Trenin geldiğini görememek...
Bir düşünür ''Kötümserler sadece tünelin içindeki karanlığı görürler.'' demiş.
Ve ilave etmiş aynı düşünür '' Romantik iyimserler ise sadece tünelin ucundaki ışığı görürler,'' ya gerçekçi iyimserler diye sorulduğunda '' onlar hem tünelin karanlığının farkındadırlar , hem tünelin ucundaki ışığı görürler, hem de gelmesi muhtemel treni hesaba katarlar.''
Yazılarımı yazarken dikkat ettiğim en önemli nokta; sorunları söylerken çaresini de, tedbirini de, aksi halde başımıza nelerin geleceğini de yazanlardanım. Ne kötümser ne de romantik iyimserim. Gerçekci olmayı hayatım boyunca hedef edindim. ''Turizmin doğrucu Davut'u'' demelerine sebepte bu yönümdür. Aslında bizim toplumumuz doğrucuları pek sevmez. Benim de sevsinler diye bir iddiam olmadığı için doğru bildiğimi anlatmaya, yazılarımla gelmesi muhtemel trenleri hatırlatmaya devam ediyorum.
Bütün bunları neden söyledim Geçen haftaki yazımda turizmin en önemli hastalıklarından birisi olan yönetici ve eleman sirkülasyonunun çokluğundan bahsetmiş, hatta ''orjinaller'' gitmiş yerine ''çakmalar'' gelmiş ''Ayaklar baş olmuş'' demiştim. Bu yazıma gerek yazılı gerekse sözlü pek çok övgü alırken, sert olmuş,sitemkar olmuş, biraz ağır olmuş diyenlerde oldu.
Ne vardı geçen haftanın yazısında.?
Günü kurtarmak adına , deneyimli, yıllarını bu sektöre vermiş insanları üç kuruş tasarruf yapacam diye bir kalemde silenlere tabiki sitem vardı. Aslında; burada benim vermek istediğim mesaj, silinenin o veya bu kişi olmasından çok, bu tecrübeli kadroları uzaklaştırmak bu değerlerden yararlanmamak turizmin geleceğini silmektir mesajıydı. Hangi sektör olursa olsun deneyimli kişilerle gençleri buluşturmak tecrübelenmeleri için bu gençlere yapılacak en büyük iyiliktir. Tabiiki genç arkadaşlarımız bu sektörde yükselecekler ve güzel yerlere gelecekler.Buna hiç himsenin bir itirazı yoktur. Ancak hiçbir bilgisi, deneyimi , kariyeri, birikimi ve yönetim ehliyeti olmayan kişileri getirerek bu işi yapmaya kalkışırsanız sektörün geneline ve geleceğine zarar vermiş olursunuz. Tren sadece sizin üzerinizden değil sektörün de üzerinden geçer. Benim anlatmak istediğim budur. Katılırsınız veya katılmazsınız bu benim fikrim. Ayrıca kimseyi hedef alarak da yazmıyorum. Benim lafım ortaya kim neyi almak istiyorsa oradan alır.
Bu tren ezdi geçti...29 yaralı var...
Yine iki hafta önceki yazımda da önemli bir konuyu ele almıştım.Gelen trenin yine görülemediği ciddi bir konuydu. Yurt dışı turlarda Türk Lirası Fiyatların kullanılması. Tekrar ediyorum. Bu yasa yeni bir yasa değil. 14 Haziran 2003 Tarihinde yürürlüğe girmiş. Etiket, Tarife ve Fiyat Yönetmeliğinin 9 ncu maddesinde de açık açık yazmışlar, fiyatlarda Türk Lirası yazılmasının zorunlu olduğunu. Aynı yönetmelikte bunlara uymazsanız aksi taktirde ceza veririz demişler. Ben bu konuyu üç kere yazdım. Aman dikkat edin cezalar gelebilir dedim. Yasalar yanlış ve eksik çıkıyor, hep yanlış anlamalar, yanlış yasalar turizmcileremi rastlıyor bu işte bir ihmallik bir terslik yokmu dedim. Cezalar ne zaman geldi 2009 yılında.Duyduklarımıza göre şimdilik 29 acente. Adama sorarlar 6 yıldır neden gerekli adımları atmadın diye.Ama o adamlara kimse bir şey sormuyor ben yazı yazınca ya niye öyle yazdın ya çok ağır olmuş ya patron kızdı böyle değil şöyle yazsaydın. Yok arkadaş öyle yağma yok. Herkes üzerine düşen görevi yapacak. Ankara'ya gitmek, mahkemelere koşmak için yumurtanın kapıya dayanmasını beklememek lazım. İşte benim anlatmak istediğim trenin geldiğini görememek budur...
Bu da üzerimize gelmesi muhtemel bir kara tren...
