TYD siyasetten kurtuldu
İyi giden işleri bozmakta mahiriz. Yaşamımızda iyi işlere çomak sokmaya, karıştırmaya, zorlamaya bayılırız.
Turizm Yatırımcıları Derneği genel kurulunda yaşananlara hem üzüldüm, hem de siyasetin bulaştırılmak istendiği kurumlara nasıl zarar verildiğine bir kere daha tanık oldum. Turizmin patronlar kulübü olan TYD, rahmetli kardeşim Barlas Küntay tarafından kurulmuş ve yıllarca yaptığı hizmetlerle hem turizm sektörüne ve hem de ülkemize büyük yararlar sağlamıştı. Geçmişte benim de yönetiminde görev aldığım bu seçkin kuruluş, iki yıl önce başa getirdiği kadroyla sektörden çok iktidarın yanında ve çizgisinde yer almayı uygun görmüştü. Nitekim turizm gırtlaklanırken hiç sesini çıkarmamış, oralı bile olmamıştı. Bizim Ahmet Ayık’ın oğlu Osman ile Timur Bayındır da olmasa, can çekişen turizmin mevlidini okuyacak kimseyi de bulamayacaktık. Tıpkı TÜRSAB gibi TYD de sessizliğe bürünmüştü yani...
Oysa rahmetli Barlas Küntay, dönemin en güçlü turizmcisi Besim Tibuk’un da desteğini alarak, öylesine güzel projeler üretmiş, öylesine büyük yatırımların önünü açmıştı ki, o gayretler ve fedakarca çalışmalar TYD’yi sektörün en saygın patronu haline getirmişti. Örneğin yat turizminin gelişmesi, cebinde para olanların turizme yönelmesi, devlet tahsislerinin arttırılması ve kredilerin Turizm Bankasınca adil bir şekilde dağıtılması hep Barlas Küntay başkanlığındaki TYD tarafından kolaylaştırılmıştır.
Barlas Küntay bakanlık yaptığı dönemde de çok başarılı işlerin altına imzasını atmış değerli bir isimdir. Bakanlığında bile siyaseti işine karıştırmamış, ilk icraatı olarak mimar eşini görevden almış ve bu kararıyla devlet hayatında unutulmaz bir örnek yaratmıştır. İşte o Barlas Küntay, eliyle kurduğu ve hepimizi peşine taktığı TYD’sini, bir gün bile politikacıların ve iktidarların yandaşı haline getirmemiştir. Herkesle dost, herkesle iyi ilişkiler sınırında kalarak, sektörün ihtiyaçlarını her dönemde kolayca karşılamıştır. Yattığı yer nur, mekanı cennet olsun.
İki yıl öncesine kadar büyük bir titizlik, tarafsızlık ve başarıyla görevini sürdüren TYD, birden ortaya çıkan iktidara yakın bir organizasyonla, yönetimini siyasete yelken açan bir kadroya teslim etmiştir. Elbette bu tür kuruluşların, işlerini kolay halledebilmek için iktidarla ilişkileri iyi olmalıdır. Tamam ama, iyi ilişki ile siyasi yakınlık çok farklı şeylerdir. Siyasi yakınlık tanımlamasına Atlasglobal’in sahibi Murat Ersoy, Rixos Otelleri’nin sahibi Fettah Tamince, Güral Otelleri’nin sahibi İsmet Güral ve Belek’te otel ve golf sahası sahibi Cemil Uğurlu tam uymuşlardır.
Bu isimlerin ve onların oluşturduğu ekibin göreve gelmelerine ilk ben karşı çıktım. Zamanın Başkanı Turgut Gür, Murat Dedeman ve TYD’nin etkin isimlerine itirazlarımı anlattım. Ortaya çıkacak model ve görüntünün sektörün çok aleyhine olacağını söyledim ama dinletemedim. Zaman beni haklı çıkardı ve TYD’nin eski başkanları ile kuruluşunda emeği geçenler, Murat Ersoy başkanlığındaki yönetimi değiştirmeyi nihayet uygun gördüler. İstanbul’da çalışmalar başladı, hepimizin TYD Başkan adayı Oya Narin’di. Onu seçtirecek ve kuvvetli bir yönetim kurulunun desteğinde göreve getirecektik. Öğrendik ki, Murat Ersoy başka bir görev için TYD’den çekilecek ve yerine Fettah Tamince başkanlığında yine iktidara yakın bir kadro işbaşına geçecekti. TYD’nin kurucu üyeleri Murat Dedeman ve Erol Aksoy öncülüğünde Fettah Tamince ile görüştüler. O da karşısına başka biri çıkarsa, adaylıktan vazgeçeceğini açıkladı. Nitekim öyle de oldu.
Bilirsiniz, genel kurullarda çoğunluk sağlanamaz diye iki tarih verilir. İlkinde yeterli rakam temin edilemezse, toplantı ikinci tarihte yapılır. TYD’de de böyle oldu. Oya Narin’den başka başkan adayı yokken, iktidara yakın kanat aniden Burak Kaya’yı aday gösterdi. Ayrıca 25’e yakın yeni üye de ilk genel kurul tarihinden sonra yani 10-15 gün aralığı içinde derneğe üye yapıldı. Tartışmalar ve usulsüzlük iddialarıyla başlayan genel kurulda ilk hata, ibra edilmeyen Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Birkan’ın genel kurul başkanlığına aday gösterilmesiydi. İkinci tatsızlık ise, TYD’de bir geçmişi olmayan Burak Kaya’nın apar topar dernek başkanlığına getirilmek istenmesiydi.
Böyle bir ortam, gerekli nezaket kurallarından uzak davranışlar, sert tartışmalar ve son dakikada ortaya çıkan deneyimsiz aday, TYD gibi saygın bir kuruma ve seçkin üyelerine yakışmadı. Neyse ki, bu havada gidilen oylamada genel kurul başkanlığını iki oyla kaybeden Oya Narin ekibi, başkanlığı ve tulum yönetim kurulu üyeliklerini de kazanarak, TYD’nin ilk kadın patronunu çıkardı. Oya Narin TYD’nin kuruluşundan beri başarılı hizmetler yapmış, siyasetçilerin ve bürokratların saygısını kazanmış deneyimli ve çalışkan biridir. Başkanlığı büyük bir başarıyla yerine getireceğine dair inançlarda bir eksiklik ve fire yoktur. Ayrıca Oya Narin, TYD’deki ayrışmayı da derleyip toplayacak ve üyelerin tümüne tarafsız ve adil yönetimi yansıtacak bir kişiliğe de sahiptir.
Çok önemli bir mazeretim nedeniyle genel kurulda hazır bulunamadım. İlk fırsatta Oya Narin ve ekibini kutlamaya gideceğim. Yeni yönetim TYD’ye ve Türk turizmine hayırlı uğurlu olsun.
Bu Makale 17.05.2017 - 14:27:46 tarihinde eklendi.