Rusya yaptırımları kontrolden çıktı
Eskiden ordular bir şehri ele geçirmek için uzun süre kuşatma altında tutar, oradaki iktidarın dayanma gücü tükenince de işgal ederdi. Bu kuşatma işi aslında fiziki bir ekonomik ve askeri ambargo anlamına geliyordu.
Günümüzde ise artık bu tip fiziki kuşatmalar yok. Bunun yerine, ekonomik ambargolar var. ABD, İngiltere ve Avrupa Birliği ülkeleri, siyasi anlaşmazlık yaşadıkları ya da diz çöktüremedikleri ülkeleri ekonomik ambargolarla terbiye ediyor.
Sermaye, teknoloji ve askeri üstünlüğü elinde bulunduran ABD’nin başını çektiği Batılı ittifak, uzun yıllardır haksız yere Küba halkını ambargo ile eziyor, Kübalıların temel ürünlere ulaşımını engelliyor.
Benzer şekilde Venezuela da Batılı devletlerin ambargosu altında. Bu konuda o kadar ileri gittiler ki, Venezuela'nın yurt dışındaki mal varlıklarına el koydular, Juan Guaidó isimli bir kuklayı ülkenin ‘başkanı’ ilan ettiler, el koydukları kaynaklardan bu kuklaya finansman sağlamaya çalıştılar..
Batılı devletlerin ambargolarının hedefi olan bir diğer ülke de İran oldu. 2008 yılından bu yana batılı devletlerin ambargosuna maruz kalan İran; tıpta, sanayide, havacılıkta ve daha pek çok sektörde ihtiyaç duyduğu temel maddeleri direkt ithal edemiyor. Bu mal ve hizmetler çeşitli ülkelerden dolaşarak ülkeye giriyor ve bu dolaşım sürecinde o ürünlerin fiyatı iki katına çıkıyor. Benzer şekilde İran, kendi mal ve hizmetlerini uluslararası pazarlara sürmekte zorlanıyor.
Ancak batılı devletler, tarihte eşi benzeri görülmemiş en sert yaptırımları Rusya’ya uygulamaya başladı. Rusya şu anda sanayiden hizmet sektörüne, sivil havacılıktan bankacılık sektörüne, enerjiden teknolojiye ve medyaya kadar her alanda eşi benzeri görülmemiş bir yaptırımla karşı karşıya. Yaptırımlar öyle bir noktaya ulaştı ki, artık Rus sanatı, müziği, edebiyatı bile yaptırımlara konu olmaya başladı, iş resmen cadı avına dönüştü. Deyim yerindeyse Rusya’ya dönük yaptırımlar delilik boyutuna ulaştı.
Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı savaşı aklı başında hiçbir insan destekleyemez, burası açık. Nihayetinde her savaş binlerce insanın ölmesi, yaralanması, yerinden yurdundan olması ülkenin harap olması anlamına geliyor . Öte yandan ABD ve İngiltere’nin başını çektiği Batılı devletlerin Rusya’ya dönük yaptırımları da son derece acımasız, ölçüsüz ve dünyadaki ekonomik durumu sarsabilecek boyutta. Batılı ülkelerde Rus medyası tamamen susturuldu. Facebook ve Instagram’da ‘Ruslara karşı şiddet çağrıları’ ve Neo-Nazi propagandası serbest bırakıldı. Özellikle ABD ve İngiltere’den Ukrayna’ya dönük büyük bir silah sevkiyatı var. Suriye’de iç savaş başladığında ‘Radikal islamcı savaşçılar Suriye’ye doluşuyor’ diye eleştirenleri ‘Esad destekçisi’ olmakla suçlayanlar, şimdi de ‘Ukrayna’da Neo-Nazilerin ağırlığı artıyor’ diyenleri de Putin’i desteklemekle suçluyor.
