Turizmin bu kadar geliştiğine de şükür!
Yöneticilerimiz bilgiye sahip değiller, ihtiyaç duymuyorlar. Bilgi sahibi, bilim adamı, bilgiyi kullanan, bilgiyi depolayan ve bu bilgilerle yeni sonuçlara ulaşacak, bu konuda istekli danışmanlar yerine seçim bölgelerinde etkin, rant takip eden danışmanları tercih ediyorlar, onlara saygı duyuyorlar.
Kimse yanlış anlamasın, toplumun hiç bir kesimini küçümsemek değil amacım.
Ama bir de gerçekler var; hepimizin üç kuşak öncesi köylü değil mi?
Bu toplumda belli zenginlik düzeyine ulaşmış olanların dedelerine, hatta babalarına baktığımızda tarımla veya küçük ölçekli ticaret ile uğraştıklarını görmüyor muyuz?
Sanayi toplumu olma fırsatını, teknoloji üretmek ve yenilik getirmek yerine, ithal teknoloji kullanarak kaçırmış durumdayız.
Bizden bu saatten sonra, dünyada gelişen ÇİN, HİNDİSTAN gibi nüfus gücüne sahip, disiplinli üretim toplumu da zor olur.
Türkiye’ nin günümüz koşullarında bilgi toplumu olması da mümkün gözükmemektedir.
Maalesef bilimsel düşünceye dayalı, objektif bir bakış kullanan, rasyonel davranan bir toplum değiliz.
Eğitim sistemimiz yoğunluklu olarak halan duygu ve değerlere dayalı, şablonlu, ezbere dayalı.
Üniversitelerin, insana ve bilim adamlarına değer vermeyen, politize olmaları arzulanan, kurumlar olarak gelişmesi tercih edilmiştir ve edilmektedir.
Kişilerin, sorumluluk sahiplerinin şahsi menfaatleri, halkın mutluluğu ve gelişiminin önündedir.
Demokrasi kavramı bir demagoji unsuru halini almıştır.
Demokratik toplumlarda yaşamını sürdüren Türk beyin gücünün yaratıcılığını ve başarılarını benim ifade etmeme gerek yok. Onlarcası sıklıkla basına yansıyor, yüzlercesi de gizli kahramanlar.
Sanayi toplumu değilsiniz, bilgi toplumu hiç değilsiniz hizmet edeceksiniz başka çare yok ama hiç olmazsa memleketin değerlerini, Mehmet’ ini beş kurşua amele etmeyin azizim.
GELELİM KONUMUZA;
Yöneticilerimiz bilgiye sahip değiller, ihtiyaç duymuyorlar, bilgi sahibi, bilim adamı, bilgiyi kullanan, bilgiyi depolayan ve bu bilgilerle yeni sonuçlara ulaşacak, bu konuda istekli danışmanlar yerine, seçim bölgelerinde etkin, rant takip eden danışmanları tercih ediyorlar, onlara saygı duyuyorlar.
Halkın mutluluğu ve gelişimi dertleri değil amaç günü kurtarmak, popülariteyi sürdürecek demagoji.
Bu nedenle eşi bulunmaz, doğal ve tarihi turizm değerlerimiz yaratıcılıktan uzak kolay yöntemlerle pazarlanıyor.
Bunun sebebi, kötü niyetten ziyade bilgisizlik ve bilgiye ulaşma beceriksizliği.
Sizlere basit bir örnek vereyim.
İnsan sabah gittiği, ören yerine gece de gidip para verir mi?
Veriyor. Hem de nasıl?
Mısır - Luksor'da inşası firavunlar tarafından 2 binyılda tamamlanmış Karnak Mabedi harabeleri var. Gündüz gidiyorsunuz ve harabeleri geziyorsunuz. 64 firavunun 2 bin yılda inşa ettirdiği bu alanda binlerce hikaye var. Rehberli en kısa tur üç saat
sürüyor.
Luksor’ a vardığınızdan itibaren her gittiğiniz yerde yerliler soruyor Karnak Mabedi'ni gece lazer şov ile gördünüz mü? Alıyor sizi bir merak, çoluk çocuk baskısı derken hadi kardeşim aynı yeri bir de gece görelim diye ödüyorsunuz tekrar paraları.
