Profesyonel turist rehberliği kurslarında garibime giden konulardan biri Perslerden hiç söz edilmemiş olmasıdır. Oysa Anadolu en azından iki yüzyıl Pers etkisi altında kalmış batıya özgü Yunan kültürü ile etkileşerek, Metropolitan kataloglarında Yunan eserleri olarak tanımlanmasına karşın Greko-Pers ya da Perso-Anatolyan olarak tanımlanan melez bir kültürün yaratılmasına yol açmıştır. Dünyanın 7 harikasından biri olan Pers satrapı Mausolos adına inşa ettirilen Halikarnas Mozolesi de Anadolu, Pers ve Mısır kültürlerinin ortak ürünü bir baş yapıttır. Bize, Hitit, Urartu, Frig, Lydya gibi özgün Anadolu kültüründen çok Yunan, Roma ve Bizans ağırlıklı bir eğitim verildiğini düşünüyorum. Neden mi?
Persliler doğudan gelen, doğu kültürü temsilcileridir. Buna karşın, MÖ 5. yüzyılda batı uygarlığının kalbi, merkezi olarak görülen Yunanistan’ı işgal etmişlerdir. Batı tarafından görmezden gelinmelerinin, yok kabul edilmelerinin temel nedenlerinden birinin bu yenilgi olduğunu düşünüyorum. Örneğin, batıyı temsil eden Makedoya kralı Büyük İskender’in tüm dünyada bilinen, hakkında yüzlerce kitap yazılmış, film çevrilmiş bir kişilik olmasına karşın Pers kralı Büyük Kiros ya da Darius’un hemen hiç bilinmiyor oluşunu ilginç ve manidar bulurum. Aslında Büyük İskender, ileri sürüldüğü gibi, Hindistan’ı fethetmekten çok dünyanın ilk ve en büyük imparatorluklarından birini kurmuş, farklı etnik grupların bir arada yaşadığı, anadil ve inanç özgürlüğünün egemen olduğu toleranslı bir Pers İmparatorluğunun başkenti Persepolis’i ele geçirerek MÖ 480 yılında Atina’yı yakıp yıkan Kserkses’in intikamını alma sevdasındaydı.
Ülkemizde turizmin bir hazine olduğunu fark edip seri yatırımlara başladığımız yıllarda sonradan turizmin başkenti olarak anılacak Antalya’da, “Yüzyılın Definesi” olarak adlandırılan 1900 parça sikkeden oluşan gerçek bir hazine bulunmuştu. Dünyada sadece 13 adet olduğu bilinen dekadrahmi (10 drahmilik özel tasarım para) sayısına Elmalı ilçesinde yasal olmayan yollarla bulunan ve yurt dışına kaçırılan 14 tane daha eklendi. Bu sikkelerden 1679 tanesi uzun uğraşlardan sonra 1999 yılında ülkemize geri getirildi. 2009 yılından beri Antalya Müzesi’nde sergileniyor.
İlginç olan Perslerin MÖ 5. Yüzyılda Yunanistan’ı işgal etmesine bir tepki olarak kurulan Atik Delos Birliği tarafından bastırılan 43 gr ağılığındaki dekadrahmilerden bir tanesinin Amerika Birleşik Devletleri’nde 600 bin Amerikan Dolarına satılmış olmasıdır. Bayındır Hazinesi olarak da bilinen bu hazinenin bulunuşu, yurt dışına kaçırılışı, geri getirilişi ve faillerinin yakalanışı özgün bir turizm macerası niteliğindedir.
Pers (Ahameniş) İmparatorluğu Yunanlıların Yaşlı Kiros olarak adlandırdığı Büyük Kiros tarafından kurulmuş (MÖ550) ve kısa sürede kuzey Yunanistan’dan Hindistan’a, Orta Asya’dan Güney Mısır’a (Kıbrıs Adası dahil) uzanan geniş bir alana yayılmıştır. Büyük Kiros antik dünyanın en zengin kralı olarak bilinen Karun’u (Krezüs, Kroisos) mağlup edip topraklarını ele geçirdiği gibi dönemin en gelişmiş imparatorluğunun başkenti Babil’i de, barışçıl bir yolla fethetmiştir. Bu fetihlerin günümüz doğu-batı ve özellikle Ortadoğu politikaları üzerinde önemli etkileri olmuştur.
İlginç olan, ülkemizde bulunan Antik Dünyanın 7 Harikasından bir başkası olan EfesTapınağı’na Lidya Kralı Karun’un üzeri kabartmalı 6 sütun armağan etmiş olmasıdır. Daha da ilginç olan, bu iki harikanın ikisinin de acınacak durumda olmasıdır. Lidya Hazinesi olarak da bilinen dünyaca ünlü Karun Hazinesi yurt dışına kaçırılmış, uzun ve mücadelelerden sonra anavatanına geri getirilmiş ve Uşak Arkeoloji Müzesinde sergilenmeye başlanmıştır. Yıllık ziyaretçi sayısı da acınacak durumda.
