Ustalık nedir?
Sanat yaşamı algılayabilmek için içimizde geliştirdiğimiz farkındalıklar dizini olarak kabul edilebilir. Bu işlem ana eksende gördüğümüz ile düşüncelerle yarattığımız arasındaki ilişkileri sağlam bir temele oturtmak şeklinde gelişmektedir.
Bakış açımızın boyutu, renklerin ton değişimleri ve ışık, gözümüz kadar beyin dokularımızı da etkileyerek yaptığımız işlerde farklılıklar ortaya çıkartmamızı sağlar. Yaşamda belki de hiç fark etmediğimiz detay burada gizlidir. Muhteşem bir yaşamı renkli ve canlı tutacak olan hayattaki dokunuşlardır. Bizi güncel basmakalıp ve sıkıcı hale getiren her an uygulamakta olduğumuz davranış tarzlarımızın tümü için basit dokunuşlar fark yaratabilir. Nasıl mı?
Resme merak sardınız ve işin tekniğini öğrenerek kompozisyon, perspektif ve renk uyumu ile bir resim yarattınız. Resmi duvara astığınızda resme bakanların yüzlerini incelemeye başlarsınız. Eğer derine bakış ve bir şekilde gözü çevirerek ayrılan olursa bilirsiniz ki resminizde yanlış giden bir şeyler vardır. Her şeyi tekrar kontrol edip resminizi bir ustaya götürür görüşünü almak istersiniz. Ressam iki üç fırça vuruşu yapar ve kendiniz bile resmin ne kadar güzel hale dönüştüğünü görünce şaşırırsınız. Tekrar duvara asınca resmin önünde durup bakan insanların gözlerinin içinde kendi resimlerini görmeye başladığını izlersiniz. Şaşkın bir şekilde neyin farklılık yarattığını sorgularsınız.
Müziğe merakınız var ve hep küçük de olsa kendi bestenizi yapmak istiyorsunuz. Notaları ahenkli olarak dizdiniz ve parçayı seslendirince güzel bulduğunuz melodiler ortaya saçıldı. İyice prova yaptınız ve arkadaşlarınızı davet edip eserinizi icra ettiniz. Alkışlardan parçanın ruhunu anlarsınız. Peki, eksik olan veya fazla olan nedir? Tanıdığınız bir üstat sizin parçanızı dinler ve notalarda minör a yerine majör c değişikliği yapar. Parçayı tekrar dinlersiniz ve farklı olduğunu anlarsınız. Arkadaşlarınıza yeni bir dinleti sunduğunuzda onların gözlerinin içindeki sevgi gülücüklerinden parçanın iyi olduğunu anlarsınız. İşte bu noktada kendinizi sorgularsınız, ne değişti?
Teknik olarak fazla bir değişim söz konusu değil gibi görünse de aslında çok büyük farklılıklar oluşmuş ve iyileşme ortaya çıkmıştır. Bunu yapan ise bilgi ve deneyimdir. Buradan hareketle her gün sık olarak karşılaştığımız olguları irdelemeye başlayalım.
Karşınızda endüstriyel bir yapı durmakta ve siz ona baktıkça kendinizi ona yakın hissetmiyorsunuz. Ana yapı ve kullanılan malzemeler uyuşmamış gibi. İçeri giriyorsunuz ve ortamı örneğin hava kalitesi bakımından rahatsız olarak algılıyorsunuz. Ya soğuk veya fazla sıcak, gürültülü, değişik yerlerden çeşitli kokular geliyor. Veya içinde çalıştığınız modern binanın benzer özelliklere sahip olduğunu biliyorsunuz. Örneklerin çoğaltılabileceği bu durum bize proje ve uygulamalarda bazı eksiklerin olduğunu göstermektedir. Binanın yıkılıp yeniden yapılması çok daha zahmetli olacağından burada eksikliği hissedilen detayların uzmanlık çözümlerine odaklanmak gerekmektedir. Yukarıdaki verilen örneklerdeki gibi sadece yapıyı inşa etmek yeterli olmuyor, mutlaka onu ruhuna uygun duruma getirme becerisini kullanmak gerekli. Aynı şeyi yollarda, kaldırımlarda, yaya geçitlerinde, eğitimde, sporda, üretimde ve her yerde görmekteyiz. Algılamadığımız şey ise zahmetli olanı yapmak ancak ona ruh verecek küçük detayları atlamaktır.
