Seferihisar, “turizm paradoksu”nu yaşamayacak!
Türkiye’nin ilk Cittaslow (Yavaş Şehir) unvanlı İzmir’in Seferihisar ilçesinde düzenlenen Mandalina Festivali kapsamında gerçekleşen turizm panelinde “Turizm Paradoksu” konusu masaya yatırıldı.
28-29 Kasım 2010’da düzenlenen festival kapsamında gerçekleşen “Hangi Turist, Hangi Turizm” başlıkla panelde konuşan Turizm Gazeteci ve Yazarları Derneği (TUYED) Başkanı Kerem Köfteoğlu, “Güzelliklerinizi koruyup, sürdürülebilir bir turizm yapmak istiyorsanız, sakın önünüze milyonlarla ifade edilen turist hedefi koymayınız” dedi.
TUYED - Boğaziçi Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü Öğretim Görevlisi Avukat İlker Ünsever ise “Turistlere gelin gelin dersiniz. Çok kişi gelmeye başlayınca da gösterecek bir şeyiniz kalmaz” dedikten sonra “Ben buna turizm paradoksu diyorum” diye ekledi. Panelin ardından söz alan Seferisihar Belediye Başkanı Tunç Soyer, önlerine milyonluk hedefler koymayacaklarını belirterek, “Kimse merak etmesin. Seferihisar olarak kesinlikle yanlışlara düşmeyeceğiz” diye konuştu.
Soyer, kalitelerini arttıracaklarını vurgulayarak, “Bizim tarhana çorbamız bile markalaşmamıza yeter. Ev pansiyonculuğunu çok önemsiyoruz. Cittaslow olduğumuz için Slow Food’la iç içeyiz. Yemek hareketini de çok önemsiyoruz. Teos’u sanatçılar kent yapıp, Seferihisar’ı ‘Çocuk Dostu Kent’ yapka projemiz var. Tüm turizmcilere sesleniyorum. Seferihisar turizm anlamında Türkiye için yeni bir umuttur” dedi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Geliştirme Müdürlüğü Daire Başkanı Müjdat Özbahçıvanlıoğlu’nun yönettiği “Hangi Turist, Hangi Turizm” başlıkla panelin ilk konuşmacısı TUYED Başkanı Kerem Köfteoğlu, dünyada değişen tüketici eğilimleri kitle turizminden farklı seçenekleri ortaya çıkardığını söyledi. Tatilcilerin kitle turizmi dışında bir tercih anlayışı ile hareket edeceğine dikkat çeken Köfteoğlu, “Turizm ürünleri tatilci tercihlerine göre şekillenirken karşımıza da çevreyi önemseyen, doğaya zarar vermeyen turları tercih eden, teknolojiyi etkin kullanan, ekonomik davranan, yerel yüzleri merak eden, otele tıkılıp kalmak yerine giysileri üzerinde aktif yaşama katılmaya hazır bir kitle çıkıyor” dedi.
Köfteoğlu, dünyadan özgün turlar ve yeni konaklama türleri hakkında da bilgiler verdikten sonra sözlerini şöyle tamamladı: “Seferihisar, kendisinden öncekilerin hata ve doğrularından öğrenme şansına sahip. Çok turist çekmek marifet değil. Nitekim, Avustralya geçen yıl topu topu 5.3 milyon turist ağırlayıp 23 milyar dolar gelir elde etti. Bu yıl 10 milyon kişi ağırlayacağı ‘müjdelenen Antalya’da beklenen gelir ise 7,5-8 milyar dolar. Yani turisti Avustralya’dan 2 kat fazla, geliri 3.5 kat daha az! Hem doğanızı koruyuh hem de iyi para kazanmak istiyorsanız, sakın milyon turist beklentisi içinde olmayın!”.
Turizm yatırımcısı Ali Güreli, Seferihisar’ın termal altyapısına sahip olduğuna dikkat çekerek, “Girişimciler için şanslı bir yer. Önü açık, gelecekte olumlu bir tablo çizecek. Biz de termale yönelik çalışma yaptık. Çalışmanın sonuçlanmasından sonra Seferihisar’a termal, seracılık ve topraksız tarım konusunda yatırım yapabiliriz” dedi.
ABD’nin Las Vegas eyaletinde gerçekleştirilen bir değişimi anlatan Güreli şu bilgileri verdi: “1990’larda Las Vegas’ın turizm gelirlerinin yüzde 90’ı casinodan oluşuyordu. Eyalet Konseyi bir plan yaparak iyi restoranlar, eğlence ve showlara yönelik mekanlar ve kongre merkezi sayısını arttırmaya yöneldi. Buna ek olarak şehri evlenme merkezi haline getirilince, 10 yıl içinde Las Vegas’ın toplam turizm gelirleri içinde casinoların payı yüzde 25, diğer etkinliklerin payı ise yüzde 75’e ulaşmış. Planlamalarda kararlılık önemlidir.”
