Turizmin patinaj yaptığı da tescillendi, ama çözüm?
Yeni turizm bakanımızın görevde 50 gününü doldurduğu bu günlerde, gelinen noktada güncel gündemi ve beklenen gelişmeleri tekrar irdelemekte yarar var. Son 7 haftada atılımcı gelişmeler yaşanmış ve Bakan Ünal’ın hızla devreye almış olduğu “Acil Önlemler ve Stratejik Hamle” paketleri de, piyasada işlenmeye başlamıştır. Fakat özel kesimin bu yoğun gündeme pek uyum sağlayamadığı bariz açığa çıkmaktadır.
Söz konusu atılımlarda tüm ilgilerin odaklandığı tedbirler paralelindeki teşvikler detayına takılan özel kesim paydaşlarımız, “Krizi kalıcı faydaya dönüştürebilecek” olan stratejik fasıllara henüz tek bir tepki ve yorum yapamamış durumdadır. Ayrıca, bu atılımlarda ‘sürükleyici tek lider’ olan Bakanımızın da, çok kritik bir kesitte 2 haftasını Avrupa’ya “imaj ve pazarlama desteği” vermek için şahsi çabalar harcadığı görülüyor.
Önceki makalemizde altı çizilen ‘kararlılıkla girişileceği beyan edilen’ kamu-özel ortaklık çalışmalarında, ‘yol planları ve takvim programı detayları’ bile henüz tam açıklığa kavuşmamış haldeyken, dizginlerin daha yolun başında elden kaçırılması gibi ciddi kuşkular gelişmektedir. Oysa 2 hafta önceki TYD toplantısında “yapısal dönüşüm sayesinde turizmde kaliteyi artırarak patinaj yapmaktan kurtulmak” gibi net ifadeler kullanıldı.
Avrupa seyahatine çıkmadan önce kesinleşmesini beklediğimiz ‘Ocak ayında yapılacak çalıştaylara ilişkin program ve gündem detayları’ da henüz ortaya konmamıştır. Bu durumda açığa çıkan net mesaj “turizmde yıllardır sürdürülen verimsizlik ve plansızlık ortamlarının giderilmesi için kararlıyız ve bu yolda da elimizden gelenleri hızla yapacağız” olsa da, bu sürecin nasıl yönetileceğindeki belirsizliklerin sürdüğü görülmektedir.
Bu hafta başlayan 4 ülkelik Avrupa seyahati öncesi Antalya’da yapılacağı söylenen 2’inci turizm zirvesinin de, birkaç ufak toplantıyla geçiştirilmiş olması, bu dağınıklığı desteklemiştir. Son beyanlarda ise, beklenen sağlam bir hamlenin yapılmasının ötesinde ‘oluşan ziyaretçi açığının Expo ile kapatılması’ ve ‘Tanıtım Koordinasyon Kurulu’ oluşturulmasının düşünülmesi gibi tali niyetler ve gündemler devreye girmektedir.
KRİZDEN HIZLA ÇIKMAK VE BUNU İSTİKRARLI FAYDAYA DÖNÜŞTÜRMEK
Böylece gelinen noktada ‘koyulan teşhisler ve iyi niyetlerle yola çıkış süreci çok yerinde olmasına’ rağmen, söz konusu hedeflere dönük eylem sürecinin yönetilmesinde ‘başarıyı etkileyecek ciddi kuşkular ve sorunlar’ olduğu netleşmektedir. Bu yönde önceki yorumlarımızda da belirttiğimiz ‘Bakanlığın kadroları ve piyasanın da zihniyet yetersizliği’ zafiyetlerinin aşılması gerekirken, henüz bu yönde net bir atılım yoktur.
Krizden hızla çıkmak açısından, hükümet kararlarına bağlanan ‘uçak destekleri’ gibi bazı tedbirler hemen uygulamaya sokulsa da, bu konuda sektörden gelen münferit yorumların bunların yetersiz ve hatta tutarsız olduğu yönünde uyarılar içerdiği görülüyor. Öte yandan ‘tanıtmanın yoğunlaştırılması’ kapsamında da, hangi ülkelere ve ne kapsamda programlar uygulanacağı yönünde tam bir belirsizlik ortamı mevcuttur.
Plansız ve çarpık gelişen turizmde, bu konularda hazır strateji yöntemleri olmaması doğaldır. Fakat ‘alt sektörler arasında olmayan ortak akıl birliği kültürünün, ana sektörlerde kendi içlerinde dahi oluşmamış halde bulunduğu’ anlaşılmaktadır. Verilen münferit demeçlerin, herhangi bir alt ve ortak çalışmaya dayanmaksızın ‘meli-malı’ ifadelerini taşıyan şahsi ve dağınık fikirleri içermesi, bu ortamın yansımasıdır.
