Feyzi Açıkalın

Turistini Bekleyen Şehir

İçinden tramvay geçemediği(!) için, yalnızca yaz aylarında gelen turistine bağımlı bir ekonomisi olan şehir turizm sezonuna hazırlanıyor.

Aslında, şehrin insanı olmasa bile doğası her daim turistini karşılamaya hazır.  Doğa, kendi belirlediği takvimini kâh aksatarak, kâh gereğini yaparak şehri biçimlendirip, süslüyor. Badem, portakal çiçeği açtı, kaplumbağalar geldi derken mimozalar da şehri renklendirmeye başladı. Ya şehir sakinleri?

Onlar da el sözüne(!) inanıp, güvenerek hız verdiler çalışmalarına. Büyük müjdeler(!) verildi Gazipaşa havaalanı için; 27 Nisan’da 125 kişilik bir uçak inecek, Haziran sonrasında da uçak sayısı haftada ikiye(!) çıkacakmış. Yetkililerimiz, “Bizden bu kadar, biraz da Alanyalı çalışsın” dediler ya, 15 Dolarlık bir turist başı avans bile sunuldu, havuç olarak… 

Müjde demiştik; Alman’ın yavaşça el ayak çekmesinden sonra her derde deva Rus pazarında, vizenin de kalkmasıyla patlama yaşanacağından korkuluyor. Önlem olarak da İranlı ve Suriyeli turistler düşünülmüş olmalı. Asit baz etkisi gibi yani…

Unutuyordum; her yıl Paskalya ya da öncesindeki İskandinav okul tatili ile açılan sezon bu yıl Nevruz İranlılarıyla başladı. Sakalsız erkek ve şık türbanlı kadınlardan oluşan konuklar şehirde dolaşırken, bizim ateş üstünden atlayan ceketli, kravatlı devlet erkânımızı şaşkınlıkla izlediler. Zavallılar “Nevruz kutlanacaksa o da devletin işi olmalı” kuralını bilmiyorlardı.  

Şehir içi turist esnafı yine büyük tadilatlara girişti. Muhtemelen, ödemedikleri geçmiş yılın kiralarıyla o işe soyundular. Devredilmiş dükkânların onarımlarının başında ise çokbilmiş görünümlü, Alanya’ya pastadan pay kapmaya gelmiş karanlık ağabeyler vardı. Güneş gözlükleri saçının üstüne tutturulmuş, sürekli talimat vermekte olan…

Ana caddede dükkân önü tenteleri, asılacak çaputlara yer kazanılsın diye hafif bir operasyonla çaktırmadan birer metre öne alınmakta. Çarşının en gösterişli yerindeki dükkân da, ne yazık ki butik adı altındaki sıradan tişörtçülere kiraya verilmiş; Alanya’nın imajını pekiştirmek için! 

Sezon geliyor ama Alanya iş insanlarının çek yüzünden kodese girenlerinin bir kısmı hala içerde! Yeni girenler de var! Daha sezon açılmadan elini çabuk tutup pazarı(!) ele geçirmeye çalışan kaçakçılar polis tarafından bir bir yakalanıyor. Uyuşturucular Güney Doğu ve İç Anadolu’dan gelirken, içki ve sigaralar da havalimanlarından, sınırlardan tedarik ediliyor. Eee, hükümetin içki için aldığı önlemlere önlem(!) ancak böyle, devleti vergi kaybına uğratarak alınır… İmalat da, herhalde sezon başlayınca Alanya varoşlarında olur.

Oysa Belediye Başkanı başta olmak üzere herkes çalışıyor turizm için. Kardeş şehirler ziyaret ediliyor, fuarlara katılım sağlanıyor. Yabancı yerli televizyon çekim ekiplerine görüşler sunuluyor. Alanya’ya emeği geçmiş yabancı seyahat acente birliği başkanlarının isimleri, değerbilirlik örneği olarak parklara veriliyor.

