Sektörel Özeleştiri
Sayın başbakanımızın Türofed genel kurulunda yaptığı ağır eleştiriler sektörün bazı kanatlarında hiçbir şekilde kabul görmezken bazı kanatlarında ciddi bir özeleştirinin yapılmasına sebep olmuştur.
Geleceğini çok fazla tartışmayan bir sektörde ortaya çıkan bu durumu öncelikle önemli bir fırsat olarak görüyorum.
Başbakanın konuşmasındaki en önemli bölüm bana göre etkin olmayı ifade eden bölümdür ve sektörel bazı değerlendirmeleri yaparken buradan yola çıkmak son derece gereklidir.
Maalesef bizim sektör hiçbir meselesini etkinlik üzerinden tartışmamıştır.Koyduğumuz turist sayısı hedeflerinin de, gelir hedeflerinin de, yatak hedeflerinin de tamamı etkinlikten uzaktır.Etkin olmak öncelikle verimli olmayı ifade eder ki kimse bu konuda başarılı olduğumuzu söyleyemez.Her türlü zenginliğe sahip bir kültür ülkesinin ortalama turist harcamaları ortadadır.Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızı saymadığımız zaman yaratabildiğimiz 560 dolar kişi başı turizm geliri durumun vehametini açıkça gözler önüne sermektedir.
Başbakan etkinlik kavramını, meslek yasası diye tutturan sektörün büyük kısmı için söylemiştir ve konuyu bu açıdan değerlendirmekte fayda vardır.
Her şeyden önce şunu söylemek gerekir ki yasa zoruyla ortaya çıkan cebri örgütlenmelerin tamamı çağ dışıdır ve sektörün bu çağ dışılığı savunması hayret vericidir. Ben yasayla insanları zorunlu tutarak ancak aidat toplayabileceğim diyen meslek örgütlerinin hiç birisinin içinde yaşadığımız dünyada yeri yoktur. Dünyanın hiçbir gelişmiş turizm destinasyonunda böyle bir otelcilik örgütlenmesi yoktur ve olamaz. Bu konuyu görüşmek üzere biraraya geldiğimiz uluslararası meslek örgütleri zorunlu üyelik dediğimizde inanamamıştır.Bu model geri kalmış ülkelerin modelidir. Gelişmiş ülkelerde meslek bilinci vardır ve herkes inanarak meslek örgütüne üye olur, böyle bir uygulamayı düşünmek bile abestir.
Başbakanın doğuya neden otel yapmıyorsunuz eleştirisi doğru, fakat haklı değildir. Yeterli talep olduğunda yatırımcı her yerde harekete geçer ve gerekeni yapar. Eğer burada başbakan elindeki verilere dayanarak ülkeye esas katma değeri kültür turizmi getiriyor, bu noktadan itibaren buna uygun hareket edelim ve hedeflerimizi buna göre revize edelim deseydi daha doğru yapmış olacaktı. Bugünkü gerçekler geçmişte kültür turizmini ciddiye almayan sayın bakanlarımızı yalanlamaktadır. Burada özellikle tüm toplantılarda kültür turizminin dünyada modası geçti diyen eski bir sayın bakanımızı öncelikle zikretmek istiyorum. İsmini söylemesem de herkes kendisini hemen hatırlayacaktır.
Önümüzdeki süreçte sektördeki tüm dikkat kültür turizmi ve şehir turizmi üzerine odaklanmalıdır ve bu konudaki var olan tüm potansiyel harekete geçirilmelidir. Bunu yapabildiğimiz zaman etkinliğin ne demek olduğunu herkes görecektir.
Meslek örgütlenmelerinin de bu doğrultuda yeniden yapılandırılması ve kültür destinasyonlarının hızla örgütlenmesi ve etkinliğinin arttırılması gerekmektedir.Türkiye sayı turizmi yapmaktan vazgeçmelidir. Şu kadar milyon getirdim diyene; getirdin de ne oldu, ne kadar katma değer bıraktı diye soramazsak doğru yere gitmemiz mümkün değildir.Önümüzdeki süreçte tartışmaların bu boyutta yapılması zarureti vardır.Tüm bu tartışmaları doğru zeminde yapmamız için daha fazla veriye ihtiyacımız olacaktır. Hangi turistin nerede ne kadar para harcadığı bilgisine sahip olduğumuzda kimin ne ürettiği daha net belli olacaktır. Gelişmiş turizm destinasyonları, geliş amacına bağlı olarak bile ortalama turist harcaması verilerine sahiptir.
Şunu unutmayalım ki turizm yapmak bir ülke için aynı zamanda bir bedel ödemektir, ülkenin kaynakları üzerinde bir deformasyon yaratmaktır. Bu nedenle toplumun, biz turizmcileri sorgulaması, verimli çalışmayınca eleştirmesi çok doğaldır ve buna alışmamız gerekmektedir.Bu sorgulamalara hazır olmak için öncelikle kendimizi bir özeleştiriye tabi tutmamız ve yeni bir yol haritası ortaya koymamız gerekmektedir. Bu yol haritasının çağdaş normlara uygun olması da ayrı bir zorunluluktur.
Bu Makale 01.01.2011 - 11:07:11 tarihinde eklendi.
