Feyzi Açıkalın

Terzi Marika’dan Yardımsever Monika’ya

Alanyalı Hıristiyanların gidişinden yaklaşık 40 yıl sonra Angelika ve Hans Alanya’ya turist olarak geldiler. Aynı çarşıda bu kez onları dondurmacı, halıcı ve kuyumcular karşıladı. Diğer dinden olanlarla ilişki artık doğal olarak sadece maddiyete dayanıyordu.

Nereden nereye… Ninemin gelinliğini diken, Türkçe konuşup Grekçe yazan Alanyalı Ortodoks
terzi Marika’dan, günümüzün yardım için çörek satan ama cümlesinin sonunda kilise talep eden
Monikagillerine nasıl geldik? 1922 yılı öncesine kadar kardeşçe yaşayan marangoz Yorgis, debbağ
Panteli ile fırıncı Mehmet ve semerci Hasan’ın muhabbetli çarşısından, Rıhtım alanındaki Noel
pazarına uzanan yol nasıldı?

Alanyalı Hıristiyanların gidişinden yaklaşık 40 yıl sonra Angelika ve Hans Alanya’ya turist olarak
geldiler. Aynı çarşıda bu kez onları dondurmacı, halıcı ve kuyumcular karşıladı. Diğer dinden olanlarla
ilişki artık doğal olarak sadece maddiyete dayanıyordu. Huzur içinde, gözden ırak bir coğrafyada
iddiasızca yaşayan iki dinin insanlarının tertemiz bıraktıkları doğa parçası turizme açılmıştı.

Kirletilmemiş doğa ve bozulmamış insan arayan tur operatörleri Alanya’yı keşfetmişlerdi. İşin kötüsü
Gunther ile beraber Anadolu’dan Remzi de geldi; talana ortak olmak için. Anadolu’dan gelenler daha
sonraki yıllarda turistin neyi beğeneceğini kendilerince saptayıp(!) ona göre arz yarattılar. Çabuk
paralarla gözü kararan, elhamdülillah biz Sünni Müslüman yerliler de bozulmaya çoktan razıydık…

Alman ve İngilizler mülk alıp Alanya’ya yerleşmeyi ilk düşünenler oldu. Yatırım yapmak amacıyla ev
alan diğerleri ise yıllarca sonra geldiler. İçlerinde iş yeri açanlar oldu. 1920 öncesinde her iki dinin
insanı da, örneğin yemeni ve fes giydiği için dükkânının müşterisi yani yaşamı ortaktı. Oysa Yeni
Alanyalı Alman’ın domuz eti satan şarküterisi ya da kafeteryası Alanya yerlisince benimsenmedi.
Onlar da bizden en çok köpek maması aldılar… Kimya bir türlü tutmuyordu.

Turistin Alanya’ya ayak basmasıyla ne ilginç bir rastlantıdır ki tarikatın sosyal ve siyasal yaşamdaki
belirleyiciliği de keskinleşmişti. Tarikat yararcı bir düşünceyle gâvur(!) turisti dışlamadı; ondan para
kazanıyordu. Alanya tuhaf bir kimliğe bürünmüştü…



Sonra, Huntington ve benzerleri ABD’nin yeni dünya düzeni için tüm dinlerin barışmasını buyurdu.
Baş görevli(!)Egemen Bağış saç ektirdi, göz ameliyatı oldu, işe koyuldu. Alanya, 22 bin yabancısıyla
zaten uygulamaya geçmişti bile; hem de gittikçe farklılaşan köktenci muhafazakâr fraksiyonlarına
karşın!

Bodrum daha mezar sorununu bile halledememişken, Alanya çok yol almıştı. En son örneğinde,
maddi temele de dayandığını zannettiğim hoşgörüsünü, Pazar günkü eğlenceli Noel pazarıyla doruğa
çıkardı. Ne diyelim; Noeliniz mübarek olsun!





Bu Makale 17.01.2011 - 13:12:05 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.