Online Reklamcılığın Başlama Noktası
İşletmeler ve kuruluşlar en çaresiz zamanlarında, interneti görmek istedikleri gibi görürler. Perakendeciler interneti ödemelerin yapıldığı ve fiyat listelerinin konulduğu bir mağaza gibi, pazarlamacılar ise reklam mesajlarının olanak verilmesini sağlayan bir araç gibi düşünürler. Kısacası, her şirket interneti kendi yapısı ile ilgili bir fonksiyonda yönetmek, kontrolü elinde tutmak ister.
Eskiden bir nebze de olsa şirketlerin yönetebildiği bir oluşum olan internet, günümüzde artık tüketicilerin yönettiği bir teknoloji haline geldi. Bu teknolojiyi iyi bir şekilde kullanabilen şirketler pazardan payını aldı ve yükselişe geçti. Kötü kullanan veya hiç kullanmayan şirketler ise unutulmaya yüz tuttu.
Peki sizin bir şirketiniz, markanız, oteliniz veya turistik bir işletmeniz var, nereden başlamak gerekir?
Cevap basit, Google…
Bugün Google, Google’a yakın olan ajansların da üzerine basa basa belirtiği üzere online reklamcılığın başlama noktası olarak kabul edilmektedir. Bir çok insanın açılış sayfasıdır Google, yani başlangıç noktasıdır. Eskiden bütün yollar Roma’ya çıkar derlerdi, bugün ise bütün yollar Google’dan başlıyor.
Google, internette nasıl var olunacağını tanımlar…
Bir web sitesi yaptırdınız, güzel olduğunu düşünüyorsunuz. Diğer sosyal medya mecralarına bağlantılarınız var. Çok yüksek paralar verip video filmi çektirdiniz ve bunu da hevesle yerleştirdiniz, güzel de bir müziğiniz var arka planda. (kullanıcıların %60’ı web sitenizde müzik çalmaya başladığında sayfanızı kapatıyor.) Özetle kendinizi, otelinizi, işletmesini üstlendiğiniz turistik tesisinizi artık online hale getirdiniz. Fakat, çoğu internet kullanıcısı maalesef web sayfanızı göremeyecek. Büyük olasılıkla sizi Google aracılığı ile arama kutucuğuna soru sorarak bulacaktır.
Kullanıcı soruyu sordu… Cevabınız var mı?
İşte burada web sayfanızın kalitesi konuşmaya başlayacak. İşletmenizin web sitesi, işletmeniz ile ilgili olan her soruya cevap verebilecek nitelikte bir yapıya sahip olmalı. Cevaplarınız net ve Google’ın anlayacağı dilden olmalı. Tüm bunlar için profesyonel destek almanız maalesef şart.
Google, dünya tarihinde reklam yapmadan büyüyebilen nadir şirketlerden. Kurulma aşamasında şirket televizyon reklamlarına harcayacağı paralar yerine alt yapı yatırımı yapıp, Google isminin gönüllü kişiler tarafından yayılmasını sağladı. Gönüllüler denince akla hemen bu şirket için çalışan reklam gönüllüleri gelmesin.
Bu insanlar Google hizmetini kullanıp beğenen ve ardından arkadaşlarına tavsiye eden bir kitleden oluşuyor. O zamanlar televizyonlarda yayınlanan ve bir çok kesimin nefret ettiği Yahoo reklamları sayesinde Google iyi bir alternatif olmuşa benziyor (şahsen ben de nefret ederdim).
Google’a yakınlığı ile bilinen blog yazarı J.Jarvis derki; kendi çalışanlarınıza, müşterilerinize, cemiyetinize, kitlenize hatta rakiplerinize bir bakın ve onlara akıllı bir organizasyonu nasıl sunabileceğinizi düşünün. Özellikle de bugün, internet herşeyin düzenini alt üst ederken... Bazılarının kaos gördüğü yerde, diğerleri düzeltebilecek şeyler görür. Bu strateji çok sayıda şirketin temel yapı taşıdır.