Günümüz dünyasında gelişmiş ülkeler bile kendi kendine yetebilecek durumda değil. Yani dünyanın hangi ülkesine bu tip yaptırımlar uygulayıp uluslararası sistemden izole etseniz uzun süre ayakta kalması mümkün değil. Ülkelerdeki ekonomik örgütlenme modelleri kar üzerine kurulu olduğundan, üretim, bir yandan maliyetlerin düşük olduğu ülkelere kayarken bir yandan da getirisi yüksek ürünlere yöneliyor. Bu nedenle her ülke her şeyi üretmiyor ya da üretemiyor. Batı doğunun petrolüne, gazına, ucuz iş gücüne, pazarına; doğu ise batının teknolojisine, sanayisine muhtaç.
Rusya’ya dönük yaptırımlara ABD, İngiltere, Kanada, Japonya, Avustralya ve AB ülkeleri katılıyor. Türkiye şu anda Rusya’ya dönük yaptırımlara katılmıyor ancak gidişat, Ukrayna’da durumun kızışacağı ve İngiltere/ABD’nin Türkiye’yi de Rusya’ya dönük yaptırımlara katılmaya zorlayacağı yönünde. Siyasi iktidarın verdiği mesajlar Türkiye’nin buna mümkün olduğu kadar direneceğini gösteriyor. Kanımca, yaptırımlara Türkiye’nin de dahil olması Ukrayna merkezli İngiltere/ABD/NATO - Rusya hesaplaşmasında bir başka aşamaya geçilmesi anlamına gelecek. İşlerin bu noktaya geldiğini düşünmek bile istemiyorum.
Ukrayna’da yaşanan olaylar, en az ABD ve İngiltere’nin, en fazla da Rusya, Ukrayna ve çevre ülkelerin kaybetmesi üzerine kurulu bir denklem. Petrol, gaz ve gıda fiyatları dünyanın her yerinde artıyor. Rusya sivil havacılık sektörü iflasa sürükleniyor. Yakın gelecekte sivil havacılık alanında Rusya ile iş birliği yapan, Rusya’ya dönük ambargoları bir şekilde delen ülkeler ve şirketler de yaptırıma maruz kalabilir.
Ancak ne olursa olsun, Rusya gibi bir ülkenin küresel sistemden izole edilmesinin siyasi, ekonomik ve askeri sonuçları olacaktır.
Hep söylendiği gibi; turizm barış ortamında hayat bulan bir sektör. Savaşın, kıyımın, bombaların, ambargoların konuşulduğu bir dünya belirsizlik, endişe ve korku demektir. Bu ortamda da insanlar ilk olarak elbette tatil planını gözden geçireceklerdir.
Güç odaklarının çıkar ve alan savaşlarında en büyük bedeli her zaman olduğu gibi bu politikada payı olmayan ya da en az payı olan (susmak da onaylamaktır) sıradan vatandaşlar ödüyor. Güç odaklarının adeta çıldırdığı günümüzde, bu savaşı önleyebilecek yegane güç de o geniş halk kitleleri gibi görünüyor.
Bu Makale 11.03.2022 - 10:14:13 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
-
Yaptirimin baska boyutu
R.S.
08.05.2023 -
01:36
Rusya ya yapilan yaptırımlar, Rusya nin kendi kendine yeten bir ulke haline gelmesine yol açıyor. Tıpkı Küba gibi. Rusya cok büyük bir ülke ve pek cok hammaddenin kaynağı. Mecburen bunları kendi işlemek durumunda kaldı ve kendi para birimi ile yapabildiği ülkelerle ticaret yapmaya başladı. Yaptirimlar, yüzme bilmeyen Rusyayi denize attı, Rusya bogulmamak için yüzme öğreniyor.
-
Küresel derebeylerinin, küresel çetelerin kapıştığı bir dönemi yaşıyoruz ne yazık ki! "Dijital Ortaçağ" hayırlı olsun!
-
Daha önce yazdığınız yazının abartılı ve fazla karamsar olduğunu düşünmüştüm. Ancak geride kalan 10 gün içinde yaşananlar beni de endişeye sürükledi. Özellikle paralı askerlerin Ukrayna'ya doluşması son derece tehlikeli ve uzn süreli bir kaosa neden olabilir. Allah sınumuuz hayır etsin.
-
abd ve avrupa gerçek yüzünü ortaya çıkardı. Bu olaydan, ülkemizin büyük ders çıkarması şarttır.