Serdar Karcılıoğlu

TYD , TUROB , TUROFED VE HATTA TURSAB NERELERDESİNİZ,?....

Dün yine çok can sıkıcı bir olay yaşandı beklide dünkü bu olay ne ilk nede sonuncusu idi, belki de aynı dakikalarda Ülkemin bir çok noktasında bu tür can sıkıcı eylemler yaşanıyordu,bu benim çevremde oldu ,Turizmci kimliğim ve dernek başkanlığım sıfatı ile müdahele ettim.

Dün yine çok can sıkıcı bir olay yaşandı beklide dünkü bu olay ne ilk nede sonuncusu idi, belki
de aynı dakikalarda Ülkemin bir çok noktasında bu tür can sıkıcı eylemler yaşanıyordu,bu benim
çevremde oldu ,Turizmci kimliğim ve dernek başkanlığım sıfatı ile müdahele ettim.

“Fikret Orman, “

Bir çoğumuz bu kişiyi Beşiktaş yöneticisi ve bir önceki kongresinde başkan adayı olarak tanıdık, ancak
Fikret Orman’ın bir başka kimliği ise kendisini isyan noktasına getiren hayatından bezdiren bir turizm
yatırımcısı olması idi.

Her şey , bir süre önce Devletin açtığı bir ihaleyle Bodrumun Gündoğan beldesinde bir turizm tesisi
arazisi almasıyla başlamıştı,

Fikret Orman akıllı , dededen gelen kalıtsal , ticari deneyime sahip , çalışkan , dürüst bir kişi,eğer bir
turizm tesisi arazisi edindiysem “ekmeği fırıncıya yaptırırım” diyerek , Yunanlı bir zincir otel gurubu
ile anlaşıp yapacağı tesise 10 yıllığına işletme ortağı alarak bu sektörle ilk kez tanışmış ve yola
çıkmış .

Projesini çizdirmiş, gerekli tüm ruhsat ve izinlerini almış Yunanlı guruba da tesisi 2009 haziran ayında
teslim taahüdü vererek inşaata start vermiş.

İşte ne olduysa bu andan itibaren olmuş,daha birinci dakikada kendilerini ,Ülke genelinde
“çevreci..!!!! “ kimliği ile tanıtıp aslında yegane işleri Turizm yatırımlarına ne olursa olsun karşı duruş
sergilemek olan bu malum kesimlerin Gündoğan gurubu ,maalesef arkalarına siyasi rant adına
katılan bir partimizi de alarak eylemlere başlamış,,, beton yığını , görüntü kirliliği çevre katliamı
vb.gibi kirli ve yanlış söylemler ve de kamu oyunu yanıltıcı bir sürü abuk sabuk ideolojiler ile
saldırılara başlamışlar, şikayetler,şikayetler,,eylemler ve dahası,,

Aslında bu noktada başta belediyemiz ve devletimizin diğer kurumları (Muğla Valiliği,Bodrum
Kaymakamlığı, Jandarma Komutanlığı, Emniyet Müdürlüğü..) vatandaşını eşit görüyor ve bu yüzlerce
şikayet ve baskılara sabırla yaklaşım sağlayıp gerekli tüm incelemeleri yaptırıyor ve her defasında
illegal bir olay bulunamadığı için bir işlem yapmak gereğini de duymuyor…tabii bu süreçte inşaat ‘da
durma noktasına geliyor .

Ama eylemciler bu durumdan tatmin değiller, illaki can alınacak…daha ileri giderek,kendilerini
Devletin Valisi,Kaymakamı,Belediye Başkanı Jandarma sı ve hatta hakimi,savcısı sanıp kişileri
yargılayıp işlem yapılmaması noktasında bu makamlara da çatıp basına da şikayet ediyorlar...

İşte böyle son derece can sıkıcı geçen bir süreçte dün, 02 .mayıs.2009 idi ,yani verilen teslim
taahüdüne yaklaşık 30 gün bir süre kalmış, tesis neredeyse bitmek üzere olup çalışmalar sahil ve
çevre düzenlemesine geçmişti.

Bilmiyorum biliyormusunuz? Ülkemizde yatırımcıya açılan ; Elektriği, Yolu ,Suyu,Sahil düzenlemesi
olmayan ham araziler , Devletimizin yetkili kurumlarınca yatırımcıyı , burayı sana tahsis ettim , şu
zaman dilimi içerisinde bir turistik tesis inşaa et ve hizmete aç ve al başının da çaresine bak diyerek
bürokrasinin kalın çarklarının arasına bırakıveriyor..

İşte dün Fikret Ormanın otelinde bu konunun son halkası olan sahil düzenlemesi yapılıyor, tesisin
önü sarp denizin içi yosunlu ve birazda taşlıklı , neredeyse 40 – 45 gün sonra zengin yunanlı turistler
gelecek, yatırımcı onlarca kamyon deniz kumu getirtmiş denizin içerisine seriyor, bir taraftan da
iskelelerini yapıyor …. sayıları üçü beşi geçmeyen , bildik eylemcilerimiz yine iş başında deniz dibine
kumu seren ekskavatörün önüne yatmış basına malzeme veriyorlar.. deniz doldurmasını gerektirecek
hiç bir coğrafi durum olmamasına rağmen….denizi dolduruyorlar diye eylem yapıyorlar….

