Trafiğin yeni kabusu: Elektrikli scooterlar
Tatil beldelerinde scooterlar nedeniyle yayalar da sürücüler de sorun yaşıyor. Sistem herkesin faydasına çalışana dek kiralık scooterların sayısı artırılmamalıdır.
Gün geçmiyor ki ölümlü scooter kaza haberi okumayalım.
Tüp ve damacana taşıyanları, 4 kişi birlikte binenleri, akrobatik hareketler yapanları gördük.
Hatırladığım kadarıyla bugüne dek 3 kazaya şahit oldum, üçünün de sürücüsü 18 yaş altıydı. İçlerinden biri şoföre yalvarıp ‘‘Abla n’olur şikâyet etme, annem kızar’’ demişti.
Bir arkadaşımın yakını kırmızı ışıkta beklerken aracının kapısına scooter çarpmış. Çarpan genç bir kızmış, ailesi şoförden ricacı olmuş, aralarında çözmüşler… Örnekler çok.
Trafikte olmadık anda hiç olmadık yerden birdenbire beliren bu scooterlar, sürücüleri de zor durumda bırakıyor. Yakınımdan geçerlerken ‘‘Sen geç, ben beklerim ziyanı yok’’ diyerek kendimi olası kazalardan korumaya çalışıyorum ve geçip gitmelerini bekliyorum.
Trafik bilgisi ve tecrübesi olmayan gençlerin elinde oyuncak olan bu araçlar, bir sürücüyü aniden birinin ölümüne sebep olmak veya taksirle adam öldürmek gibi suçlarla baş başa bırakabiliyor.
Genellikle kendi hatası nedeniyle mağdur olan kazazedelere üzülüyoruz. Kendi yolunda düzgün şekilde giderken birdenbire kazaya karışan masum sürücüleri unutuyoruz. Olay aydınlanana kadar aylarca tutuklu kalanlar oluyor. Deliller toplandı, dosyalar incelendi, bilir kişi rapor hazırladı derken insanların hayatları tepetaklak olabiliyor. İşi gücü bozulanlar, kendi ailesinde belki hastası, yaşlısı ile ilgilenmesi gerekirken mahkemelerde sürünenler var. Davadan beraat etse bile bir başkasının ihmali nedeniyle maruz kaldığı süreç yıkıcı olabiliyor.
İşin hep elle tutulur, gözle görülür tarafına odaklandığımız için en büyük hasarı; sürücünün yaşadığı travmayı göz ardı edebiliyoruz. Bir travma insanın tüm hayatını değiştirebilir, ruh sağlığını, aile birliğini bozabilir. Karşı taraf 8’de 8 kusurlu olsa bile, ölümlü bir kazanın tarafı olmak kişinin hayatını uzun bir süre karartabilir.
Bu gibi sorunlar genellikle toplum bilincimizin zayıf olmasından kaynaklanıyor. Bütüncül değil, bireysel davranışlar sergiliyoruz. Faydalı bir hizmet başlatılıyor ancak biz o hizmeti olması gerektiği gibi değil, işimize geldiği gibi kullandığımız için yasaklarla ve iptallerle terbiye edilmek zorunda kalıyoruz. Trafiği rahatlatan, kullanıcılara ekonomik ve hızlı çözüm sunan bu araçlar, yanlış ellerde, kuralsız, usulsüz kullanıldıkları için tepki çekmeye başladı. Sol şeridin kenarında 25 KM/SA ile tın tın gidenleri bile görüyoruz. Özellikle tatil beldelerinde scooterlar nedeniyle yayalar da sürücüler de sorun yaşıyor.
Sistem herkesin faydasına çalışana dek mevcut scooterların sayısı artırılmamalıdır.
Memleketimizden Halloween manzaraları
Halloween zamanları sosyal medyamda gördüğüm eş dost fotoğraflarına şaşırıyorum. Halloween, baby shower, cinsiyet partisi… Anlam veremediğim kutlamalara imza atılıyor. Eşin yabancıdır, Hristiyan’dır çocuğunuz için böyle kutlamalar ister, tamam. Türkiye’de yaşayan, yedi ceddi Anadolulu milletiz. Kültürümüzde olmayan özenti kutlamaları alıp, kendimizi palyaçoya çevirmeye gerek var mı? En değerli kimlik kendi öz kimliğimiz, kendi kültürümüz. Kına gecesi, Hıdırellez, kız isteme, kırkını çıkarma… Bunların nesi kötü? Birçok yabancı geleneği, gerçek sahiplerinden daha fazla benimseyip abartılı şekilde uygulamakta üstümüze yok. Yabancı hayranlığımız aşmamız gereken ciddi bir genetik sorunumuz. Özenti olmayı bırakıp orijinal kalmalıyız. Her alanda, her anlamda…
Bu Makale 01.11.2022 - 13:22:17 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
-
İki konuda da çok haklısınız.
Halloween, kültürel ve gelenek anlamında bize hiç uygun olmayan bir olgu. Bu garip uygulamayı içselleştirmek neyin nesi?
Scooter konusunda iki önemli başlık var.
1. Scooter bisiklet kategorisinde bireysel bir ulaşım aracıdır. Bisiklet yolunu kullanır ve kullanıcı koruyucu donanım giymek, özellikle kask takmak zorundadır. Bisiklet yolu yokken bu araca izin veren yönetim kabahatlidir. Araç trafiği içinde ve koruyucu kask olmadan hele ölümlü kazalar olmasının vebali buna göz yuman kamu kurumunundur.
2. 0.25 KW güçten daha büyük araçların ehliyet ve koruyucu donanım zorunluluğu vardır. Yani aynı moto-kurye gibi. Peki burada sorun büyük değil mi?
Her iki durumda da denetleyici kamu kurumunun işini yapması beklenir. Godot bir gün gelir mi? İnanın bilemiyorum. :)