Fakat yeni dönemde, 12 yıl önce başlayarak ulusal stratejiyle devam etmesine rağmen bir türlü rayına sokulamamış olan 17 yıllık planlı gelişim sürecinin son 8 yılının ‘sıkı bir toparlanma atılımı sayesinde’ hızla ve el birliğiyle kotarılması gündemdedir. Bu bakımdan, dağınıklıktan ve varsa her türlü tereddütlerden arınılarak, yeni bakanımızın başlattığı bu atılımın (bu yılı da yitirmeden) başarıya ulaşması hayati önem taşıyor.
TURİZM TARİHİNDE NET TABLO VE GEREKEN HAYATİ DERSLER
Önceki makalemizde verilen ‘turizmin 60 yıllık özet perspektifi’ tablomuzu, burada yıllık detayları açarak sürdürmek niyetindeydim. Fakat önceki yıllarda bu konuda sürekli yapılan analiz çalışmalarından kalan benzer bir tabloyu ‘patinaj yapan turizmin tarihsel perspektifinin algılanmasına katkı’ olarak, yine gündeme aldım. Günümüzden 70 ay önce TUYED ArGe raporuna ek olan bu görsel ‘jeton düşüren’ kabiliyettedir.
Her geçen gün gelişen ve pekişen teşhislerimiz kapsamında, çağdaş bir stratejimiz resmen devrede olmasına rağmen ulusal çapta yönetilememiş ve makro boyutlarda bunun kıymeti bilinmeyerek yıllar boyunca artabilecek verimlilik ve gelirler, mikro zihniyetlerle göz göre göre yitirilmiştir. Şimdi ise, yakın tarihten hayati dersler de alınamayıp, toparlanma şansının kaçması söz konusu.
Öte yandan, geçen yıl benim için çok küçük AMA zihniyet açısından çok büyük bir adım daha atıldı. Özellikle piyasaya ‘Bakanlığın keyfini beklemeden yerel konseylerinizi kurun’ tavsiyelerim kapsamındaki ‘peki ama bu modelin yaşayan örneği nerede?’ sorusuna, doyurucu bir cevap veremiyordum. Fakat geçen kış keşfetmiş olduğum Avustralya Eyalet Konseylerini de herkesin önüne kanıt olarak koymama rağmen, yine sonuç yoktur.
Bu detayda önemli bir örnek daha yaşadım: QTiC.com.au sitesiyle tanışınca, genel seçimlerde kullandıkları “her oyunuz turizme bir istihdam olarak döner!” sloganıyla, turizmi kayıran siyasilere açıkça propaganda desteği verildiğini gördüm. Son seçimlerde tüm partilerimizin Antalya çapında ‘turizme nasıl baktıklarını’ izleyerek, hiçbir adayın sağlam bir görüşü olmadığını, bunun da hiç yadırganmadığını hayretle tespit ettim.
Bugün artık tüm dünya çapında ulusal ve bölgesel turizmdeki stratejik yaklaşımların ve bölgesel turizm yönetimi kapsamındaki tüm faaliyetlerin izleme programları yürütülerek ağır çekim olarak geliştiğini ve ‘katalizör desteklere ihtiyaç duyulduğunu’ tespit etmiş durumdayım. Son kesitte ‘böylesi geniş atılımların kiminle ve nasıl yapılabileceği?’ konusunda fikir ve model geliştirme atılımlarımı hızla sürdürüyorum.
Türk turizmi için kaydedilebilecek yüzde 1 performans artışının, 1 milyar dolarlık ulusal kazanç olarak milli ekonomiye kazandırılacağını bilen herkesin tereddütlerinin kalkması ve destek için kenetlenmesi herhalde çok mümkündür. Ama yıllardır verdiğimiz makro tablolarımızda bu konuları hiç anlayan olmadığı gibi, bu gerçeğin ispatında ‘turizm makro ekonomik araştırma projemizin’ de son 7 yıldır yüzüne bakan olmamıştır.
Yeni Bakanımızın aktif demeçleri ve cari gelişmelerde takip edip güncelleşen yorumlarında yer alan ‘toparlanma süreci ve yol planı yaklaşımları’ kapsamında bu yılı da yitirmeden sağlam adımlar atılabilmesini tekrar diliyoruz. Ancak tarihsel gerekçeli olarak açıklanan “gereksiz zaman kayıpları ve özel kesimin aktif katılım ihtiyacı” konularında (hızla sadede gelinerek) hızlı ve istikrarlı bir atılım hamlesi gerçekleşebilmesini, ayrıca dileriz.
Bu Makale 24.03.2016 - 08:10:40 tarihinde eklendi.