Jandarma geliyor,, ortalık toz duman…çaresiz..!!! ÇALIŞMA DURDURULUYOR …

Yatırımcı Fikret Orman Talimat veriyor…

“İNŞAATI ‘DA DURDURUN …. ARAYIN YUNANLI ZİNCİR OTEL GURUBUNU GELSİNLER PARALARNI GERİ
ÖDEYELİM…TAZMİNATIMIZIDA…..

Şu an itibariyle Taşeron firmalar geri gönderiliyor ve böylece otel inşaatında çalışan bine yakın işçinin
hesapları ödeniyor, yani sokağa salınıyorlar…??

Aslında yukarıda anlatmaya çalıştığım bireysel gibi görünen olay Ülke genelinde yaygın olarak
gündemde olan,her biri kaderlerine terk edilmiş yalnızlaştırılmış ve sessiz bir kitleyi oluşturan Turizm
yatırımcısını, böyle bir sektöre bulaşmış olmaktan dolayı hayatlarından bezdirmiş genel bir olaydır.…

Hatırlayınız çok değil üç beş ay önce Milas Güvercinlik ‘te MNG holdingin yatırımında ‘da aynı
karar alınmış yine binlerce kişinin istihdam edileceği çevredeki bir çok sektöre iş ve aş sağlayacak ,
beklide bu yıldan itibaren Ülkemize ciddi ölçüde girecek dövizden de mahrum bırakan aynı filmi
seyretmiş,hatta bu konu daha ileriye giderek Milas Kaymakamı ,ile Muğla Valisinin de tayinlerine mal
olmuştu….

Dünyada Turizm yapılabilirlikler açısından birinci sırada olan ancak yıllık turizm dolaşımından aldığı
pay sadece %1 ler civarında kalan , Ülkemizin rakip turizm destinasyonlarını yakalayabilmesi için
olmazsa olmaz nitelikli turizm yatağı yatırımlarına ihtiyacı varken,

Ve;

Nüfusunun neredeyse yarısı açlık ve yoksulluk sınırında olan , işsizler ordusu bir çığ gibi
büyüyen,Sanayisi,Tarımı ,Petrol ve Doğalgazı olmayan bir ülkede ,fakirliği zenginliğe
dönüştürecek ,ekonominin yegane can simidi ülke zenginliğinin tek umudu olan Turizm Sektörünün
geldiği nokta budur.

Hele böyle bir ortamda, Milyonlarca dolar tutan ,varlarını yoklarını harcamak pahasına “Vücutlarını”
taşın altına sokmak cesaretini göstermiş , Turizm Yatırımı ve işletmeciliği yapmak gibi bir şövalyeliğe
soyunmuş bu sessiz kitlenin ayaklarının altına , “kırmızı halılar döşeyeceğimiz” hatta “Devlet
Üstün Hizmet Madalyası” ile taltif edeceğimiz yerde, bir çoğunun ekonomiye hiçbir katkıları
olmayan hayatlarında “parmaklarını” dahi taş altına sokmamış , Turizm Yatırımı karşıtlığı neredeyse
düşmanlığa dönüşmüş bu bir gurup kişinin önüne yem olarak atmak , onları yalnız bırakmak ve bu tür
onlarca olay olurken hiçbir tepki vermemek , “ben yapacağımı yaptım bana dokunmayan yılan bin yıl
yaşasın” zihniyetine bürünmek, acaba kimin ayıbıdır diye düşünmekten kendimi alamıyorum…

Aslında Yatırımcıyla bu insanları karşı karşıya getiren konularda , Turizm olgusunun bu güne kadar
bir devlet politikasına dönüştürülememesinin meydana getirdiği bir kavram kargaşasının doğru bir
yaklaşım olacağı bu noktada “Basına Yansıyacak” korkusu ile yatırımcıyı yalnız bırakmanın Devlete hiç
yakışmayacağı inancındayım…

Tüm karmaşayı önlemek devleti bu noktada harekete geçirmek yukarıda yazımın başlığındaki sivil
toplum kuruluşlarının görevi değimlidir… Yaza ve Sezona giriyoruz , Kış bitti uyanın artık…

Harekete geçin…hepinizin kimliklerinin başında veya içinde “TURİZM” var …..“TURİZMCİ OLMAK”
olgusunun birlik ve beraberlikten geçtiğini unutmayın….”bilmem ne derneği adına eylem yapanlar
karşısında Meslekdaşlarınızı yalnız bırakmayın …sizde karşı duruş sergileyin..sizde karşı eylem
yapın…. Koruyun… “Haklarını korumak üzere AMAÇ ” belirlediğiniz kurumlarınızın gücünü beş yıldız
toplantı salonlarında hiçbir yararı olmayan toplantılarla değil sahaya inerek gösterin…

Bu Makale 29.04.2011 - 10:42:50 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.