Feti Kuyucu

Rusya pazarı üzerine finansal ve yönetsel öneriler

Sevgili okurlar; Rusya pazarı ile ilgili beklentiler makalemin üzerine daha bir ay geçmedi. Gündem uçak krizi ile baş döndürücü bir şekilde ve süratle olumsuza/belirsizliğe dönüştü.
 
Bir ay önce yaşanan Mısır olayı (yolcu uçağı düşürülme vakası) öncü haberci miydi? Bir ülkenin yolcu uçağı düşürülüyor yüzlerce masum insan ölüyor. Bu olay da terör örgütü tarafından üstleniyor; Türkiye’nin yanı başında Rusya Federasyonu’nun Akdeniz’deki en önemli üslerinin yer aldığı ülke Suriye’de konuşlanmış örgütçe. Risk unsurunun arttığı olağanüstü olaylara gebe riskli bölgede, talihsiz ve kimsenin istemediği üzücü bir olay yaşandı. Sanırım bu olaydan dolayı hepimiz çok üzüldük ancak Antalya iki kat üzüldü. Rus hemşerilerimizle yıllardır birlikte ortak bir kültür oluşturmuş, yaşama birlikteliği kurmuş, evlenmiş, ev almış, ailesini getirmiş ve bizden biri olmuş insanlarımızla birlikte çok üzüldük. Ancak bir o kadar da sağduyu çağrısı yapıldı.

Ancak tüm hesaplar ve gelecek iş planları bir anda kaotik bir hal aldı. Moraller bozuldu. Zaten 2015 yılına girerken Rusya pazarında sosyo - ekonomik parametreler pazarın aleyhine gelişerek devam etmekteydi. Beklentiler pazarda daralma, son dakika ağırlıklı, indirimli ve iskontolu satışlar ve pax kaybı idi. Hepsi realize oldu. Doluluk ve fiyatlama kayıpları;  konaklama sektöründe tesis, konum, pazar konsantrasyonu vb. kriterlere göre GOP ‘lerde yüzde 25-30 arasında kayıplara neden oldu.

Rusya pazarında rakamsal gelişimlere baktığımızda, 2015 Kasım sonu itibariyle bir önceki yılın aynı dönemine göre Antalya'ya gelen kişi sayısı 644 bin 681 azalış göstermiş olup, (Kasım 2015 itibariyle Antalya2ya gelen RF turist sayısı toplam 2 milyon 833 bin kişidir) oransal olarak da yüzde 19 kayıp söz konusudur. 2015 yılını muhtemelen 2 milyon 840 bin kişi/yıl tamamlayacağız.

Bu son uçak krizi ülke krizine dönüşmüş durumdadır. Siyasi krize dönüşen ortamda söylemler gerginliği arttırmaktadır. Rus pazarı dinamiklikleri bir anda değişim göstermiştir. Yaşanılan siyasi krizin şok etkisi turizm sektöründe ve özellikle Antalya’da anında hissedilmiştir. Tüm turizm aktörleri sert bir şekilde ani gelişmelerden etkilenmiştir ve yaşanmakta olan son politik ve jeopolitik gelişmeler psikolojik artçıların devam edeceğini göstermektedir. Ancak bu pazarla o kadar iç içe durumdayız ki yıllardır, büyük bir ticaret ve yaşam ilişkisi içerisindeyiz. Fırsatta da tehditte de en önce ayrışan bir ülkeyiz. Ukrayna krizinde pozitif ayrışan ülke iken, bu olayda bu pazarda ayrışma sert oldu.

Şu an bu pazarda meydana gelen siyasi değişkenliklerin yanında makro ekonomik dinamikler de gözden kaçmamalı. Ülkenin içerisinde bulunduğu ekonomik ortam, küçülen ekonomi, işsizlik, yüksek devalüasyon ve satın alma gücünde ani azalışlar 2016 yılında da devam edecek gözükmektedir. Diğer taraftan, dışsal değişkenlerde ise Orta Doğu politikaları, güvenlik endişeleri hep masada olacak gibi gözüküyor.
 
