Türk turizminin utanç günü: 21 Ocak 2025
21 Ocak, Türk turizmi için derin yaralar açan bir gün olarak tarihe geçti. Kartalkaya’da yaşanan faciayla uyandık. İlk belirlemelere göre 10 can kaybı yaşanmışken, bu sayı saatler içerisinde 50’leri, nihayetinde ise 79’u buldu. Olayın şokunu henüz atlatamamışken, siyasilerin bu trajediyi kendi çıkarları doğrultusunda manipüle etme çabaları, vicdanlarımızda derin yaralar açtı.
Olayın ardından yayılan hayat hikayeleri, kaybedilen yaşamların ardındaki gerçekliği daha da acı hale getirdi. 12 katlı bir binanın penceresinden atlamak zorunda kalan insanların çaresizliği, geceliği asgari ücretten fazla olan bir otelde yangın alarmının çalışmaması, yangın söndürme sistemlerinin olmaması ve merdivenlerin gözden kaybolması kabul edilebilir mi? Türk turizmi bu kara lekeyi hak etmiyor.
Güneydeki otellere sıkı denetimler uygulanırken, dağlardaki küçük işletmelerin denetimden uzak kaldığı gerçeği ortaya çıktı. Yabancı tur operatörleri ile çalışan otel veya zincirlerin edindiği sağlık ve güvenlik standartlarının Türkiye’deki tüm konaklama işletmelerine yayılması gerekiyor. Bu tür olaylar, vatandaşlık haklarımızı ihlal eden, toplumsal huzurumuzu tehdit eden bir durum yaratıyor. Yetkililerin hiçbir sorumluluk almaması, adeta toplumun aklı ile alay etmesi kabul edilir gibi değil. Türkiye gibi turizmde marka olan bir ülkede böyle bir facianın yaşanması, inanılır gibi değil.
Artık sayılara değil, güvenliğe, standartlara ve ahlaka odaklanmalıyız. Ülkemize gelen turistlerin ve kendi insanlarımızın hayatının her şeyden daha değerli olduğunu unutmamalıyız. 79 kişinin hayatını kaybetmesi, sadece bir rakam değil; her bir kayıp bir ailenin yıkılması, hayatların kararması demektir. 79 kişi hayatını kaybetti ancak arkalarında yaşayan ölüler yarattık, yine.
Gelecek hayalleri olan, sömestir tatilinde çocuğunu sevindirmek için tatile çıkan insanlara reva görülen bu son, toplumun vicdanını yaraladı. Devletin, T.C. vatandaşlarının can güvenliğini sağlamakla yükümlü olduğunu unutmamalıyız. 6 Şubat depreminin yıl dönümüne yaklaşırken yaşanan bu yeni travma, adaletin ne denli önemli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.
Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, sevenlerine sabır, yaralılara ise acil şifa diliyorum. Herkes için adaletin yerini bulduğu bir toplum özlemimizi sürdürüyoruz. Bu güzel ülkenin, hak ettiği ahlaklı ve adil kurumlarla yönetilmesini istiyoruz.
Bu Makale 23.01.2025 - 17:47:49 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
-
Yangın, öncesinde deprem, öncesinde sel, heyelan, göçük,.. Hepsinin tek sorumlusu var "cahilin para hırsı".
Ölümcül olan hata ve yanlışlara bakılırsa, felaket denilen tüm eylemler basit teknik mühendislik çözümüdür. Felaket adı verilen her bir işlemin nasıl uygulanacağı hakkında yasa ve yönetmelikler var ama uyulmuyor. Neden? Cahilin para hırsı her yerde de ondan. Ülkemizde kendi gecekondusunu yapıp içine oturan kişi o deneyimi ile 20 katlı bina yapabiliyor. Sistem onu yetkinlik olarak sorgulamıyor. Firma kuruyor, mühendis işe alıyor, kendi bildiği şekilde iş yaptırıyor, sonuç belli.
Ne olmalı? Tüm inşaat ve tesisat işlerinde işi yapan kişi "uzman" olmalı, ayrıca yaptığı işten işveren ile birlikte sorumlu olmalı. Sadece bu yapılsa tüm inşaat sektörü rahat nefes alacak ama binlerce eciş bücüş firma da elenip yok olacak. İşte bunun kararının verilmesi gerekiyor. Yabancı projelerde mutlaka "sorumluluk sigortası" yaptırıp prim ödüyoruz. Çünkü işten biz sorumluyuz. Burada ise bu gereksiz bir detay.
Diğer bir sorun, projelerde her disiplinin uzman kadrosu yetki ve sorumluluk sahibi olmalı. Bunun açılımı, her disiplinin o projeden para kazanması ama sorumlu olmasıdır. Bu eksik, dolayısıyla bir şantiyede bir mimar bir inşaat mühendisi tüm teknik ekibi oluşturabiliyor. Yanına da yine firma bünyesindeki yapı deneticisini koyunca sorun kalmıyor. Aslında ölüm emri bu sistem. İlginç olan bu konunun mimar ve mühendis odaları tarafından da dile getirilmemesidir. Halbuki projelerde her disiplinin uzman ekip ve kişileri yer almalıdır.
-
Herkes suçlu ama suçlamayı unutulan yada unutulmuş gibi yapılan Turizm İş İnsanları Dernekleri, Turkiye İş İnsanları Dernekleri baştadırlar.
-
Boluda vefat eden vatandaşlarımızdan Allah rahmet eylesin Daha önce de yazdım malesef baş sorumlu patron daha sonra onu yalnış yönlendiren yalakalardır. Patron herşeyi ben bilirim dememelidir. Antalyada birçok otelde yangın ve patlamalar oldu. Bakın bu otellere patron kim? Genel müdür kesin ya önbürodan ya da animasyondan gelme, tiyatral özelliği olan kişilerdir. Operatif genel müdür her departmanı iyi tanır ve irdeler. Yalaka ve ağzı iyi laf yapan animasyon, önbürodan gelen genel müdür, teknik müdür bozuntuları patronu kandırmasını iyi bilir. Genellikle de kandırırlar. Doğru olanı yanlış gibi anlatıp yapılacak önemli konuları bütçe gerekçesiyle iptal ettirirler. Kartalkaya da operatif ve gelecek tehlikeleri patrona doğru anlatacak bir genel müdür ve teknik müdür olmamış malesef. Patron da bu gibi giderleri yaptırmayan müdürleri çok sevdiği aşikar. İşletmelerin başına patron önbüro gibi, animasyon,muhasebe gibi departmanlardan çıkan müdürleri değil, daha çok operatif, genelde yiyecek içecek müdürlerinden tercih etmelidir. Tecrübe ve sahada olmak çok önemlidir. Risk analizi kesin yapılmalı " buna ne gerek var efendim" diyen yalakanın bunu engellemesine izin verilmemelidir.