Mehmet Mülayim

Nerede Türk misafirperverliği?

Geçtiğimiz günlerde, turizm camiasının önemli meslek derneği SKAL’ın aylık Antalya toplantısı vardı. Toplantımızda turizmin önde gelen üstatlarından, üyemiz, AKTOB Başkanı sevgili Yusuf Hacısüleyman bizler için mikrofonun arkasına geçti ve katıksız rakamsal gerçeği bizlerle paylaştı.

Katıksız gerçek derken; sezonun gidişatını sektör zaten biliyor, yaşıyor. Gerçekler gün gibi ortada... Yusuf üstadımızın parmağı da sektörün nabzının hemen üstünde sıkı takipte. Tüm konuşmasındaki benim için en önemli sözü  ‘’Artık kimsenin ağzından Türk konukseverliği cümlesi çıkmıyor’’ saptamasıydı.

Eskiden ‘Türk misafirperverliği’ diye bir kavram, bir davranış biçimi vardı. Yoksa tabelalardan Türkiye Cumhuriyeti ibareleri kalkarken, bir yandan da kültürel asimilasyona uğrayıp, açılım mavraları arasında, dış güçlerin isteği ve arzusu ile en güçlü yönümüzü, bize özgü kültürümüzü, sadece bizde bulunan Türk misafirperverliğini tarihin tozlanacak sayfalarına unutulmak üzere yolluyor muyuz?Birçok bize özgü diğer değerlerimiz, kültürel farklılıklarımız ile birlikte.... Son yıllarda yaşanan kültür erozyonu, Türkiye Cumhuriyeti halkını kendi kültürel değerlerinden görgüsüzlük, hoşgörüsüzlük ve saygısızlık ile uzaklaştırırken; Türk misafirperverliğinin tek başına ayakta kalması da mümkün değil. Bu bir paket; ya Türk gibi olacak ve Türk kültür ve değerleri ile saygınlığımızı koruyacağız ya da ‘açılım, açıldık, açılacağız’ diye kültürsüz, kendine münhasır renkleri ve değerleri olmayan, sıradan dünya toplumlarından birisi olacağız. Hem açılalım, hem de Türk kalalım olmuyor.

Türk Misafirperverliği örnek alınarak günümüz konaklama sektöründe ‘kişiselleştirilmiş hizmet’, ‘butik hizmet’, ‘VIP hizmet’ gibi devşirme misafirperverlik konseptleri tekrar paketlenerek ağırlama (içten, gönülden ve sevgi dolu ağırlama) ana yurdu olan Türk topraklarına, Anadolu’ya tekrar ambalajlanıp ecnebi know-how statüsünde geri pazarlanıyor. Konu ecnebi know-how olunca, özgüven eksikliğinden bir anda değerleniyor. 

Bizim sektörümüzde en büyük gücümüz misafirperverliğimiz, konukseverliğimiz. Ne zaman ki aklımıza ‘’Aaaaa, ben Türküm. Anam bana misafirperverlik öğretmişti’’ diye gelirse, o zaman o gücü ve enerjiyi tekrar toplarız. Arkanızı dönün ve başarılı, kıdemli otel patronlarına, otel müdürlerine bakın. Hiçbirisi turizm, konaklama veya işletme eğitimi almamış, sadece iyi aile terbiyesi ve Türk ev sahipliği kültürünü ailelerinden almış kişiler. Bu turizm öncüleri şimdi koca koca otellerin sahibi olsalar dahi, yıllardır kendi tesislerine gelen sadık misafirlerinin adlarını, torunlarını bilir ve onlarla birlikte yaşlanırlar. Çünkü ağırlama sektörüne gönülden Türk misafirperverliği ile hizmet etmektedirler. Misafirlerini dinleyen, onlara değer veren bu patronlar, o misafirlere değer verdiklerini her fırsatta gösterirler. Misafir karşısına çıkmaktan ürken, korkan, saklanan otel sahiplerinden ve yöneticilerden nasıl Türk misafirperverliği bekleyebiliriz ki?

Geçmişte hizmet sektöründe bizi eğiten büyüklerimiz bize ‘’Evinde misafir ağırlarken ne yaparsan aynısını, aynı sıcaklık ve içtenlikle otel misafirine de yapacaksın’’ der ve bize de bu konuda örnek olurlardı. Bu günümüzde niye değişti? Otellerde evimizdekinden kötüsünü mü veriyoruz? Verdiğimizden mi utanıyoruz? Kök neden ne?

Turizm Bakanlığı’nın belki de toplum nezdinde ‘Türk misafirperverliğine dönüş’ kampanyası hazırlaması ve gerek medya kanalları, gerekse sektöre verilecek eğitimler ile konunun altının kalın kalın çizilmesi belki de iyi fikirdir. Ben yazayım, bakalım fikir kenara mı atılıyor, yoksa bakanlıktan, resmi kurumlardan yazıyı okuyup, sektörün sesini dinleyen var mı görelim. Ben deli, taşı kuyuya atayım…
 


Bu Makale 17.05.2016 - 18:43:17 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
  • fatma 18.05.2016 - 02:54

    herkez dooğru söylüyorda , bombaların patladığı ,askerlerin öldüğü korku algısını tavanda olduğu bir ülkede yaşıyoruz.işe giderken bugün yada bu ay ödemeleri nasıl düzenlerim kaygısıyla gidiyorsunuz ve kendiniz mutlu değilsiniz,siz mutlu değilken etrafınıza nasıl enerji dağıtırsınız ve ne olacağınızda belli değilken. (işte buyurun şimdide 19 mayıs uyarıları)

  • AHİSHAVİ 18.05.2016 - 10:05

    12 yıldır özünden uzaklaştırılan bir ülkenin , sektör olarak kendi özünde kalması veya kalabilmesi imkansızdır. Yozlaşma her alanda tavan yapmıştır. Türklüğü değil de Ümmetçiliği seçen bir politika izlenince sizin önerileriniz mevcut siyasal iktidarlara karşı olma - karşı koyma gibi algılanmaktadır. Doğru olanda sizin önerdiğinizdir. Yeni Türkiye zırvasında gelinen son nokta budur. KİMLİKSİZ , KENDİNİ BİLMEYEN , GEÇMİŞİ ve DEĞERLERİ YOK EDİLMEYE ÇALIŞILAN BİR ÜLKE !!!

  • Engin Öktem 17.05.2016 - 10:25

    "Türk Misafirperverliği", "Türk Kahvesi", " Türk Halk Oyunları ", " Türk Mutfağı ", " Türk El Sanatları " yani, Türk Kültürü. Her şeyin içinin boşaltıldığı gibi bu kavramların da içi boşaltıldı. Demografik yapıda ki değişim, yüzümüzü/ yönümüzü oraya buraya dönme hevesi, onun gibi bunun gibi olma sevdası.... Herhalde önce kendimize dönmeli ve öz değerlerimizi hatırlamalıyız ki "Türk Misafirperverliği"ni de aklımıza getirelim. Korkarım ki tüm bunları hatırlamayalım diye ne gerekiyorsa yapılıyor.

En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.