Müzik turizmine girizgah
Dünyanın neresinde doğmuş olursak olalım, beynimiz müziğe aynı şekilde tepki verir. Bu, fazla dikkat çekmeyen ama aslında çok önemli bir gerçektir. Aynı zamanda baskın tür olmamızı sağlayan ortak bir yeteneğimizdir.
Aslına bakarsanız atalarımızın birbirleriyle iletişim kurmaya başlamasına, birbirleriyle bağ kurmasına, dil becerilerini geliştirmesine ve topluluklar oluşturmasına yardımcı olan, müziğe ve ritme verilen bu doğuştan gelen tepkidir. Müzik, insan türünün gelişiminde elzem bir rol oynamıştır. Müziğin bu erken kullanımının kanıtı bugün, milletlerin nesiller boyu icra ettiği geleneksel şarkılar ve danslar aracılığıyla, hala görülebilir.
Müziğin beyin üzerindeki olumlu etkilerine ilişkin bilimsel kanıtlar artık göz ardı edilemeyecek kadar büyük. Örneğin, çocuklukta müzik ile etkileşim, dilden sorumlu olanlar da dahil olmak üzere beynin birçok bölgesinin gelişimini destekler. Nörobilimciler, sadece beyin taramalarına bakarak bir müzisyenin beynini hemen tanımlayabilirler. Özellikle gençliğimizde müziğe maruz kalmak beynimizde ömür boyu süren etkilerle sonuçlanır. Beynin birden fazla bölgesini aynı anda çalıştırır, böylece yaygın bir sinirsel egzersiz ve sayısız nörokimyasal ve esneklik faydaları sağlar. Müziğin beyin verimliliği üzerindeki faydalı etkilerinin yanı sıra, araştırmalara bakarsak; müzik dinlemenin, beyindeki hassas nörokimyasal dopamin (bizi iyi hissettiren) ve oksitosin (sosyal duyguları ve bağları teşvik eden) salınımı desteklediğini tekrar tekrar göstermiştir.
Bu kısa inceleme, doğal olarak, müziğin insan davranışı üzerindeki etkilerinin derin bir bilimsel açıklamasını sağlamayı amaçlamamaktadır. Ancak, müziğin (yemekle aynı şekilde) otomatik olarak beynin ödül sisteminin kimyasını tetikleyebileceği tartışmasız gerçeği nedeniyle müzik turizminin işe yaradığını kabul etmek önemlidir. İnsanların kendilerini iyi hissetmelerini sağlar ve kalıcı anılar bırakan anlamlı deneyimler sunmaya yardımcı olur.
Araştırmalar, müziğin gençliğimizde özellikle güçlü ve yaşam boyu süren bir iz bıraktığını göstermiştir. Sağlık sektörü, müziğin birçok nörolojik ve fizyolojik etkisinin, insanların refahını başarılı bir şekilde sağlamak ve müdahaleler sunmak için kullanılabileceğini kabul ediyor. Şarkı söylemek, dans etmek, üretmek, performans sergilemek ve müzik dinlemek olağanüstü sağlık ve zindelik sonuçları sağladığı aşikar.
İlk olarak, popüler müziğin 1950'lerden bu yana küresel frekans dalgalarına hakim olduğunu (ve yapmaya devam ettiğini) düşündüğümüzde, kaliteli popüler müzik temalı deneyimlerin dünyanın her yerinden turistleri çekebileceğini anlamamak içten bile değil. Popüler müziğin geliştiği bir dünyada, yakından istatistiklere göre en az üç kuşak büyüdü. Klasik müzik aynı zamanda, müzik turizmi gelirleri sağlamak için de başarılı bir tarz olarak kullanılabilir, ancak popüler müziğin kitlelerin kültürel zevklerine uyması onu farklı bir konuma taşımaktadır. Bu nedenle, yaşam boyu süren bu popüler müzik zevkleri, hitap ettikleri hedef pazarın büyüklüğü nedeniyle kapsamlı bir şekilde ticarileştirilebilir.
İkinci olarak, yerel toplulukların geleneksel müziği var olmaya devam eder ve güzergahına özgü otantik ortamlar ve deneyimler sunmaya; tarihi ve kültürel geçmişini başarılı bir şekilde tanıtmaya yardımcı olabilir.
Her yaştan insan bu tür müzik tabanlı deneyimsel fırsatlardan bugün her zamankinden daha fazla yararlanmaya çalışıyor. En önemlisi, bu açılımlar ve eserler için ödeme yapmaya hazırlar. Böylece müzik turizmi, dünyanın her yerindeki, her büyüklükteki güzergahlar için birçok fırsat sunmaktadır.
Bu Makale 16.08.2021 - 12:28:06 tarihinde eklendi.