İl Kültür ve Turizm Müdürü Abdülaziz Ediz’in yöneteceği turizm paneline konuşmacı olarak turizm yatırımcısı Ali Güreli, TUYED (Turizm Gazeteci ve Yazarları Derneği) Başkanı Kerem Köfteoğlu, Boğaziçi Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü Öğretim Görevlisi Avukat İlker Ünsever ile Genç Turizmciler Derneği Başkanı Bulut Bağcı katılıyor.
Boğaziçi Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü Öğretim Görevlisi Avukat İlker Ünsever, görülecek herşeyin görmeye gelenler tarafından tüketildiğini anımsatarak, “Görülecek yeni yerler inşa edip, bunları korumalıyız. Korumayı da korkutmak yerine, anlatarak gerçekleştirmeliyiz. Turizmde korumaya ilişkin yasal düzenlemeler 1982’de yapıldı. Ama Seferihisar’ın o zamandan günümüze kadar gelişine baktığımızda bir facia görüyoruz. Hani koruma ve yasak vardı? Bunun çözümünün iyi anlatmadan geçtiğine inanıyorum” dedi.
Citto Slow’un bir yasa veya yasağı olmadığını bunun temelinde inanç yattığını belirten Ünsever, “Ne yapacağınıza karar vermelisiniz. Bozmadan yıpratmadan kendine özgü yönlerinizi geliştirmelisiniz. Bu unvanı aldınız şimdi resmi tamamlamak için öncelikle bir turizm envanteri çıkarmalısınız. Öncelikle de nerede neyiniz var bunu da türküden pazarlama tekniklerine, yemeklerinizden hurma zeytinine kadar geniş bir yelpazede yapmalısınız. Sonra bunları nasıl kullanacağınızı koruyarak göstereceksiniz” diye konuştu.
Genç Turizmciler Derneği Başkanı Bulut Bağcı ise turizmin başlangıcında bu işe bir bütün olarak bakılmamasından yakındı. İlk turizm yatırımlarını inşaatçıların yaptığını günümüzde ise işin başına üçüncü kuşağın geçmeye başladığını belirten Bağcı, “Bunların bir vizyonunun olması, kariyerini turizm alanında yapacak gençler açısından olumlu bir tablo çiziyor. Dernek olarak sektörü istihdam konusunda hareketlendirmek istiyoruz. Sosyal medyayı yoğun olarak kullanıyoruz. 15 bin kişinin izlediği bir ileşim ağı haline geldik” dedi.
Turizmin gençlik ve dinamizm anlamına geldiğini anımsatan Bağcı, “Çalışan profiline baktığımızda son derece genç olduğunu görüyoruz. Eğitimli gençlerin istihdam edilmesi konusunu, çözüm bulunana kadar her ortamda dile getireceğiz. Bu noktada kuyuda su yok diye elimizdeki kovayı bırakmak yerine, ipini uzatmamız gerektiğine inanıyoruz” dedi.
Bu Makale 02.12.2010 - 09:15:20 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
-
Türk TURİZMİNDE henüz ANADOLU Potansiyelinin devreye alınmadığını- ÇOK Küçük bir parçasının ticari olarak devreye sokulduğunu İDRAK etmeliyiz... SAHİL & KİTLE Turizmi nitelikli bu MEVCUT hızlı gelişim ise- Turizmin diğer çeşitlerini ve olası alternatiflerini GÜNDEM DIŞI bıraktırmıştır... ŞİMDİ Tekrar durumu gözden geçirerek ELDEKİ Turizm MAL VARLIĞI çağdaş gelişmelere göre ÜRÜN olarak şekillendirilebilirse- Turizmde düşen ve dibe vuran randıman TEKRAR TOPARLANMA şansı kazanabilecektir... Sefereihisar gibi henüz BAKİR kalan değerlerimizi kurtarabilmenin ötesinde- DİĞER Gelişme sürecindeki tüm YENİ DESTİNASYONLARDA artık mevcut çıkmazlardan hatalardan arınma ŞANSI sonuna kadar kullanılmalıdır...! Verilen örnek çok yerinde ve net bir tablo çizmektedir: Avusturalya'nın 1 turisti- Antalya'nın 7 turistine bedeldir... Bu verimsizlik artık tamir edilerek kaynaklar daha fazla ısraf edilmemelidir... Seferihisar benzeri bu örnek olay ve çalışmaları sürdürenleri CANDAN kutlayarak- Tüm yörelerde YEREL PAYDAŞLAR gayretlerin BİLİNÇLİ & TUTARLI şekilde genişlemesini ve kısa zamanda etkili olmasını dileriz... Bu aşamada yerel otoritelerin TURİZM KONSEYİ Modelini kullanmaya hazır olmalarını tavsiye ederiz...