Kıymetli okurumuz Recep Bey, çok teşekkür ederim. Sevgiler
Bu yazımı yazmakta biraz zorlandım. İçimden yazmak gelmedi. Çünkü gündem yine kötüydü. Ülkemizde hiç bir şey değişmiyor. Sektörde de. Değişim geriye, kötüye doğru ilerliyor…
Şu sıralar canım iyice sıkıldı.
Sektörümüzün yalnızca turizm geliri konuşmasından sıkıldım. İmajın konuşulmamasından, ancak konuşulduğunun sanılmasından sıkıldım. Birçok etkinlikte kişilerin kürsüye çıkıp rakamlar paylaşmasından sıkıldım çünkü bu rakamların ele alınış şekilleri çoğu zaman doğru istatiksel yaklaşımlarıbile barındırmıyor. Sunumların açılıp sektör biraz para kazandı diye pembe tablo çizilmesinden sıkıldım. Ağaçların kesilmesinden, derelerin kurutulmasından, sansasyonyaratan restorasyon çalışmalarından, hayvana şiddetten, kadına şiddetten, her geçen gün düşen alım gücümüzün yarattığı daralmadan sıkıldım. Yaptım oldu zihniyetinden, bilim insanlarına itimat edilmemesinden aşırı derecede çok sıkıldım. Körler sağırlar birbirini ağırlar organizasyonlarından çok fena sıkıldım. Doğayı katleden, plastiği ayrıştırmayan, geri dönüşümde çok geride kalmış ülkemin gerçeklerinden sıkıldım.
30’u aşkın ülkeye ayak basmışım, birçok kitap okumuşum, bilinçlenmişim… Bilinçli olmanın yükünden de sıkıldım. Ben ağacı, kuşu, öldürülen kadını düşünüyorum; ‘‘toplumsal hareket olmaz ise yarattığımız kolonilerde kendi fanuslarımızda yaşamaya devam edeceğiz’’ diyorum ama yok, herkes hala iPhone fiyatlarını konuşuyor. Çok sıkıldım.
Üst satırlarda bahsettiğim imaj konusuna geri dönelim. İki tanıtım filmi çekip dijitale para basıp Türkiye tanıtımı yapmak değil imaj; önce bir zeminini süpüreceksin. Ülkenin umudu turizmde ama turizm nedir, imajdır. BBC’yi açın bakalım Türkiye haberlerine nasıl yer veriyorlar? Kadına şiddette dünya üçüncüsüyüz. Bazı yabancı gazeteler mecralarında Türkiye’ye yer veriyorlar ancak bu ‘‘riskli ülke, tehlikeli ülke, gitmeyin’’ uyarılarından ibaret. Alman günlük gazetesinde Türkiye’de kadın cinayetleri artıyor yazıyor, sen gidiyorsun onun pahalı dergilerine ilan veriyorsun, tanıtım yapacağım diyorsun. Nasıl olacak? ‘‘Bize yıllardır geliyorlar, yine gelecekler’’ diyorsun değil mi? Yıllardır gelenler ucuzsun diye geliyor, kapanıyor oteline yiyip içip gidiyor, tek kuruş harcamıyor. Çevre ekonomisi bitik halde, esnaf kan ağlıyor. Bu tek yönlü büyüme ile olacak bir şey değil.
Ben saygı duymadığım ülkelere gitmiyorum, peki siz gidiyor musunuz?
Mesela içinizde Afganistan, Pakistan veya İran’a tatile gitmek isteyen var mı? Hâlbuki bu üç ülkede Avrupa’dan daha fazla görecek tarihi yer ve kültürel zenginlik var ama ne yok, özgürlük ve güvenlik, en azından imajları böyle. İran’daki tarihi ve kültürel zenginlik kaç ülkede vardır acaba? Yazık değil mi İran’a, İranlıya.
STK’lar ne üretiyor?
Bizim turizm STK’ları ne yapıyor imaj konusunda? Seslerini çıkarıp ilgili kurumlara soru sorabiliyorlar mı, ‘‘bakın ülkemiz şiddet konusunda dünya ülkeleri arasında 3. sırada yer alıyor, üyelerimizin ürünü imajla doğrudan alakalı, bu konunun üzerine gidilmesini istiyoruz’‘ diyebiliyorlar mı?
Vatandaş ve turizmci olarak imajımız beni rahatsız ediyor, devlet yetkilileri de rahatsız oluyor mu acaba? Hala ne bekleniyor? ‘Yurtdışı basın yalan haber yapıyor diyerek bu işten sıyrılamayız. Her şey ortada, her gün şiddet var bu ülkede. Kadın cinayetleri son 15 yılda %1500 arttı. Belki de duyulma oranı arttığı için bu artışı gözlemledik, üstü örtülem iyor çünkü artık. Neyi bekliyoruz hala?
Turizm imajdır, imajımız günden güne kötüye gidiyor. Acilen şiddet başta olmak üzere çarpıklıklarla ilgili ağır yasal düzenlemelere gidilmelidir. İmaj güçlendirilmeden akıtılacak paraların balon etkisi yaratacağını düşünüyorum. Yapılan birçok çalışmaya da inanmıyorum. Bu nedenle kimse pembe tablo çizmesin. Doldur boşalt turizmciliğine, niteliksiz turizme devam ancak o da gün gelir kötü imajla biter. Sektörü duyarlı olmaya davet ediyorum. Ülkemiz bu imajla asla hak ettiği turizm gelirlerine ulaşamaz.
Kıymetli okurumuz Recep Bey, çok teşekkür ederim. Sevgiler
Birgül Hanım merhaba. Bir yorum da ben yapayım. Yazdığınız her harf için ayrı ayrı ellerinize sağlık :)
Hanımefendi, Dış borcumuz yok, kadın cinayeti işlenmiyor, enflasyon yok, ekonomimiz muhteşem, alım gücümüz yüksek yazmak isterdim ben de. Gerçekler acı ve birileri bunları yazmak zorunda. İyi seneler.
Hanımefendi, insan baktığı yere gider. Bu kadar olumlu şeylerin yanında sadece cüzi olumsuzluklara takılırsanız o olumsuzluklar önce sizin ruh dünyanızı sonra sizle birlikte tüm çevrenizi etkiler. Kaldı ki baştan sona kötümser tablo çizdiğiniz yazınızda, bir tane doğru bilgi yok. Tamamen ideolojik saplantılarla kaleme dökülmüş bir felaket senaryosu. Hem kendinizi hem ülkemizi olumsuzluğa sürüklememek adına ümitvar olmanız, daha yapıcı ve iyileştirici yazılar yazmanız ya da hiç yazmamanız dileklerimle...
Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.
www.turizmguncel.com internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, video ve fotoğrafların her türlü hakkı Turizm Güncel A.Ş.’ye aittir. İzin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez.
Copyright © 2018 - Tüm hakları saklıdır. Turizm Güncel
Tasarım & Yazılım Altyapısı DataNet Bilgi Teknolojileri