için, sesi açtın kapadın gibi bir konu birinci öncelikleri değil...
 
Ama bir turizmci olarak benim birinci önceliklerim var;

Mesela temizlik...
 
Kumsalda ve sahil bandı boyunca ciddi efor harcanarak yapılmış araç trafiğine kapalı, yürüme bandı boyunca çöp yığınlarını görüyorsunuz,

Hem de, olmaması gereken saatte...

Sektörümüzün lokomotifi, can yeleği olan iç turizmin önemli bir destinasyonunun, insanlarının en fazla kullandıkları sahil bandında çevre temizliğine gösterilmeyen özen liman bölgesindeki Atatürk heykeli yanında, çok sempatik sahil kahveleri ardındaki yol üzerine dizilmiş üç beş balıkçı lokantasının önü ile tavan yapıyor...
 
Bayramın birinci günü akşamı, saat sekiz buçuk sıraları, salaş balıkçı lokantalarının birinin yol üzerine kurulmuş masalarından birisinde yemek yiyoruz.
 
Tepe lambaları yana yana bir çöp aracı yolda yürümekte olan insanları yara yara önümüzden geçiyor.

Yoğun bir koku sarıyor etrafı...

Olsun diyorsunuz akşam yemek saati olduğunu unutup,

Aferin belediyeye demeye fırsat bulmadan bu kez tekrar geri dönüyor...

Bu kez kendime geliyorum,

O hiç günahı olmayan emekçi kardeşime

“Yahu bu da olur mu kardeşim zamanı mı şimdi?” diye sesleniyorum,

Gözlerini kaçırıyor.

Demeye kalmıyor, hani şu altında iki fırçası olan temizlik araçları var ya! Sarı renkli...

Döndüre döndüre geliyor su fışkırtarak... ayaklarımızı kaldırıyoruz.

Bir toz bulutu kaplıyor etrafı...

Tabaklarımızda yiyeceklerimiz...
 
İnanın şaka yapmıyorum, üç kez tur atıyor aynı şekilde, bir aşağı bir yukarı; gidişi ile dönüşü arasında üç dakika geçmiyor.

Belli ki bir protesto var ortada ama anlayamıyoruz.

Lokanta sahibine isyan ediyoruz hep birden,

Korkarak ve çekinerek bir şeyler gevelemeye çalışıyor ama

Biz anlıyoruz...
 
Belediye başkanının telefonuna ulaşmaya çalışıyorum... Mümkün değil...

Öğreniyorum başkan;

Hüseyin AYSAN,

İstanbul Erkek Lisesi ve İTÜ mezunu, çağdaş bir Ak Partili...
 
Yok hayır yukarıdaki olay, sizin anladığınız gibi bir şey değil,

Mahalle baskısı, Alkol falan kesinlikle değil...

Sanırım anlaşılan o ki bölgedeki esnafla arası bir şekilde bozuk, başkanın...
 
Onları cezalandırıyor.
 
Tek bir konuyu atlamış, cezalandırdığı esnaf değil kendi insanı.
 
Erdek’i, Erdek yapan iç turizmin aktörleri...
 
Ayrıca, kara ve sivrisinek sayısı Erdek’i doldurmuş olan yerli turist sayısı ile yarışır durumda...

Sorup soruşturuyoruz,

Belediyenin bu sene hiç ilaçlama yapmadığı, ortak şikayet olarak dillendiriliyor...
 
Ne diyelim Ak Partili belediyelerin büyük bir bölümünde belediyecilik hizmetlerinde gözle görülür bir yarış izlenirken,

Erdek Belediye başkanı sınıfta kalmış benden söylemesi.
 
Neyse işte yağmurdan kaçarken doluya tutulmak böyle bir şey olsa gerek...
 
Sen misin Bodrum’ dan kaçan.....

Sevgilerimle,
 

Bu Makale 31.08.2012 - 21:23:02 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.