Büyük Kiros Babil’i ele geçirdiğinde halkın can, mal, namus güvencesini sağlayacağını, din ve dil özgürlüklerini tanıyacağını, yöneticilerini seçme haklarına saylı olacağını, devletler arasındaki anlaşmazlıkların barışçıl yollardan çözümü için uğraşacağını, “Kiros Silindiri” olarak bilinen bir yazılı belge ile kayıt altına almıştır. Büyük özgürlükler sözleşmesi olarak bilinen 1215 tarihli ünlü “Magna Karta” dan yaklaşık 1750 yıl önceye tarihlenen bu belgenin bilinirliği Büyük İskender ile Büyük Kiros arasındaki asimetrik bilinirliğe, üne benzetilebilir. Magna Karta, talepte bulunan lordlar ile güç sahibi kral arasında gerçekleştirilen bir sözleşme olmasına karşılık Kiros Silindirinde dile getirilen haklar doğrudan kral tarafından gönüllü olarak verilmiştir. Kudüs’ün Babil İmparatorluğu tarafından fethinden sonra (MÖ 586) Babil’e sürülen esir Yahudilerin yeniden özgürlüklerine kavuşması, Kenan’a (bugünün Filistin’i) geri dönmelerine izin verilmesi ve yıkılan tapınaklarının onarılması Büyük Kiros’un Babil’ fethiyle gerçekleşmiştir. O dönemde Yahudi topluluğunun bir pers (bugünkü İran) Karlını övgü ve minnetle anması da asimetrik bir durumu yansıtmıyor mu? Babil’de kalmayı tercih eden Yahudiler günümüzün güçlü ve yaygın Yahudi diasporasının ilk çekirdeğini oluşturmuşlardır.
Doğu ile batıyı birbirine bağlayan iki önemli yoldan biri “İpek Yolu” diğeri “Kral Yolu” olarak bilinir. Her iki yol da Anadolu Yarımadasını doğu-batı yönünde boydan boya kat eder. Çok bilinen ancak daha genç olan (MÖ2.YY) İpek Yolu ağırlıklı olarak uzun (6500 km) bir ticaret yolu iken daha eski (MÖ5.YY) ve kısa (2700 km) olan Kral yolu ağırlıklı olarak bir iletişim yoludur.
Dünyamızın bilinen ilk imparatorluklarından birini kuran Perslerin ilk başkentlerinden bir olan Susa’dan başlayıp dünyanın en zengin Lidya Krallığının başkenti olan Sart’a kadar uzanan Kral Yolu’nun toplam uzunluğu yaklaşık 2 700 kilometredir. Sart batı Anadolu’nun ortasında bilinen ilk sikkelerin basıldığı yani paranın icat edildiği, dünyamıza “Karun kadar zengin” ifadesiyle bilinen en eski zenginlik ölçüsünü armağan eden coğrafyadır. Normal koşullarda 90 gün süren yolculuk, ünlü tarihçi Herodot’un da yazdığı gibi, Perslerin yağmur-kar, gece-gündüz, yaz-kış, dağ-ova ayrımı tanımayan Pers atlı postacıları tarafından 9 günde tamamlanabiliyordu. Bu, günde ortalama 300 saatte 12,5 km hız anlamına gelir ki, haberleşmede günümüz interneti ile karşılaştırılabilecek, inanılması güç bir teknolojiye işaret eder ve geniş coğrafyalara yayılmış imparatorluğun başarıyla yönetilebilmesinde önemli katkıları olmuştur.
Bunları neden yazmış olabilirim. Birinci neden, Anadolu iki yüzyıldan fazla Pers İmparatorluğunun etkisi altında kalmış olmasına karşın ören yerlerimizde Perslerden hemen hiç söz etmiyor, Pers kültürüne ait eserleri görmezden geliyor oluşumuzu anlayamadığım için. İkincisi asimetrik bir Büyük İskender mitolojisi yaratılmış olmasına karşı çıktığım için. Büyük İskender konusunda kitaplar yazılıp, filimler ve belgeseller çekilmiş olmasına karşın Büyük Kiros ya da Daryus’tan pek bahsedilmemesini batının Atatürk’e gösterdiği ilgisizlikle eşleştirdiğim için.
Benzerliklere odaklanmaya öncelik verince eldeki, 7 Harikalar, Karun ve Bayındır hazineleri gibi çok değerli özgün kültürel değerleri etkin, aranan turizm ürünlerine dönüştürmekte yetersiz kalıyoruz.
Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.
www.turizmguncel.com internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, video ve fotoğrafların her türlü hakkı Turizm Güncel A.Ş.’ye aittir. İzin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez.
Copyright © 2018 - Tüm hakları saklıdır. Turizm Güncel
Tasarım & Yazılım Altyapısı DataNet Bilgi Teknolojileri