Credit Europa Rusya Genel Müdürü Haluk Aydınoğlu, geçen ay gerçekleştirdiği Antalya ziyaretinde Rusya ekonomisi hakkında bilgi vermişti.
Aydınoğlu, sosyo-ekonomik gelişmelerden ve turizm sektörüne yansımalarından bahsederek

*Ukrayna gerilimi ve yaptırımlar

*Petrol fiyatlarındaki gerileme

*Yüksek oranlı devalüasyon ve enflasyon

*Satın alma gücündeki azalma

*Kamu çalışanlarına yurt dışı yasağı

*İç turizmdeki artış Soçi-Kırım

*Vatanseverlik duygusunda yaşanan artış gibi konularda önemli tespitlerde bulunarak Rusya‘dan dan yurt dışına çıkan ziyaretçi sayısında bir önceki yıla oranla 2015 sonuna kadar yüzde 40’lık bir azalış beklediklerini ifade ederek, 2015 Haziran döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre 8,3 mio turistik seyahatten yüzde 33,8 azalışla 5,5 mio turistik seyahat gerçekleştiğini belirtmişti.
 
Aydınoğlu, özellikle 2016 yılı için temkinli bir iyimserlik içerisinde olduğunu ancak ülke ekonomisine paralel küçülmenin devam edeceğini öngörmüş, yüzde 10’luk bir daralmanın da 2016 yılında yaşanabileceğinden bahsetmişti. Bunu da tüketici davranışlarında ve bankacılık işlemlerinde gördüklerini, ayrıca kişi başı harcamalarda da düşüş beklediklerini ifade etmişti, özelikle Orta Doğu’daki mevcut durumun Türkiye’nin cazibesini daha da düşürebileceğinden bahsetmişti. USD/ Ruble paritesinde ise beklentilerinin 60’lı rakamlar olduğunu, ancak yaşanan devalüasyonun da yüksek oranlı olduğunun altını çizmişti.  
 
Buna paralel olası etkilerden söz ederek tur operatörü pazarında konsolidasyonlar ve regülasyonlar olabileceğinden, küçük tur operatörlerin piyasadan çekilebileceğinden ve online satış kanallarının gelişeceğinden de bahseden Aydınoğlu, turistlerin tercihlerinde değişiklikler yaşanabileceği ve yurt içi destinasyonlarının öneminin attırdığını ifade etmişti. Ortada henüz bu olaylar yoktu, bu sadece mevcut durum tespiti idi.
 
Başlıca önerileri ise,
 
*Rus tatilciler arasında en fazla tercih edilen ülke Türkiye’nin dost ülke imajını arttırmak,

*Rus tatilciler için satın imkânları ve cazibesini iyileştirmek,

*Tüketici tercihindeki değişimleri ve tur operatörlerinin dağıtım kanalı seçeneklerini takip etmek.
 
Bunların hepsi yaşanan uçak krizi ile tamamen değişti. Şimdi biraz da bugünkü koşullar altında ilave ve somut önerilerde bulunmak istiyorum. Önerilerimi yönetsel ve finansal öneriler olarak iki başlıkta toplamak istiyorum:

YÖNETSEL GENEL ÖNERİLER

*Türkiye’nin bugüne kadar Rus halkı üzerinde var olan dost ülke imajını arttırmak ve sosyal medyayı kullanmak,

*Rusya’da büyük Türk sermayeli şirketlerle güçlü iletişim içerisinde olmak, STK ‘ları kullanmak ve turizmin insani ilişkisini ön plana taşımak,

*Rus halkının Antalya aşığı olmasını ön plana taşıyacak aktivitelerde bulunmak ve Antalya yaşayan Rus hemşerilerimizden destek almak, 

*Turizm sektörü STK’ları ve örgütleri arasında yüksek ilişki bağı kurmak, öneri ve talepleri kamu otoritesi ile paylaşmak ve bunların ısrarlı takipçisi olmak,

*Turizm Bakanlığı’na kaynağından veri sağlamak ve bilgi desteği vermek,

*AKTOB liderliğinde yatırımcılarla yeni ve devam eden yatırımlarla ilgili olarak tedbir almak ve oda sayısı artışını kontrol altına alacak  somut faaliyetler ile Turizm Bakanlığı’nda gündem oluşturmak,

*Tüm pazarlama ekipleri münferit ve kurumsal olarak yerinde (pazarlarda) kesintisiz pazarlama anlayışı ile etkin tanıtım ve cazibe yaratma faaliyetleri başlamış olmalı. Pazarlama kadroları ofislerde olmamalı, her pazarda her seyahat bürosunda Antalya’yı anlatmalı. (İLİŞKİSİZLİK GETİRİSİZLİKTİR)

FİNANSAL GENEL ÖNERİLER

*Antalya uzun bir süredir yatırımlar açısından haklı büyüme trendinde idi. Büyümenin kaynakları kıt özsermaye ve sektörü artık çok iyi bilen bankacılık sistemi olanaklarıydı. Halen bankacılık sistemi sektörün yanında ve potansiyele güvenmektedir. Krizde en büyük gücümüz finansal partnerlerimiz olan bankacılık sektörüdür. Uzun vadeli kaynaklar, re-finansmanlar, kısacası güçlü finansal ürünler turizm sektörünün kullanımındadır. Bankacılık sistemi ile ilişkiler ne kadar şeffaf olursa o kadar fayda sağlanır. Bu ilişkileri ve açık iletişimi güçlü tutmalıyız.