Her yerde o kadar çok turistik tesis yapılıyor ki, nefes nefese bu yapıların turizme ve turiste ne kadar uygun olduğuna bakılmadan yarışma devam ediyor. Binalar birbirine benziyor, renkli cam cepheler, yüksek girişler ve benzeri. Bugün yaşanan krizlerin geleceği on yıllardan beri bellidir ancak ilginç olan bunu söyleyen sadece cılız ses olarak kalmakta, asıl sesini yükseltecek STÖ leri sus pustur. Sadece betona yatırım yaparak diğer turizm unsurlarını dikkate almamak ve sürekli ben yaptım oldu, sadece ben bilirim kafası ile yol buraya kadar. Ancak dikkat çekmek istediğim gelecekteki tehlike ise aynı turizm gibi hastane ve sağlık turizmi diye allanıp pullan yapılaşmada ortaya çıkacaktır. Bu gidişatı durdurup uygulamada olası aksaklıkların önceden tedbirini alacak sistem içinde yaratıcı dokunuşlar yapılamaz mı? Elbette yapılabilir ancak bunun için ortak bir akıl oluşturarak ortak çalışma yöntemleri belirlemek ve uygulamaya koymak gerekir. Özgün ve farklı bir mimari içinde enerji, su ve atık projeleri irdelenmiş bir bina tarzına yani ustalık ortaya koymak gereklidir.
Her şeyden biraz ortaya karışık
Hepimizin alışıp kanıksadığı bu tanımlama aslında ruh halimizi ortaya koymaktadır. Çoğunlukla gıda hizmeti verecek küçük bir büfe bile mönü yelpazesini oldukça geniş tutarak işi ne kadar bilmediğini ortaya koyar. Hazırladığımız projelerde ana kavram geliştirme aşamasında mekânın ticari olarak nasıl kazanacağı ortaya konur. Bu çalışma uzun erimli ve başarılı işletmenin ipuçlarını taşır. Genelde karşı karşıya olduğumuz, tesislerin süratle el değiştirmeleri ve aradaki masrafların büyüklüğüdür. Henüz bunu kimse keşfetmediği için sanki yeniden açılan bir yere müşteri hücum edecek gibi yanlış izlenime sahip olarak işletmeler el değiştirmektedir. Aslında neyi nasıl yapacağı hakkında bilgi almayı becerse başarılı olması büyük olasılıktır. Her projede kuruluş aşamasında yaklaşık %50 kazanım elde etmek işletmenin yola çıkarken en büyük avantajıdır. Bu avantaj ustalık ile ortaya çıkar. Sıradan ve bilinen yerleşimler ve cihazlar ile ne kadar uğraşılsa sonuç aynı olacaktır. Gıda hizmetinde büyük bir değişim olmak zorundadır. Aynı turizmde olduğu gibi burada da deniz bitmiştir. Peki, bu gerçeği kim anlayacak ve nasıl bir tedbirler getirilecek? Yine ustalık devreye girmelidir. Piyasadaki bilgiçlerden bedava fikir almak yerine profesyonel hizmet almanın değerini anlamak gerek.
Tekrarlamakta fayda var, sağlık turizmi karmaşası yeni bir krize gebedir. Turistik tesisi hastaneye çevirerek sağlık turizmi olmaz. Diğer yandan tıpta ileri bir ülkede 100 bin dolara yapılan bir ameliyatı 10 bin dolara yapmak marifet değildir. Bu bize 5* otel yaparak 3* müşteriden elde dilen kayıpları hatırlatmalıdır. Yapılması gereken eldeki doktor kapasitesine göre uzmanlıklar belirleyip bu konuda çözümleri pazarlayabilmektir. Hastane de otel gibi uzun kalma değil kısa kalışlardan para kazanır. O halde yaşlı turizmi üzerine ağırlık vermek akılcı bir çözüm değildir. Hastanelerde şu andaki en büyük sıkıntı yetişmiş personel ve uzmanlık olarak istatistiklerde yer almaktadır. Bunları iyileştirmeden tesis yapıp içine hasta doldurmak ne kadar ileri görüşlülüktür herkes kendi karar versin.
Bazı durumlarda bahis konusu edilen, irmik var, şeker var, yağ var, ateş var neden helva yapamıyoruz sorusunun yanıtı helvayı yapmasını bilen olmamasıdır. O halde helva ustalarına önem vermek ve onların sayılarını artırmak gerek. Daha nasıl anlatılır?
Bu Makale 20.02.2016 - 10:59:07 tarihinde eklendi.