Ama helal olsun işin içinden gelen Mısır Turizm Bakanı’na , mükemmel bir şov hazırlamış. Tamamen elektronik teknoloji kullanarak. İki müze görevlisi, dört uzun namlulu silahlı sivil polis ile gece vakti 400 kişiye seyrettirdiler şovu. Biz bu işe kalkışsak 40 memur atardık o müzeye.
Zaten bizimkiler 17.30 da paydos!
Verdiğim her kuruş helal olsun' Kızlarım Firavun'un karısının bağ bozumununun ve düğünlerinin içten, hüzünlü anlatımından aşırı etkilendiler. Çıkarken bir de DVD’ ye bayıldık paraları, bizimkiler tekrar görmek istiyormuş şovu.
Bir örnek daha size;
İsrail de Akko diye bir yer var. Türkiye ile mukayese edince tarihi yer fakiri. Bir eski Osmanlı hamamı var.
Yok içinde adam felan yıkamıyorlar. Öyle sulu işlerden uzaklar. Akıl ve bilgi kullanmışlar.
Karnak’daki aynı yöntemle lazer, elektronik şovla Osmanlı dönemi hamamını o dönemin karekterlerine anlattırıyorlar. Muhteşem eğlendirici ve bilgilendirici. Tek bir adam bileti kesiyor, milleti içeri alıyor. Millet içeri girince o veznesine dönüp güvenlik
kamerasından mekanı takip ediyor. Biz de olsa on memur lazımdı en az.
İşi uzatmayayım, benden fazla okumuş ve görmüş birisi daha çıkar ve bin yaratıcı örnek daha verebilir;
Ticari düşünmeye hiç alışmamış zihniyet, yukarıda söz ettiğim ezberci eğitim sisteminin yetiştirdiği zihniyet, sarayın içinde rehabilite ettiği beş gecekondu, yaptığı üç hela ve onbeş kapı ile övünüyor.
Vay halimize vay!
Umudu herşey dahil!
Bu yaratıcılık seviyesi ile başka da çare yok zaten. Sen yap 100 bin yatak daha, Mısırlı yapsın 200 bin yatak daha herşey dahil, o satar 200 Euro bir hafta kışın, sende üste para verirsin alış veriş turlarına milleti hanuttan çarpmak için.
Ben sözü bağlamadan bir kez daha hatırlatayım, bu ülke doğru istikamet yönetimi (destination management) ile turizm gelirlerini rahatlıkla artırabilir.
Doğal, kültürel ve insan kaynağı hazır, sadece un su ve şekeri karıştıracak yaratıcı beğinlere değer verin, dışarıya bakmayın Bakanlık odalarında kızakta bekleyenler bile bir çok fikir üretebilir kanaatimce.
Allah zihin açıklığı versin...
Hoşcakalın...
Bu Makale 12.12.2010 - 17:47:59 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
-
kıymetli serdar'cığm,
her zaman, söylüyoruz; biz türkler, gavur'un parasını almasını -valla' hül azim- bilmiyoruz...
yıllardır soruyorum, bu soruyu kendime; ayasofya, niçün gece de açık tutulmaz?
-bu arada, kompozisyonun ve türkçen, şahane düzeldi-
gözlerinden öpüyorum
murat
-
Evet Dr. Serdar Baş ın dediği gibi "destination management" ile bu ülkenin destinasyonlarının farklı bir yapılanma ve yönetim ile turizm gelirleri ve GELENLERİ en az 2 kat arttırılabilir...Kemer bölgesi hotel müdürlerinin eminim ki yarısından fazlası yada yarısı Göynük Kanyonunu, Olimpos Antik Ören Yerini ve Phaselis' i görmemişlerdir.Buna rağmen turizm yönetirler...
-
Sevgili Serdar BAŞ'ın bu güzel ve anlamlı yazısından etkilenmemek, bravo konuyu çok güzel gözlemlemişsin ve yorumlamışsın dememek mümkün değil.
Evet bu ve buna benzer konular üzerinde küçük bir araştırma yapılırsa Ülke Turizminin geliştirilmesi için ne yapabilirizin üzerinde saatlerce, günlerce düşünmeye pek gerek kalmayacak. Bizim, tarihimizi, kültürümüzü önce kendi vatandaşımıza, bunun yanı sıra da yabancı misafirlerimize aktarmak, aktarırken de yazıda özetlendiği gibi teknolojiden yararlanarak görsel show'a dönüştürmek için bir yerlerden başlamanın zamanı çoktan geldi de geçiyor bile.
Eline sağlık Serdar bey. Sağlıcakla kal.