Mısır, yeni işim, eğlenceli misafir davranışları ve Türkiye
Alman misafirlerle ilk kez 1987 yılı yazında Club Aldiana Side’ de yöneticilik stajı yaparken tanışmıştım.
O yıllarda misafir profili, orta direğin üstü, şık giyinen, spor yapan, hobilerini tatilde de sürdüren (atçılık, yelkencilik vs.) çocukluları da sessiz, akşam yemeğinden önce aperatif alan, yemek sonrası barlarda ve köy meydanlarında vakit geçiren ve oralarda da harcama yapan sakin ve eğlenceli insanlardan oluşurdu. İyi planlanmış ve misafirini iyi tanıyan bu tip işletmelerde şikayet de yok denecek kadar az olurdu.
Ama çok iyi hatırladığım bir şey akşam yemeği için altı civarı açılan restoranın kapısında, yer problemi olmamasına karşın ve tesis tam pansiyon olmasına rağmen yirmi kişi civarı bir kuyruk oluşurdu.
Kimisi acıktığından ama büyük çoğunluğu da kendilerince en iyi yeri kapma telaşı ile bu kuyruğa girerlerdi.
2008 sonunda, kalitesi ve fiyat ortalaması nedeni ile Hurghada’ ya, finansal büyüklüğü nedeni ile patrona üç numara büyük bir yatırımı 2009 başında açmak üzere Sahl Hashis’ e geldik, ailece.
2009 sonunda kontratım bittiğinde tesis yarı kapasitesi ile açılmaya hazır değildi. Bu gün itibari ile de yarı kapasite ile açıldı ancak açılan odaların yüzde otuza yakını eksikleri nedeni ile misafire verilemez durumda.
Allah kuvvet versin de bitirsinler yarım hali ile bile çok güzel bir tesis, tamamlanınca ayrı bir güzel olacağı da kesin.
Ben bir yandan doluluk sorunu olacak, bir yandan da dört dörtlük açılamayacak bu tesisi çok bekleyemedim ve Hurghada turistik promenatında 20 yıldır faaliyet gösteren ihtiyar delikanlı Grand Hotel de çalışmaya başladım, bu nedenle de yazmaya da üç hafta kadar ara verdim.
Evet, konu dağılıyor Murat Birecik okursa sitem eder ben konuya döneyim.
Bu tesis on dokuz yıldır yüzde sekseni Alman misafirlere olmak kaydı ile yüzde doksan dokuz Avrupa pazarına çalışmış.
Alman misafirlerden devamlı misafir kokteylinde 43 kez bu tesiste konaklamışlar ile yani yirmi yıldır en az iki kez gelenlerle tanıştım. Benim yaşımda iken ilk kez gelmiş, 64 yaşını bizde kutladı bu geldiğinde misafir.
Bu sene misafirlerin yüzde yetmişi Alman ve Avusturyalı, (yüzde doksan Avrupa pazarı) yüzde sekizi Rus, yüzde ikisi de doğu Avrupalı.
Tesis oldukça eski olmasına rağmen büyük bir çoğunluk çok mutlu.
Özellikle Alman misafirlerin tesisi tercih etme sebebi tesisin yüzde altmışına yakınının yarım pansiyon pazarlanıyor olması.
Kriz dönemlerinin Avrupa’nın en etkilenmeyen misafir profili emekliler. Özellikle bu kış bütün Avrupa kötü hava koşulları nedeni ile titrerken onlar bütçelerine göre iki ile sekiz hafta arasında bir zamanı ortalama yirmi dört derecede geçiriyorlar.
Yaşlı insanlar kahvaltıyı sıkı yapınca akşam yemeğine kadar bir şey yemeye ihtiyaçlarının olmadığını ifade ediyorlar.
Yirmi üç yıl sonra akşam büfesinde on beş dakika önce sırada bekleyen misafirlerin çoğunluğunu bu kez sağlık ve daha çok ekonomik sebepleri ile övün atlayanlar oluşturuyor.
Özellikle Alman halkının ikinci dünya savaşı sonrası akıl ve emekle elde ettiği zenginliğinin önemli bir bölümünü dünyanın en büyük sosyal projesi için (komünizmin çöküşü) harcadığına (birleşme ve doğu bloğunun çözülmesi sonucu aldıkları sorumluluklar) diğer önemli bir kısmını ise kapitalizmin diz çöktüğü son krizde kaybettiğine şahit olmaktayız.
Buna rağmen zengin ve sosyal Alman devleti köpeğini besleyemeyecek vatandaşına bile, köpek maması temin etmektedir.
Çok ağır geçen kriz dolayısı ile işsiz kalan vatandaşlarına, işsizlik parası ile açlık sınırının oldukça üzerinde yaşam sağlıyorlar.
Özel sektörden erken emekli edecekleri vatandaşları ile bile bizim şartlarımıza göre adilden öte anlaşmalar yapıyorlar.
Hiç kimsenin hakkının gaspı için şartları sonuna kadar zorlamıyorlar.
Sevinebiliriz, bu günkü koşullar dahi Alman’ın çalışanının ve emeklisinin, daha çok son dakikada da olsa, daha yıllarca Mısır ve Türkiye’ de misafirimiz olacağını gösteriyor.
Vatandaşlarımızın hak ettikleri standartlarda yaşayacağı bir ülke dileği ile hoşça kalın…
Bu Makale 22.02.2010 - 07:50:53 tarihinde eklendi.
