Bu köşede zaman zaman sizlerle paylaşıyorum, Türkiye’de turizm yatırımları plansız programsız bir şekilde yapılıyor. Atıl yapılan her yatırım aslına bakarsanız milli servetin çifte şekilde heba edilmesi anlamına geliyor. Nasıl mı?
Yatırımını yapmış işletmesini açmış otelci fiyatlardaki düşüşten dolayı hem bu işten zarar ediyor, inşaatını yaparken yapmış olduğu hesaplar alt üst oluyor, hem de yeni yatırımı yapan otelci (ki genelde bu kişilerin turizm ile uzaktan yakından ilgisi yok) bilmediği bir sektörde kendisine anlatılanlardan çok farklı bir tablo ile karşılaşıyor ve yatırımdan zarar ediyor.
Yine defalarca söyledim devletin bu düzenlemeleri acilen yapması gerekiyor diye. Peki devlet ne yapabilir? ''Aman canım her şeyi de devlet mi yapacak'' serzenişlerini duyuyor gibiyim. Devletin yapacağı iş çok basit aslında; bu zamana kadar yapılan ve yapılmakta olan tüm yatırımlar bir kenara, düzenlemeler tamamlanana kadar bırakın yatırım belgesi veya turizm belgesi vermeyi belediyeler eli ile hiçbir yeni yatırıma ruhsat vermemeli. Peki düzenlemeler nasıl yapılmalı? Şehir otellerinde geniş bölgeler belirlenerek, ulaşım, popülasyon, tarihi yerler, ticari merkez v.s. gibi kriterler göz önüne alınarak yatak kapasiteleri belirlenmeli, belirlenen kapasiteler belirli bir süre değiştirilmemeli ki o bölgede yeni yatırım ihtiyacı var ise yatırım yapacak olan yatırımının geri dönüşümünü kolaylıkla sağlayabilsin.
Resort ve sahil otelciliği içinse belirleyici faktör uçak koltuk kapasitesi, doğal sit alanı özellikleri, tarihi mekanlara yakınlık, doğa, ve iç pazarda görülen talep olabilir. Yine aynı şekilde belirlenen bölgelerdeki kapasite göz önüne alınarak yeni yatırım ruhsatı ve belge izni devlet tarafından verilmelidir.
Şimdi ''aman canım olur mu öyle şey yeni yatırım ekonomide büyüme demek istihdam demek'' diyenleri de duyar gibiyim. Kesinlikle doğrudur ancak atıl bir şekilde hesapsız ve plansız yapılan her yatırım aslında daha çok katkı sağlayacak başka bir yatırımın engellenmesi demektir. Bunu da unutmamak lazım. Ayrıca yapılan yatırımların % 80 inin kredi ile yapıldığını yani sermaye yapısının yetersiz olduğunu ve bu nedenle geri dönüş zamanı içerisinde yaşanacak en ufak bir krizde ( içinde yaşadığımız dönem buna en güzel örnektir) hem yatırımcı, hem finans sektörü, hem istihdam sektörü hem de tedarikçi için çok büyük riskler olduğunu unutmamak lazım.
KİRALIK EVLER
Turizm yatırımcısı ve otelci için son zamanların en büyük sorunlarından bir tanesi ise dünya genelinde olduğu gibi günlük-kiralık ev ve oda sektörünün kontrolsüz bir şekilde çığ gibi büyümesidir. Günümüzde internet sayesinde seyahat edeceğiniz dünyanın herhangi bir yerinde otele ödeyeceğiniz paranın çok daha azına rahatlıkla günlük kiralık ev veya oda bulabiliyorsunuz. Bu durum o bölgedeki otellerin yaşama şansını çok zora sokuyor. Örnek vermek gerekirse bugün İstanbul’da 20.000 civarında GKE yatak kapasitesi olduğu tahmin ediliyor. Yani yılda 5 gün ortalama ve % 80 doluluk alırsak 1.200.000 pax kapasitesi yapar. Türkiye genelinde GKE sayısı tam olarak bilinmemekle birlikte yaklaşık 35.000 olduğu sanılıyor. 4 yatak, 5 gün ve % 80 doluluk ortalamasından hareket edersek yılda 8.000.000 pax demektir. 2015 yılında 36,24 milyon kişi Türkiye’yi ziyaret etti. İç pazarla birlikte bu sayı 45.000.000 dersek bunların % 18'ini GKE'ler ağırlıyor demektir.
Yani yatırımcı milyon dolarlar eurolar harcıyor, otel inşa ediyor fakat karşısında ne olduğu belirsiz rekabet koşullarna ayak uydurması mümkün olmayan bir sektör var. Peki GKE ‘lerin riskleri nelerdir.
1. Güvenlik zaafiyeti
Bu evlerde kalanların kimliği kesinlike takip edilemediği için güvenlik riski çok fazladır. Ayrıca bu evleri kiralayan kişilerin ne ile karşılaşacağı muammadır. Bu evler için alınan günlük ücretten herhangi bir vergi ödenmemekte, bu da vergi aziyatına neden olmaktadır. Halbuki bu konaklama Turizm Tesisinde olması durumunda KDV ve KV ödemesi devlete sağlanmaktadır.
