Orman Yangınları, küresel ısınma ve turistik tesisler
Bakın 1987 yılının Eylül ayının 11. Günü Milliyet Gazetesinin Düşünenlerin Düşünceleri Köşesinde neler yazmışım;
“Son yıllarda ülkemiz giderek artan ve çeşitlenen turist akınına sahne olmaktadır. Bu gelişmede tur operatörlerinin olduğu kadar Türkiye’nin henüz turist erozyonuna uğramamış, keşfedilmeyi bekleyen, gizemlerle dolu bir ülke olmasının da rolü büyüktür. Artan talep yatırımların
Kuşadası,
Alanya,
Marmaris, vb. alışılagelmiş turizm merkezlerinin dışına taşmasına ve yeni alanların turizme açılmasına neden olmaktadır.
Akdeniz ve
Ege Denizi kıyılarının el değmemiş köşeleri zamanla yarışırcasına birbirinin peşi sıra inşaat şantiyelerine dönüşmektedir. Bu bölgelerde inşa edilen ya da inşa edilmesi planlanan turistik tesislerin büyük bölümü ya doğrudan doğruya orman içinde ya da orman bitişiğinde bulunmaktadır.
Türkuvaz mavisi kıyıların çevrelediği yemyeşil ormanlar içinde tesisler kurmak heyecan verici bir düşüncedir. Ancak ormanlar sundukları güzelliklerin yanında belirli tehlikeleri de içerirler. Orman içi ya da bitişiğinde inşa edilen tesisler bu nedenle güzelliklerle olduğu kadar tehlikelerle de ilgilenmek durumundadırlar. Bu tehlikelerin en başta gelenlerinden biri kuşkusuz orman yangını gerçeğidir.
Nasıl ki deprem kuşağındaki bir tesis statik hesaplamalarından kullanılacak yapı malzemesi tipine kadar deprem olgusu göz önünde bulundurularak projelendiriliyorsa, özellikle Akdeniz ve Eğe gibi yangın tehlikesinin büyük olduğu bölgelerde orman içi ya da bitişiğinde inşa edilecek her türden yapı da orman yangını olgusunu göz önünde bulundurarak projelendirilmek zorundadır. Aksi takdirde tesislerin içinde bulunanlarla birlikte yanma olasılığı her zaman için yüksektir.”
Bu makalenin yayınlanmasından sonra bölgedeki konaklama tesislerinin teknik dairelerini seminere davet etmiştim. Yanlış hatırlamıyorsan sadece 5 tesis ilgi göstermişti. O zamanlar gündemde olmayan küresel iklim değişimi ya da küresel ısınma da konu üzerinde ağırlığını hissettirmeye başladı. Buna karşın bugün düzenlenecek bir seminere katılacak tesis sayısının pek farklı olacağını düşünmüyorum. Davet açık. Ben. Hazırım…
İtfaiye kurumlarının sorumlu ve etkin olduğu bina yangınları ile orman yangınları birbirinden çok farklı alanladır ve farklı yaklaşımları ve stratejileri gerektirirler. O nedenle zorunlu itfaiye önlemleri ve ekipmanları ile karıştırılmamalıdır. Konu ormanda başlayıp turistik tesisi tehdit eden bir yangına karşı alınacak, alınması gereken önlemlerle ilgilidir ve aradan geçen bunca yılda bazı tesisler bu tehdidin soluğunu enselerinde hissettiler. Ülkemizde, 2008 Serik/Taşağıl orman yangınında rüzgarla taşınan bir kıvılcımın yangınının yaklaşık 6 km önünde yeni bir yangının başlamasına neden olduğu gözlenmiştir. Ve bu
Orman yangınlarında sıklıkla yaşanan bir olaydır. Örneğin bu, Beldibi-Kumluca arasında Beydağlarının güneye bakan yamaçlarında çıkabilecek bir orman yangınının kıvılcım atma yoluyla sahildeki tüm tesisleri, 6 km uzaktan tehdit edebileceği anlamına gelir. Soru şu; tesisler bu riske karşı hazırlıklı ve donanımlı mıdır? Eğer yangın mevsimi öncesi çatılarda ve yağmur oluklarında birikmiş, bir kıvılcımla kolaylıkla tutuşabilen ince yaprak ve dalları temizlememiş iseniz büyük risk altındasınız demektir. Bu yanıcılara ulaşan bir kıvılcım kolaylıkla yangın başlatabilir ve tesisiniz tümüyle ortadan kaldıra bilir. Bir başka öneli konu; turizmin doluluk oranlarının yüksek olduğu dönemler ile orman yangınlarının zirve yaptığı dönemin, Haziran-Ekim, çakışıyor olmasıdır. Buna neredeyse tümüyle orman içinden geçmekte olan karayolunun yangın nedeniyle ulaşıma kapanmış olabileceğini eklerseniz durumun vahameti çok daha net olarak anlaşılabilir. Acaba bu olasılık ve riskler dikkate alınarak gerekli önlemler alınmış, görev dağılımları yapılmış, tahliye projeleri hazırlanmış, eğitimler gerçekleştirilmiş midir?