Çok değerli turizmci arkadaşım Cem Polatoğlu yıllardır bu konuda hem yazılar yazıyor hemde her ortamda sık sık dile getiriyor. İlgilileri ve yetkilileri uyarıyor. Tur operatörlüğü yasasını bir an önce çıkartmalıyız diye. Kimler tur oparatörüdür kimler değildir belirlensin diyor. Bu iş sadece logoya tur operatörü yazmakla olmaz bunun belirli yüksek teminatları ve ciddi şartları olmalıdır turizm bundan zarar görüyor diyor. Eğer biz bunu yapmazsak birileri gelip yapacak sonrada işin içinden çıkamayacağız diye de ekliyor. Kulak veren varmı.?. Tedbir alan varmı.?. Adım atan varmı.? Yok Yok Yok. Geçmişte birilerininn hazırlayıp önümüze koyduğu bir çok yanlış yasa gördük. Biran önce ilgili kurumların bu konuya eğilmesi ve kafa yorması lazım. Çok önemli bir konu bu.Yoksa tren üstümüzden geçip gidecek.
Vagonları her geçen gün çoğalan tren...
Bir başka önemli konu internetteki kaçak acenteler sorunu.Her önüne gelen bir sayfa hazırlayıp satış yapıyor. Hatta bu adamlar turizm fuarlarına katılıp tanıtım bile yapıyorlar. Nerede acenten ortada acente falan yok. Kontrol edenin de olduğunu sanmıyorum. Bu işin internete kayacağı yıllar önceden biliniyordu. Gelgelelim bu teknoloji bazı kurumlar tarafından yeteri kadar ciddiye alınmadı. Geldiğimiz noktada toplantılarda tedbir almaktan çok öyle oldu böyle oldu şeklinde geyik muhabbetlerinden öteye geçilemiyor. Bu tren kontrolsüz gidiyor ve epeyde yol aldı. Tedbir almak için çok geç değil biran önce el atılmalıdır. Bu trenin vereceği zayiat büyük olur...
Bu da hızla üzerimize gelen tren...
Uçak bileti satan Bankaların durumu ve miller bir başka tren dramıdır...Yıllardır herşey lafta kalıyor hiçbir ciddi tedbir alınmıyor. Uçak bileti satan acentelerin gelirlerinin azalmasına sebep olan bu konuda çok ivedi çok ciddi adımlar atmanın zamanı geldide geçiyor. Onunla kavga etmem bununla kavga etmem politikasıysa bu iş bu kadar olur. Adamlar ekmeğini elinden alıyorsa hertürlü mücadeleyi edeceksin. Bu tren çok hızlı geliyor nasıl altında kaldığımızı anlayamayacağız bile...
Galiba bu en organize tren...
Organizasyon firması adı altında acentecilik faaliyeti yapanlar. İşler tamamen acentelerin ellerinden gittiği zaman mı tedbiri alınacak çok merak ediyorum. Sen onca para öde belge al, teminat ver, her yıl aidat öde, yanlış yaptığında her türlü kurum ensende olsun, öbür tarafta adamlar senin işini yapsınlar kimsede hesap sormasın. Ne güzel iş...Acentelerin işini tırmalayan tırmalayana. Burada bir yasa boşluğu var bence. Biran önce gerekli düzenlemeler yapılmalı. Burada da trenin üstümüzden geçmesine çok az kaldı....
Ya kaçan trenler...
Neler mi onlar. Saymakla bitmez...Onları isterseniz bir başka yazımda yazayım.
Sonuç ;
İşimiz günü kurtarmak olmamalıdır. İşimiz; gerçekçi iyimserler gibi , hem tünelin karanlığını farketmeliyiz, hem tünelin ucundaki ışığı görmeliyiz, hemde gelmesi muhtemel treni hesaba katmalıyız. Aksi taktirde üzerimizden çoook trenler geçer...
Kolay gelsin herkese...
Necati Çalışkan
n_caliskan@hotmail.com
Bu Makale 04.03.2010 - 10:05:15 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
-
Bahsettiğiniz konular gerçekten Türk Turizminin handikaplarıdır.Özellikle bankaların uçak milleri ile ilgili olan uygulamalarında %100 haklısınız.Hiç şüphesiz ,ulaşım ;destinasyon seçiminde çok önemli bir yere sahip .Serbest ekonomi şartlarında gerek uluslararası gerekse ulusal alanda kıran kırana rekabet yaşanan bu dönemlerde maliyetlerin azaltılması ve destinasyon cezbediciliğinin arttırılması anlamında son zamanlarda global anlamda büyük gelişmeler yaşayan Türk Sivil Havacılığı daha fazla desteklenmeli onlara köstek olunmamalıdır aksi takdirde bindiğimiz dalı kesmiş oluruz ve daha çok hayıflanırız.
-
Bahsettiğiniz konular gerçekten Türk Turizminin handikaplarıdır.Özellikle bankaların uçak milleri ile ilgili olan uygulamalarında %100 haklısınız.Hiç şüphesiz ,ulaşım ;destinasyon seçiminde çok önemli bir yere sahip .Serbest ekonomi şartlarında gerek uluslararası gerekse ulusal alanda kıran kırana rekabet yaşanan bu dönemlerde maliyetlerin azaltılması ve destinasyon cezbediciliğinin arttırılması anlamında son zamanlarda global anlamda büyük gelişmeler yaşayan Türk Sivil Havacılığı daha fazla desteklenmeli onlara köstek olunmamalıdır aksi takdirde bindiğimiz dalı kesmiş oluruz ve daha çok hayıflanırız.