2. Haksız rekabet
Herhangi bir işçilik, pazarlama ve genel idare gideri olmadığı için otel fiyatına göre daha ucuzdur ve tercih sebebidir.
3. Hijyen Sorunları
Bu evlerde temizliğin hijyen kurallarına uygun yapılıp yapılmadığı muammadır. Denetleme yoktur
4. Terör Riski
Sson zamanlarda terör olaylarının artmasına da yataklık etmektedirler. Nasıl mı? kendini gizlemek isteyen suçlu veya terörist herhangi bir kaydın sağlıklı olarak tutulmadığı veya emniyete iletilmediği bu evlerde kalarak gizlenmeyi başarabilmektedir. (Atılay Filiz en son günlük kiralık bir öğrenci evinde kalmıştı)
5. Yangın Riski
Bu evlerde herhangi bir ruhsatlama olmadığı için evlerin yangın ve iş güvenliğine uygun olup olmadığı denetlenememektedir.
Yukarıda yazılı maddeler uzatılabilir. Ancak genel itibarı ile yukarıdaki maddeler bile bu evlerin turizmi, ülke ve vatandaş güvenliğini ve vergi gelirlerini ne şekilde etkilediğini gözler önüne sermek için yeterlidir. O halde devletin ilgili birimlerinin de bu konuda çok acil bir şekilde önlem alması gerekmektedir. Yasalarla getirilen caydırıcı cezalar, ihbar hattı oluşturulması hatta ihbarlar karşılığında ödül sistemi oluşturulması, ev sahiplerine vergi denetimlerinin sıklaştırılması, bu konudaki internet sitelerinin tıpkı cinsel içerikli sitelerde olduğu gibi yasaklanması vb tedbirler en acil alınabilecek tedbirlere örnektirler.
Bu Makale 17.10.2016 - 16:34:51 tarihinde eklendi.
Otel sahibi bir ton para harcayıp oteli dikiyor fakat bina dikmekle iş bitmiyor kalibresiz çapı olmayan yönetici hak hukuk gözetmeden liyakata emeğe eforabakmadan ahbap çavuş ilişkileriyle keyfî terfiler verince ne o binanın ne o yöneticinin hiç bir kıymeti harbiyesi kalmıyor iyi kötüye örnek olacağına kötü iyiyi de bozuyor
sami onar
24.06.2016 -
12:00
otel sahibi yandaslari hemen karsi tezler yazmis !!! kimse kimseyi kandirmasin !!! otel sahiplerinin ne kadar acgozlu oldugunu butun calisanlar biliyor !!! Ulkede sadece otel sahipleri degil fabrika ve sirket sahipleri de ayni !!! suan da kisi basi 300-400 tl verip kisi basi antalya da giderim avrupaya tatile !!! Neymis efendim yerli turist erken rezervasyon yapmiyormus o yuzden pahaliymis ! fiyat dusurursek kalite dusermis ! kim yutar bunu ??? 400 tl kisi basi bu krizde ve acentaya ayni otel 80 $ fiyat veriyor 15 oda zor getiriyor acenta !!! 400 tl yi indir 270 tl ye 100 oda yerli turist gorursun aninda. Ama yok acgozluluk devam. Yerli turist yolunacak tavuk tabiii!!!!
sami onar
24.06.2016 -
11:55
eger ki devlet iyi denetim yapmasaydi otel sahipleri 200 calisandan 20 tanesi ancak sigortalardi !!!! bizim otelci bu iste !!! hep bana hep bana derdinde !!!
LEVENT ERDOĞAN
22.06.2016 -
02:05
Bu Ülkede SERVET DÜŞMANLIĞI bitmiyor.Çalış senin de olur Sami bey.Konuyu sürekli abuk sabuk taraflara çekiyorlar.Kayıt dışı bir ekonomiden,komşuluk haklarından,haksız rekabet ve kazançtan söz ediyoruz.Her fırsatta sağa sola saldırmak konunun özünden uzaklaşmak son yılların hastalığı haline geldi.
Abdullah
22.06.2016 -
12:13
Sami Onar ; O kadar kolay ise sen de aç 1 otel, al bir uçak 10 sene sonra 10 otelin 10 da uçağın olsun olur mu?
sami onar
22.06.2016 -
11:33
ya bizim otel sahipleri acenta sahipleri hep bana hep bana derdindeler. Yillarca iscinin ustunden milyar dolarlar kazandilar. 1 oteli olan 10 otel acti . 1 ucagi olan 10 ucak yapti.Ne kadar acgozlu mal sahipleri var ulkede.Bu sezon iyi oldu ki turizm bu halde. Turizm iscisi zaten kaybediyordu bu yaz da kaybetse ne olacak ? hicbirsey .Adam bir otel daha acacagim diye isciye hergun sebze yemegi yediriyor. otelinin fiyatina baksan 380-430 tl kisi basi konaklama.
Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.
www.turizmguncel.com internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, video ve fotoğrafların her türlü hakkı Turizm Güncel A.Ş.’ye aittir. İzin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez.