Ülkemize ve sektörümüze hayırlı olsun
Milletimizin sağ duyusuna hayranım.
Aysun Kayacı’nın güvenmediği millet (dağdaki çoban ), sektörümüzde sıklıkla yapılan hatayı yapmadı ve oyunu tecrübeden yana kullandı.
Yüce milletim tecrübesiz ancak hızla öğrenme azminde olan, çalışkan ve inançlı olanı da ödüllendirdi , umut ve motivasyon verdi. Kendi sistemlerinin iç dinamikleri izin verirse, eski kutlar şans verirse staj süresi sonunda memlekete üstün hizmet edecek iyi bir devlet adamımız daha olacak.
Maduru da göz ardı etmedi, iteklemedi, sahip çıktı, huzur ve istikrarın köşe taşı olmaları talebi ile sırtını sıvazladı.
Memleket mozayiğinin küçük taşlarını, iki üç eksiği ile, renklerini daha kuvetli ve huzur ile temsil etmeleri için tabloya ekledi.
Yani bu millet elinden geleni, sorumlu bir mal sahibine yakışır şekilde yaptı.
Şimdi artık ülkemiz açısından da, sektörümüz açısından da, herkesi kucaklayan, eşit fırsat veren memleketimizin renklerinin tamamını içine sindirebilen, uzlaşmacı, derviş ruhlu, tüm kalpleri fet edecek bir yönetim tarzına ihtiyac var.
Sayın Başbakan’ımız da bu beklentileri karşılayacak bir konuşma yaptı zaten.
Gelelim işin Kültür ve Turizm cephesine.
Öncelikle ifade etmek isterim ki;
Yeni bakanlıklar yapısı, yatırımcının önünü açmaya yönelik, bir birinin yetki alanlarını kapsamadan, yani birisi yürü, birisi dur demeden çalışmaya uygun şekilde dizayn edildi.
AK Parti’nin iktidara geldiği ilk bir kaç yıl içerisinde hız ile memlekete kazandırılmış bir turizm yatırımını yönetmiş birisi olarak bu yapılan düzenlemelerin ne kadar anlamlı olduğunu gayet iyi bilirim.
Ben şahsen zaman zaman Kültür ve Turizm Bakanı’mızı eleştirmiş birisi olarak ifade etmek isterim ki;
Sayın Bakanımız gönlünü memleket hizmetine vermiştir, oldukça samimidir, son derece hoş görülüdür, ve sektör ile yaptığı mükemmel iş birliği neticesinde önemli bir tecrübe kazanmıtır.
Öyle görülüyor ki kendileri sektörümüzün takdirini de kazanmışlardır.
Sayın Başbakan’ımız tabi işi gücü bırakıp benim yazıları okumaz ama, duam odur ki, umarım bu tecrübe, diğer vasıflar ve sinerji imkanı göz ardı edilip yeni bir staj dönemi başlatılmaz.
Şayet yeni bir staj dönemi başlar ise, bir çoğu yenilenecek bürokratlar ile beraber yeni kadro en erken bir yıla sektör ile senkronize olabilir.
Bizim gibi turizmde yüksek hedefi olan bir ülke için bu zaman önemli bir kayıptır.
Son üç ay bana, hayata pozitif bakmanın (hayal kurmamak kaydı ile), sonuçların olumlu olması açısından çok önem taşıdığını gösterdi.
Ben milletimim çoğunun güvendiği kadrolara güveniyorum, memleketimizin daha ileriye gideceği ve bu yolda her kesimin üzerine düşeni yapacağı umudunu taşıyorum.
Güzel günler dileği ile hoşca kalın...
Bu Makale 14.07.2011 - 14:31:50 tarihinde eklendi.