Akıllı bir organizasyon denince aklıma Zuckerberg ile ilgili bir kitapta okuduğum ufak bir hikaye geldi;
Zuckerberg, üniversite hayatında sınavda çıkabilme ihtimali olan sanat eserlerinin fotoğraflarını bulur ve indirir. Bunlar için bir web sayfası hazırlar ve resimleri her birinin altında bir kutu olacak şekilde ekler. Daha sonra sınıf arkadaşlarına bir tür çalışma kağıdı hazırladığını söyleyerek bu web sayfasını iletir. Sınıf arkadaşları bu sayfaya girer ve gördükleri sanat eserleri hakkında tüm bildiklerini kutucuklara yazarlar. Hepsi birbirlerinin yanlışlarını düzeltir. Bunun üzerine tüm sınıf sınavdan normalin üzerinde bir başarı elde ederler. Yani, biraz önce de bahsettiğimiz gibi Zuckerberg tüm sınıfa akıllı bir organizasyon zemini hazırlamış olur.
Bugün Google, size bu organizasyonu sunabilmek için bir çok alt yapı geliştiriyor. Aramalar ile reklamları, haritaları, dökümanları, sosyal medyayı ve daha fazlasını örgütlemenizde yardımcı oluyor. Bu örgütleme ile stratejik bir organizasyon geliştiren şirketler düşük reklam harcamaları sayesinde maksimum verime ulaşıyor ve marka bilinirliğine katkı sağlıyor. Bu başarıların hepsi akıllı bir organizasyon sonucu elde ediliyor.
Buradan teknik detaylar yazarak, şu şekilde yapın yapın tarzında cümleler kurmaktan elimden geldiğince kaçınıyorum. Google’da aktif bir şekilde var olmanın, arama yapmak kadar kolay olmadığını anlatmanın bir anlamı olmadığını düşünüyorum. Hep diken üstünde ilerleyen bir strateji olduğunu, Google ile web sayfanızın incecik bir ip ile bağlı bulunduğunu unutmamanız gerekiyor.
Sizi çok seven Google, en ufak bir hareketinizde sizden nefret edebilir. Böyle bir durumda tüm reklam çalışmalarınızdan önce Google ile aranızı düzeltmenizi tavsiye ederim.
Şimdi işletme yöneticilerinin sorduğu standart soruları da gündeme getirmek lazım; “Ama ben sosyal medyaya ağırlık veriyorum?” , “zaten belli bir müşteri portföyüm var sürekli ziyaret eden Google ne işime yarar ki?”, “sosyal medyada bir noktaya gelelim Google çok önemli değil!”, “ya kim girip Antalya'daki en iyi otel yazacak da beni bulacak!” .
Size bir istatistik vereyim, Türkiye’de Ocak 2014 rakamlarına göre Google sitesi tam 26.107.957 farklı kullanıcı tarafından açıldı. Buradan yapılan aramalar ile 5 milyarın üzerinde web sayfası görüntülendi. Şu an okumakta olduğunuz yazım bile Google tarafından incelendi ve yüksek ihtimal ile veritabanına yerleştiridi. Örneğin, Google’da “alanya kaymakamlığı” kelimesi aradığınızda turizmgazetesi.com un yayınladığı bir habere veya “Berkun Meral” olarak ismimi arattığınızda yine turizmguncel.com'daki yazılarıma ulaşmanız muhtemeldir.
Kullanıcılar direkt olarak sizi aramasa bile, farklı yollardan size ulaşabilir ve markanızı görüntüleyebilir. Antalya’da 5 yıldızlı bir otel arayan kullanıcı, “5 yıldızlı Antalya otelleri” diye arama yaptığında acentenizin sayfasını görebilir veya kendi otelinizin reklamını izleyebilir. Herşey bir yana, sizi direkt olarak Google Otel Arama sayfasından arayabilir. Google kurallarına uygun bir web siteniz var ise, aramalarda bulunma ihtimaliniz o kadar yüksektir ki, sayfanızın ziyaretçi sayısının artmasına siz bile şaşırabilirsiniz.
Günümüzde Yahoo gibi bir şirketin bile Google’da reklamlarının yayınlanmasını istemesi, Google’ın ne denli önemli bir araç olduğunu göstermekte. Bu yüzden işletmeniz hakkındaki en ufak bir bilginin bile Google’da aranabilir olduğundan emin olmanız gerekiyor. Tüm bunlar için profesyonel ajanslardan destek alın, konunun bir pamuk ipliği ile bağlı olduğunu asla aklınızdan çıkarmayın.
Çok önemsediğim bir söz vardır;
Aranabilir değilseniz, bulunamazsınız…
Sevgi ve Saygılarımla
Bu Makale 02.05.2014 - 09:52:52 tarihinde eklendi.