Turizmde eğitim problemi ve yan etkileri
Sektörün eğitim kurumları ile ilişkisi oldukça zayıftır. Her işimiz de olduğu gibi, milli eğitim de oldukça siyasileşmiş durumdadır. Bu hal, bu güne mahsus değildir, dün de böyle idi, bu gün de böyle devam ediyor. Bir çok konuda olmadığı gibi, bu konuda da tarafların üzerinde mutabık olduğu, milli politika maalesef yoktur.
Eğitim problemi ülkemizin genel problemidir. Stratejik düşünen, insan tipini yetiştiren iyi eğitim kurumlarımız oldukça azdır. İyi eğitim gerekliliği günümüzde bile anlaşılmamış turizm sektörüne ait iş kollarına geldiğimizde, durum daha da sıkıntılı bir hal alıyor.
Sektörün eğitim kurumları ile ilişkisi oldukça zayıftır. Her işimiz de olduğu gibi, milli eğitim de oldukça siyasileşmiş durumdadır. Bu hal, bu güne mahsus değildir, dün de böyle idi, bu gün de böyle devam ediyor. Bir çok konuda olmadığı gibi, bu konuda da tarafların üzerinde mutabık olduğu, milli politika maalesef yoktur. Beş ile yedi yıl arası, lise, yüksek okul ve üniversite düzeyinde turizm, hatta turizm yöneticiliği eğitimi alan arkadaşlar mesleğe başladıklarında düz lise veya işletme eğitimi almış birisinden turizm konusun da daha iyi yetişmiş olamıyorlar.
Ve bir de bu kadar eğitimden sonra haklı olarak işin tekrar çıraklık kısmını yapmak istemiyorlar. Hal böyle olunca hızla gelişen sektörün ihtiyaçları gereği, hızlı yükselmeler söz konusu oluyor. Çıraklık ve kalfalık dönemleri hızlı geçmiş kişiler, hızla meslekte departman yöneticisi, müdür, genel müdür oluyorlar. Bu durum bir zincir etkisi yaratıyor ve sonradan gelenler, yeterince yetişmemiş ellerde büyüdüklerinden kendilerinden bir öncekilere göre daha da zayıf kalıyorlar. Bütün bunlara bağlı olarak, çalışanlarda, en alttan en üste,ortak dil, mesleki kültür, meslek jargonu, mesleki etik, sevgi ve saygı gün geçtikce azalıyor.
Sizlere somut örnekler vermem gerekirse, yapmış olduğum mülakatlarda, öz geçmişlerinde ülkemizin en iyi güney otellerinden gelen arkadaşlardan dahi, uluslararası arenaya çıkarken, basit mesleki terimlerin ingilizcelerini bilmeyen, hazırladıkları raporlara başlık, tarih, para birimi koymayan, örnek vermenize ve şablon hazırlayıp ellerine tutuşturmanıza rağmen hazırladıkları raporlarda ihtiyaca yönelik olamayan bir çok kişi ile karşılaşıyoruz.
Bu durum güney ile de sınırlı değil, geçtiğimiz günlerede bir günlüğüne İstanbul’ da bulundum, Mısır da sağlık ve güvenlik açısından bizi denetleyen kurum açık büfelerde estetik sunuma imkan vemeyen, “sneeze guard” (yemekleri hapşırık, tıksırık dan kouyan, koruyucu plastik veya cam) konusunda çok ısrarcı, bir vesile bulunduğum önemli Amerikan zincirine ait otelin restoranında açık büfe hazırlayan yöneticiye büfe de hiç “sneeze guard” kullanmıyormusunuz? Diye sorunca, cevap olarak, bu kavramı hayatında hiç duymadığını, aldım.
Ya arkadaş sorumdan rahatsız olup, beni protesto etti, ya da durum bukadar vahim. Bence ikincisi.
İşin devlet kısmında bu sorunların üstesinden gelmeyi arzu eden zihniyet halan mevcutmu bilemem ancak bu konuda en ağır bedeli ödeyen sektör, en azından, özel okullarında, kurslarında vs. de avrupa da turizm eğitimi konusunda oldukca başarılı olmuş, mezunları arasında ortak dil ve standart sağlamış eğitim kurumlarına sahip Avusturya’ yı yaratıcı taklit edebilirler.
Benzer duyarlılıklara sahip başarılı bir turizm işvereni, memleketine bir turizm okulu ve uygulama oteli yaptırmış ve ilgililere teslim ediyordu geçenler de. Umarım buradaki eğitim gücü ve müfredat açısından da etkin olur da, o imkanlar Kemer’de ki
TUGEV uygulama oteli ve turizm eğitim merkezi gibi, saldım çayıra, mevlam kayıra, olmaz.
Evet bu yazımız da serzeniş ve çözüm önerileri olarak tamamlandı.
Kıymetli meslekdaşım Emir Hepoğlu’ nun son yazısın da sorduğu gibi, ‘’Tüm bu şikayet ettiklerimiz bir bir hayatımıza girerken biz neredeydik? ’’.
Duyarsız bir toplum olduk çıktık, bu konular da çok önemli ancak daha hayati konularda zemin ayaklarımızın altından kayıp giderken, duyarsızlığımız da bir okadar artıyor.
Umarım bundan on sene sonra memlekete gurbet ellerden bakıp, çok daha ciddi konularda kendimize ‘’Tüm bu şikayet ettiklerimiz bir bir hayatımıza girerken biz neredeydik? ’’. diye sorup, ağlamayız.
Hoşca kalın...
Bu Makale 02.11.2010 - 09:25:39 tarihinde eklendi.