Otellerin erken açma söylentileri pek gerçekleşmiyor. Sezon kapanışıyla dağılmış, sigortaları, maaşları ödenmeyen personeli toplamak çok kolay olmasa gerek. Malum; dünyanın en pahalı elektrik, akaryakıt, su benzeri giderleriyle çalışıyor bu işletmeler ve kar etmek için de tek çıkar yolu insan emeğini sömürmekte görüyör…

Sektörün diğer personeli de hazır. Barmenler boş şişelerle kumda yaptıkları “atıp tutma” antrenmanlarını sıklaştırdı. Büyük çoğunluğu, kışı sevgilileriyle beraber geçirdikleri İskandinav ülkelerinden döndüler. Bot turları yapanlar kış boyunca teknelerin tamiratında çalıştıklarından, zaten Alanya’daydılar. İşyerinde Doğulu personel çalıştıran birisi, bu yıl seçim öncesinde PKK’nın öğrencilere yurtlarından ayrılmama talimatı vermesinden yakınıyor. Öğrencilerin çok kolay hedef haline geldiğinden yakınan esnafa, “Tıpkı tarikat okullarında olduğu gibi” diyorum. Sözlerime kızan imam hatip eğitimli, eski ülkücü, yeni AKP’li modern insan, “Evet aynen o Ergenekoncu Atatürkçü kadın(!) gibi” diyor… Türkan Saylan’ı böyle nitelendiriyor ve adlandırıyor!

Daha asortik görünümlü derici, kuyumcu çalışanları beyaz gömlekleri, yüksek topuklarıyla mağaza önlerinde sigara tellendiriyorlar. Geçen sezondan takıntıları olmuş olmalı ki başka yerlere transfer olmuşlar… Taksicilerin sarı araçlarında çok değişiklik olmazken, havalimanı transferlerinde kullandıkları “sivil” olanlarında yenilenmeler var…

Evet, bir de savaşımız peyda oldu yanı başımızda; Başbakan’ın daha dün, “NATO’nun ne işi var orada?” dediği savaşın bir parçası oluverdik. Hadi, daha önce gelenler bilir diyelim, ya haritayı açıp Libya’nın hemen altımızda olduğunu anlayan konuklar korkuya kapılırlarsa? Ya Kaddafi işi uzatırsa? Merak etmeyin, turist yine gelir ama tur operatörlerinin pazarlık payı yükselmiş olarak!

Seçimler? Önce Turizm Bakan’ın 4 Marttaki söylemi: “AKP hayatı doğru okuyor. Türkiye’nin demokrasi çıtasını yükseltmesi, kendi içinde barışı kökleştirmeye çalışması, komşularıyla iyi ilişkiler kurma yönündeki çalışmaları turizmi olumlu yönde etkiliyor”… Bakan, dünya turizm pastasından alınan payın artışını kolayca böyle yorumluyor… Öte yandan sanki Alanyalı yetkililerle hiç görüşmüyormuş gibi, daha geçen hafta, “Sorunlarınızı getirin, hepsini halledeceğim, Nisan ayında Alanya’ya geleceğim” diyor… “Üfff” diyorsunuz, bunalarak bu sözlerine…

Şehirde büyük olasılıkla geçmiş seçim öncelerindeki senaryo uygulanacak. Turizme helal gelmesin diye seçim propagandasının dozunun alçak tutulması şehrin “büyük patronu” tarafından istenecek. Meclise girecek partiler bu “beyzadeler anlaşmasına!” ister istemez uyacak ama daha uçtaki guruplar pek aldırış etmeyecek. Ama sonuçta eylemleri görmezden gelinip kale alınmayınca etkili olamayacaklar…

Şehir turistini bekliyor, ülke de öyle… Ülkenin altında savaş, hemen sınırındaki Suriye’de de kalkışma var. Suriye ile birlikte turistine bel bağladığı İran’da da ne olacağı belli değil ve sonra sıranın kime geleceği de! Öte yandan Tüpgaz örneğiyle nükleer enerji sorununa yaklaşan bir başbakanı var. Silifke’ye tesis için imzalar atılmak üzere. Japonya’daki santralden denize sızan radyasyon ise normalin 10 bin kat üstüne çıkmış. Güneş, kum, deniz turizmi yapılan Alanya’nın Silifke’yle arası kuş uçuşu 100 kilometre bile değil… 

Tüm bu koşullar içinde tur operatöründen sokaktaki esnafına kadar sanki hiçbir anormallik yokmuş gibi kısa erimli düşünülüp, öyle davranılıyor. Bu durumda yalnızca, “Hakkımızda hayırlısı olsun” mu diyeceğiz? 







Bu Makale 02.04.2011 - 12:43:42 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.