Şimdilik sadece fren patladı...
Seyahat acenteliği sisteminde bir problem var. Bunu Kurban Bayramı turlarında da gördük.
Yıllardır turizmin içinde olanlar seyahat acentelerini ve tüketicileri kurtaracak reçetenin ‘Zorunlu Paket Tur Seyahat Sigortası’ndan geçtiğini savunuyordu. Hatta bu sigorta iflası da kapsadığından artık eskisi gibi kötü niyetlilerin ortalıkta fink atamayacağı görüşü ağırlıktaydı. Öyle mi oldu?
Kocaman bir hayır!
Bu yasa çıkalı dört sene oldu. Bu süre içinde olanları, Kurban Bayramı'nda yaşananları ve basına yansıyanları şöyle bir gözümüzün önüne getirdiğimizde sigorta sisteminin tek başına pek fazla bir şey ifade etmediğini bir kez daha gördük. Bu işte iyi gitmeyen bir şeyler var…
Seyahat acenteleri hayal ve vaat satıyor…
Kurban Bayramı'nda inanılmaz bir talep yaşandı ve herkes istediği kadar yurt dışı turu sattı. Satarken ne kapasitesine baktı, ne teminatına. Çünkü sistem hiç kimseye bir sınırlama getirmiyor. Sat satabildiğin kadar. Yapar mısın? Yapamaz mısın? Bu kadar satmışsın; "Otelin, uçağın, otobüsün var mı?" diye soran eden yok. Ön kontrol yok. Uyarı sistemi yok...
Böyle saçma şey olur mu?
Maalesef oluyor. İşin sarpa sardığını ve bu sistemle yürümediğini bakınız ne zaman anlıyoruz?
Havaalanında 800 kişi olmayan uçağı beklediğinde,
Binlerce insan kilometrelerce uzaklıkta kalacak otel bulamadığında,
Yedi günlük tur üç günde bitti dendiğinde,
Yolcuların dönüş uçağı olmadığında,
Beş yıldızlı otel denip üç yıldızda konaklatıldığında,
Gitmeye bir gün kala turunuz kalkmıyor dendiğinde,
Basına manşet olduğumuzda,
Hiçbir günahı olmayan gencecik üniversite öğrencilerinin rehber diye yolcuların önüne yem olarak atıldığında, anlıyoruz...
Bütün bu olanları ‘’bizim sigortamız var’’ mantığı ile hiç kimse anlatmasın… Sigorta sadece öderse maddi kaybı, yani parayı öder. Ya maneviyatıi yani tatil hayalini, yani bozulan insan psikolojisini, acentelere olan tüketici güvensizliğini ve bir daha asla yakalanamayacak uzun tatil imkanını kim nasıl ödeyecek bu insanlara?
Burada önemli bir problem var. Mevcut sistem suistimale, vurdumduymazlığa ve ihmale çok müsait...
Yeni birşeyler yapmak lazım.. Dünyadaki uygulamaları inceleyip en uygunu, en kontrollüsü hangisi ise onu getirmek lazım.
Uzun yıllardır konuşulan ve son zamanlarda gündeme sıkça getirilen tur operatörlüğü sistemi iyi yapılanırsa bence çözümlerden bir tanesi olarak önümüzde duruyor.
Seyahat acenteliği faaliyetleri ile tur operatörlüğü kesinlikle birbirinden ayrılmalı
Her önüne gelen tur operatörlüğü yapamamalı, yapacaksa da ciddi teminatlar alınmalı. Bu teminatlara göre tur operatörlerine yıllık limitler verilmeli. Satışlar bu teminatlara paralel olarak yapılmalı. Daha fazla satmak isteyenlerin limitleri teminatları arttırırlarsa artmalı. Uçak, otel, otobüs kontratlarını seyahat başlamadan önce kontrol edecek bir mevkii ve bir sistem kurulmalı. Seyahat Acenteleri Birliği Yasası yeniden düzenlenmeli ve ayrı bir Tur Operatörlüğü Birliği ve Yasası oluşturulmalı.
Bu işin başka yolunun olmadığı çok açık görülmüştür. Yoksa her geçen gün tüketinin sektöre olan güveni azalmaya devam edecektir…
Ben şimdilik sadece fren patladı olarak yorumluyorum ancak bir dahaki sefere kamyon devrilmeden önlemini almak lazım...
Şimdilik herkese geçmiş olsun...
Bu Makale 01.12.2010 - 10:31:22 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
-
17 Yıldır Turizm Sirkinin içindeyim , bakın bu sirkte neler var . ip canbazları , Hokgabazlar , Aslan terbiyecileri , trapezciler , palyacolar , filler , maymunlar , timsahlar , goriller , ayılar ve sirkin sahibi .
benim tecrübem Türkiyedeki Turizm sirkinin % 40'i ip cambazı % 40'i Hokkabaz ,%10 Palyaçolar %9 Aslanterbiyecileri den oluşuyor , birde %1 lik filler var hiç doymayan filler ne versen yerler . bu kadar cambazı , hokkabazı maymunu bir arada tutup filleri besleyen kişide sirkin sahibi olduğunu sanan BAŞARILI iş adamı . siz bu sirkte ne siniz ?
