Turizm sektöründe kuşak çatışması
Turizm sektöründe son yıllarda ortaya çıkan tarihin en büyük krizi, otellerdeki personel sayısını, ücretleri ve çalışma sürelerini negatif etkiliyor, sektörden kaçışlar yaşanıyor. Sektör çalışanlarının büyük bir bölümü başka sektörlere kaymış durumda.
Bu durumda ''giden gitti, kalan sağlar bizimdir’’ mottosundan yola çıkarak sektör çalışanları içerisinde yaşanan kuşak çatışmasını gidermek ve sektörün geleceği olan Y kuşağını kazanmak önceliğimiz olmalıdır.
Sektörde çalışan kuşaklar:
***Patlama Kuşağı(1946-1964): Toplam çalışanların yüzde 2'lik bölümünü oluşturuyor.
***X Kuşağı(1965-1982): Toplam çalışanların yüzde 32'lik bölümünü oluşturuyor.
Dünyada 1965-1979 yılları arası kabul edilir. Bence, askeri darbenin bitimi, Turgut Özal’ın Başbakan olduğu tarih olarak algılanmalıdır. Bütün araştırmalarımı, değerlendirmelerimi bu yönde yaptım.
***Y Kuşağı(1983-1999): Toplam çalışanların yüzde 65'lik bölümünü oluşturuyor.
***Z Kuşağı(1999-……..): Toplam çalışanların yüzde 1'ini oluşturuyor (Lise stajyerlerinden oluşuyor).
Yönetim kadrolarının kuşak dağılımı:
Patlama kuşağı yüzde 1, X kuşağı yüzde 75, Y kuşağı yüzde 24, Z kuşağı yüzde 0.
İlginç olan nokta şu ki, yönetim kadrolarının yüzde 75'ini oluşturan ve önceliği ‘’yaşamak için çalışmak’’ olan X kuşağı, önceliği ‘’hayatını yaşamak’’ olan ve sektörün geleceği durumundaki 65'lik Y kuşağını yönetiyor.
Daha da vahim olan durum, X kuşağı, kuşağı Y kuşağının ''saygısız, sadakatsiz, tatminsiz, patavatsız, bencil ve apolitik’’ olduğunu düşünüyor.
İki ters kuşak; üstelik azınlık çoğunluğu yönetiyor.
Üzücü nokta ise, turizm yazarlarının, akademisyenlerin, turizm eğitimcilerinin ve yöneticilerinin bu karmaşayı görmemesi, ortadan kaldırmak için kılını kıpırdatmaması.
Peki ne yapılmalı?
Turizmin geleceği Y kuşağını çalışma hayatında motive etmek için, X kuşağının değişmesi, ‘’yasaklama’’ ve ‘’emrivaki ile yönetme’’ zihniyetinden çok hızlı çıkması, Y kuşağını anlaması ve onlara ayak uydurması gerekiyor.
Y kuşağını motive etmek, turizm çalışma hayatında tutmak için;
1- Eş seviyeli iletişim kurmak, bırakın amirine adı ile hitap etsin,
2- Asla ve asla itaat beklememek, kuralları onların hayat önceliklerine göre oluşturmak,
3- Kişisel gelişimlerine katkıda bulunmak, yatırım yapmak,
4- Onları karar ve sürece dahil etmek,
5- Esnek ve rahat çalışma ortamı sunmak,
6- Adil terfi ve performans sistemi sunmak,
7- Başarı hissini yaşatmak, takdir ve geri bildirimde cömert olmak,
8- Teknoloji ile iletişimini, internet kullanımını asla ve asla engellememek gerekiyor.
Özetle; unvana ve yaşa hürmet bekleme, kendi değerlerinle yargılama, internet erişimini kısıtlama ve asla ve asla emrivaki yaklaşma.
Yaptığım araştırmalar sonucu oluşturduğum grafik (Kişisel bir araştırma olduğu için yüzde 3-5 yanılma payı varsayımı ile değerlendirilmesi çok daha doğru olur):
Sonuç olarak; Y kuşağını anlayan, yönetim politikalarını ve iş süreçlerini Y-Z kuşağının değerlerine göre yapılandıran kurum ve yöneticiler her zaman önde olacaktır.
Bu Makale 21.06.2017 - 19:43:27 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
-
Sayın Mehmet Bey Yazınızı okudum hepsıne katılıyorum, ancak bence bırmadde eksık oda işin sureklılıgı Bılmem katılırmısınız.Saygılarımla.
-
Defalarca okudum, çok bilgilendim. Herkes okumalı uygulamalı.
-
Adaşımın yazısına tesadüfen rastladım ve çok yerinde tespitler olduğunu gördüm. Gelecek gençlerindir. Onları bir yandan çok iyi eğitmeli ve sektöre kazandırmalı, bir yandan da yaşam alışkanlıklarına saygı duymalyız. Ha, elbetteki çalışmanın evrensel kurallarına herkes uymak zorunda.
-
Pek çok açıdan kayda değer bir değerlendirme. Hele bazı dinozorların yeni kuşağın önünü kesmesi, onlara setörde kendi tarzını oluşturma fırsatı vermemesi çok yaygın. 10 sene sonra bu kuşak tamamen silinecek ve yerlerine yeni kuşak geçecek. Herkes buna hazırlansın bence.
-
Merhaba Mehmet Bey,
Uzun zamandır yazmadınız ama dönüş muhteşem olmuş. çok faydalı bir yazı.
