Hikmet Atilla

Siyasetin yüzü

Siyasetin yüzü

UNWTO (Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü) Genel Sekreteri Zurab Pololikaşvili Rusya Ukrayna savaşına değinerek, “Turizmin,  görevi dünya da barışın ve huzurun yerleşmesi için mücadele etmektir” açıklamasında bulunuyor. Gerçekten turizm ve turizmciler bu görevlerini yerine getirebiliyorlar mı, yoksa turizm bir savaş aracına mı dönüşmüş, ekonomide koz olarak mı kullanılıyor?

Turizmciler kendi pazarlarını kendileri büyüttüler. Turizm karışıklıktan nemalanan bir sektör değil. Turizmin olması için barış ortamının oluşturulması şart. Turizm istihdam yaratmakta güçlüdür. Turizm bir ülkenin döviz açığını kapatır. Kadınların en fazla çalıştığı, yönetici pozisyonlarda bulunduğu bir sektördür. Diğer sektörlere göre cinsiyet ayrımcılığı daha azdır. 

Buna rağmen politikacılar uygulamış oldukları turizm politikaları ile zaman zaman turizme bolca zarar verdiler, kriz çıkardılar. Büyüyen turizm pazarları, siyasetçiler tarafından çıkartılan krizler iyi yönetilmediği için küçüldü. Küçülmekle kalmadı, hep turizm üzerinden parmak sallandı, turizm koz olarak kullanıldı. Turizm, turizm ambargosu ile tehdit edildi.

Turizm kırılgandır. Tehditler zaman zaman gerçekleşir ve ciddi olarak ülkede, işletmelerde kendisini hissettirir. İran’a uygulanan ambargoyu düşünelim, tarihi ve doğa güzelliği ile dünyanın ender ülkelerinden olan İran’a gittiğim de tek turist grubu görmemiştim, Savaş olan bir yerde turizmin başarısı söz konusu olamaz. İşte komşumuz Irak ve Suriye’yi görüyoruz.  Bir ara dünyanın önemli turizm merkezlerinden biri olan Lübnan’a kimse uğramıyor.  Bu sayıları ve olayları Avrupa’sından, Asya’sına, Amerika’sından, Afrika’sına, Avustralya’sına kadar çoğaltabiliriz.

Rusya Ukrayna savaşının başlamasından sonra Ukrayna Devlet Başkanı Vladamir Zelenskiy, “Rusya’dan turist kabul etmeyin” dediği gibi “Rusya’ya turist göndermeyin” diyor.  Bazı Avrupa ülkeleri Rusya’dan turist kabul etmeyeceklerini açıkladı. Halbuki ki bu ülkelerde binlerce Rus işverenleri, işçileri var.  

Turizm, politika ile iç içe geçmiştir. Ayrı düşünmek mümkün değildir. 2015 yılında Rusya uçağı Türkiye sınırlarında düşürüldü, bundan sonra, belirli bir dönem Rusya’dan Türkiye’ye uçaklar uçmadı. Turizmde düşüş yüzde 76. Aynı dönemde Avrupa ülkeleri ile de siyasi krizler yaşadık. O ülkelerden de Türkiye’ye gelişlerde yaklaşık yüzde 30’luk bir düşüş yaşamış olduk. Bazı bölgelerimiz riskli bölgeler olarak değişik ülkelerin dışişleri bakanlığı sayfalarında hala gösterilmekte. 

Pandemi dahi zaman zaman turist alan ülkelere karşı turizm silahı olarak kullanılmakta. Bunu bilhassa koronavirüs sürecinde yaşadık. Uçaklar bir uçuyordu bir uçmuyordu. Turist bir geliyordu bir gelmiyordu.

Her ne kadar bugün turizmde bir hareketlilik var ise de, yarının nasıl olacağı belli değil. Dünya birbirine girmiş durumda. Bundan böyle ülkeler arası kutuplaşma daha derinleşecek. Dünyanın ağalığına soyunan ülkeler kendi aralarında karar alarak birçok ülke vatandaşlarına vize dahi vermemekteler. Bu durum ila ki turizme yansıyacaktır.

Stres, korku ve endişe sektöre hakim.  Turizmde yeni bir bakış açısı, yeni bir paradigma olabilir mi? Nasıl ve ne yapılmalı ki dünyada ki barışa katkı sunulsun? Nasıl ve ne yapılmalı ki dünyada ki kutuplaşma engellensin? Nasıl ve ne yapılmalı ki beklentilerimiz turizmde gerçekleşsin? Nasıl ve ne yapılmalı ki sorunları kaşımaktan ziyade, sorunsuz bir dünya oluşsun?

Pandoranın kutusu açılmalı, çoktan başlamış olan 3. Dünya Savaşı boşa çıkarılmalı.  


Bu Makale 17.08.2022 - 11:53:01 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.