-
Bu fren şimdi patlamadı yalnız onuda hatırlatayım Fren zaten patlaktı bu güne kadar el frenini çek bırak formülüyle bugünlere kadar geldik kısacası elfrenininde teli kopmak üzere.
-
Balık baştan kokuyor beyler amerika'yı yedineden keşvetmeye gerek yok yıllardır yaşanan sıkıntılar ve neden yaşandığını hepimiz çok iyi biliyoruz.Ama ne hikmetse hiç kimse düzeltmeye yanaşmıyor maalesef ülkemizde bir kanun çıkarılıyor sadece çıkarılıyor?arkası boş bir yasa ne denetleme var ne takip var elini kolunu sallayan turimci olup çıkıyor.Personel taşımacılığı yapan da turimciyim diyor ? Bu ülkenin ekonomisine can veren yıllarını bu işe adamış olan ülkemize milyarlarca döviz girdisi yapan insanlar turizmciyim demeye çekiniyor.Düzeltilmesi gereken o kadar çok şey varki bunları yazmaya kalksak binlerce sayfa olur camiamızda problemlerin var olduğunu biliyoruz ama herkes bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığında günü kurtarma peşinde ben,sen,o,onlar,bizler hepimiz gelin günü kurtarmanın peşinde koşacağımıza sektörümüzü kurtaralım o zaman kimse günü kurtarma peşinde koşmamıza hiç gerek kalmayacaktır.
-
Necati Bey, umarım bir gün Tursab Başkanı olarak görürüz sizi. Makaleniz her zaman olduğu gibi aydınlatıcı ve çok doğru.
İyi çalışmalar.
-
Necati bey;
Ben de büyük tur operatörlerin turlarını satan bir acenteyim. Acentemin adını vermeyeceğim. Her tur satışımda inanın ki turunu sattığım acenteden başka güvencem yok. O tur operatörü ne kadar güvenilirse kendimizi de o kadar güvende hissediyoruz. Bu bayrama da birçok paket tur satışına aracılık ettik ve yolda kalan insanlarla hala uğraşıyoruz. Cep telefonlarımızı açamıyoruz. Fatmagüle döndük. Bizim de mağduriyetlerimiz var ve kimse bizi umursamıyor.
-
Necati Bey, çok doğru şeyler yazdığınızı öncelikle söylemek isterim. Benim nacizane eklemek istediğim bir öneri olacak ve bu öneri okadar fazla prosedür gerektirmemektedir (Bence). Türsab bünyesinde denetleme kurulu diye bir kurum oluşturulmalı. Bu kurum her acentanın veya her operatörün satışlarını denetlemeli. Örneğin bir acenta Mısır turu satıyor. Bu mısır turunu satabilmesi için mısır'da çalıştığı yerel acentanın yasal olup olmadığını belgeleyen dökümanları bulundurmak zorunda ve bunu denetleme kuruluna bildirmek durumunda. Her gün düzenli olarak satışlar denetleme kuruluna rapor edilmeli ve kayıtlar içersinde olmayan tur satışı olup olmadığı kontrol edilmeli. Aksi takdirde hayali İtalya turları satanları daha çok göreceğiz. Mısır'da daha çok koltoğumuz elimizde "PATLAYACAK". Uçak firmaları türsab'a alınan kontenjanları bildirmeli ayrıca. Uçak firmaları kendi başına bir devlet gibi çalışıyor günümüzde. Düşündükçe daha neler çıkıyor neler...
Saygılar,
Genç Turizmci
-
Sevgili Necati Bey çok haklısınız. Gerçekten doğru gitmeyen birşeyler var. Zorunlu Seyahat sigortası tam anlamıyla yapılmıyor. Ciddi teminatların olduğu birçok avrupa ülkesinde uygulanan bir sistem getirilmeli.Yoksa bu olumsuzluklar hep olacak. Acentelerin ellerini taşın altına sokmaları sağlanmalı. Bu sistemde risk sigortaya yüklenmiş. Bana ne sigortadan parasını alır ben işime bakarım diyor acenteleri. bu sektöre gelecekte zarar verir. Güven kalmaz..ellerinize ve beyninize sağlık..
-
Tüm dünyanın sallandığı bir zamanda- Bizim TURİZMCİ KAPTAN'larımızın gemilerini BAŞARAN şekillerde yürüttüğü bir dönemde- NEDEN tekerlere çomak sokuyorsunuz Sn. Necati Çalışkan...? Acentelerimizin yıllardır OPERATÖRLÜK işini de yapıverdiği bir düzende birkaç tekerlek patlayarak KAZA'lar olacaktır elbette... Tedbir olarak (daha önce olmayan) SİGORTA konusunu bile devreye sokarak turizme ÇAĞ atlatmışken- Böylesine UZAY Tedbirlerini nereden çıkartıyorsunuz hiç yoktan...? Ayrıca- Yıllarca etüd edilerek çıkartılan STRATEJİLER bile hasır altı edilerek uygulama ihtiyacı duyulmazken- Şampiyon turizmimizin HASSAS ayarlarını bozacak YENİ işler çıkartmayın başımıza lütfen... HELE- Bu günü de kurtaralım- YARIN'lar bitene kadar bizimdir...!!!