*Tüm şirketlerimiz nakit açığına düşmüş durumdadır. Rusya pazarı tur operatörleri (yerli sermayeli kaynak ülkelerden turist gönderen) ağırlıklı ikame pazarlarlar olan Mısır ve Uzakdoğu’dan nakit yaratamamış (yaşanan sosyo-ekonomik olaylar neticesinde) veya yeterli nakit girişi sağlayamamış olup ödemeler dengesinde aksamalarla karşılaşılmıştır.  Burada önerim bu kaynak sağlayıcılara finansal destektir. Çünkü geçmişte hatırlanacağı üzere Avrupa ve İskandinav pazarlarında Türk sermayeli tur operatörleri önemli bir piyasa yapıcı konumda idiler. Bazı yaşanan finansal ve yönetsel hatalardan dolayı sistemden çıkmışlar ya da çok küçülmüşlerdir. Bu pazarlarda kayıplar yaşanmış, dengeler tamamen rakip partnerlere geçmiştir. Bunun acısını halen yaşamaktayız. Bir TURSEM olayı ile İskandinav pazarı kaybedilmiştir. GTİ ve Öger‘de yaşananlar ile Almanya pazarında etkinliğimiz ve denge değişmiştir. 

*Bu çerçeveden bakarak tur operatörlerine 1998-1999 krizinde olduğu gibi yine direkt EXİMBANK tarafından ‘Pazarlama ve Destek Kredisi’ tahsis edilmelidir. Bu krediler düşük faizli (libor+2 vb) ve bir yıl ödemesiz toplam 3 yıl vadeli işletme finansmanı şeklinde olmalıdır. Bu kredileri 1998-1999 yılında yaşanan Asya krizinin yansımalarında sektöre destek olarak vermiştik. Bu desteğin tam zamanı olağanüstü bir koşul var ortada. Turizm Bakanlığı’nda,  sektörel kuruluşlar (TÜROFED, AKTOB, ATSO vb.) ve Antalya Milletvekillerimiz bu konuda lobi oluşturmalıdır. 
 
*Tur operatörleri, charter uçak filosu ile THY'nin  iş birliği yapabilme olanakları araştırılmalı  (şu an için tur operatörleri için en büyük maliyet kalemlerinden birisi uçak filosudur. Geçici kiralama v benzeri yöntemler ile THY bayrağı ile bu destinasyonlara veya başka destinasyonlara tarifeli uçuşları arttırmak bu kapasiteyi burada kullanma olanakları vb. )

*Antalya’nın yatırımlardan dolayı borçluluğu artmaktadır. Yatırımcıların ‘merdiven sahanlığı misali biraz dinlemeleri nefes toplamaları’ gerekmektedir. Fırsatlar hiç bitmez; siz ona ne kadar hazırsınız o önemlidir.

*Kurumsal yönetim ilkeleri benimsenmeli ve kurallı yönetim anlayışı egemen olmaya başlamalı. Aile şirketleri devamlılık için profesyonelleşmeye daha çok önem vermeli.

*Özellikle önümüzdeki dönemde para piyasalarında sert gelişmeler olabilir. Parite ve faiz riski en önemli risk olacaktır. Bu gelişmelere hazır olunmalıdır.

“Hiçbir kış, sonsuza kadar sürmez.”
 
 
 

Bu Makale 31.12.2015 - 17:55:57 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
  • değirmen 07.12.2015 - 08:47

    Rusya artık Türk operatörlere izin vermeyecektir, bu nedenle olası finansal destekler çöpe gider, ne demişler taşıma su ile değirmen dönmez. İskandinav pazarı ile karşılaştırmak pek yerinde olmamış çünkü ortada adı konmamış bir savaş var bu defa. Dolayısı ile rusyada hakim operatöre verilecek destekler yerine otellere destek verilirse daha doğru olur.

En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.