Geçen hafta iki gecemi
Tahtalı Dağı eteklerindeki bir sitede geçirdim. İki gece de gözüme uyku girmedi. Nedeni sitenin deniz kenarından 2000m yüksekliğe kadar uzanan kesintisiz bir orman dokusunun içinde ve kolaylıkla yanabilecek malzemelerle inşa edilmiş olmasıydı. İşlek Antalya/Kaş Karayolunda dikkatsiz bir sigara izmaritiyle başlayabilecek bir yangının yaklaşık 800 rakımındaki sitemize ulaşabilmesi en fazla 25-30 dakika sürer. Duman altında kalmamız ise 5-10 dakika ya alır ya da almaz. Kimsenin bu konu üzerinde kafa yormamış olduğunu farketmiş olmam endişemi daha da artırmıştı. Resimlerin birinde binalarda çok miktarda (doğramalar, taban kaplamaları, kiremit altları, sundurmalar, vb.) ahşap kullanıldığı ve üzerlerinin şıngıl gibi çok yanıcı malzemelerle kaplandığı, binalarla ağaç ve çalıların iç içe geçtiğini gözleyebilirsiniz. Bunların hepsi çok şiddetli bir yangına neden olacak özelliklerdir. Özellikle denize bakan yönde kapı ve pencerelerin yangına karşı demir kepenklerle donatılmış olması, temperli cam kullanımı, baça, yağmur olukları, çatı bakımlarının yapılmamış olması, bina çevresinde bitki düzeni gibi temel konulara hiç dikkat edilmemiş olması, endişemi artırdı. İkinci fotoğrafta yol kenarında dikkatsizce bırakılmış kuru yanıcıları görüyorsunuz. Benzer manzaraları sadece bu bölgede değil ülkemizin tüm ormanlık alanlarında görebilirsiniz. Bu malzemeler kolaylıkla tutuşarak kısa sürede yüksek enerjilşi yangınlara dönüşebilirler. Yol kenarında olmaları risk oranlarını yükseltir. Bu nedenle uyuyamadım.
Turistik tesislerde havuz, otopark spor alanlarının nerelerde konuşlandırılmasından, orman ve binalar ile ağaç ve bitkiler arasında bırakılması gereken minimum mesafe ve hangi ağaç ve bitkilerin dikileceğine, kullanılacak boya standardından kaçış planlarına kadar üzerinde çalışılması ve gereğinin yapılması gereken pek çok konu var. bu konuların ayrıntısına girmeyeceğim. Ancak talepte bulunan tesislere gönüllü destek sözü verdiğimin bilinmesini istiyorum. Sadece ormanlarımız değil orman içi ve bitişiğindeki tüm tesislerimiz ciddi orman yangını riski altındır. Orman yangınlarına dirençli tesis kurmak ve yönetmek mümkündür. Açık ve net. Kadir’in Ağaç Evlerinin ikinci kez yandığını duymuş olmalısınız. Kendisine geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, bu konuda her türlü desteği vermeye hazır olduğumun bilinmesini istiyorum.
Unutmadan, tüm bunlara iklim değişimi senaryoları açısından da bakmayı ihmal etmeyin…
Benden uyarması….
Bu Makale 01.07.2024 - 09:27:37 tarihinde eklendi.