Minnettarmış!
Turizm Bakanı Günay “her şey dâhil” sistemine minnettar olduğunu söyledi…
Her şey dâhil, turistten gelen talepten ziyade kârlılığını artırmak isteyen tur operatörleri tarafından arz edilmiş, hatta dayatılmış bir sistem... Bakan uygulamayı getiren dev tröstlere minnettar; yaptıkları iyiliklere karşı (!) gönül borcu olduğunu söylüyor.
Bakan devamla, her şey dâhil'in Türkiye’nin tanıtımına ve paralı turistin gelmesine katkı sağladığını ekliyor. Bu sistemin içi ne kadar iyileştirilirse o kadar paralı turistin ülkemizde ağırlanacağını, bakanlığın hedef ve reklam kitlesinin ona göre yönlendirilmeye başlandığını belirtiyor.
Aynı bakan 10 Mart’taki
ITB açılışında yaptığı konuşmada,
''Turizm bir ticaret aracı değil, bir barış projesidir'' demiş ve büyük alkış almıştı. Kendisi başlı başına bir proje olarak geliştirilen AKP’nin, kan transfüzyonuyla oluşturulan bir üyesi olan bakan, 24 Kasım’da
TÜRKSOY(!)toplantısında,
''Turizm, halkların, kültürlerin, medeniyetlerin birbirini tanıma projesidir, bir barış projesidir'' diye yineledi…
Maalesef aynı Günay, ekim başında İzmir Ticaret Odası tarafından gerçekleştirilen İzmir Turizmi Acil Zirvesinde yaptığı konuşmada, İzmir’in, zengin kruvaziyer yolcuları sayesinde Alanya motellerine koşanlardan(!) daha verimli bir turizm alanı yakaladığını söyledi…
''Alanya motellerine koşanlar… Gemilerle gelmeyenler… Her şey dâhilin içinde olmayanlar… Yani kendi deyimiyle “kalitesizler''…
.jpg)
Bakan Alanya’yı böyle tanımladı. Aslında dili sürçmedi; turizmden hiç anlamadan bakan olan Sayın Günay’a, çevresindekilerin Alanya hakkında verdiği bilgi bu. Ya da biraz daha insaflı olalım; bakanın ilişkide olduğu Alanyalılar ve kendisinin şehre ilişkin gözlemleri onda böyle bir imaj uyandırmış olabilir…
Bakanın düşüncelerine saygı duyulabilir, ya sözlerindeki tutarsızlığa? Bakan her şey dâhil ile gelen kaliteli (!) turistin Türkiye’ye ilişkin izlenimlerinin yalnızca kaldığı tesisle ve oradaki personelle sınırlı olduğunu bilmiyor olabilir mi? Halkların birbirini tanımasıyla oluşacağını varsaydığı barış projesinin, o küçümsediği Alanya ve benzeri yerlerde ancak gerçekleşebileceğini algılayamaz mı?
Alanya’nın işi zor… Turizmci bakana tepki vermiyor, derdini anlatamıyor. Yerel gazetecinin kafası karışık; nerede yer alması gerektiğini bilemiyor… Halk sorunu derinlemesine irdelemekten uzak… Hoş, bakan da zaten kimin ne diyeceğine aldırmıyor olmalı ki, bakanlığın hedef ve reklam kitlesini, Alanya şehir içi esnafını daha da zorlayacak olan her şey dâhile göre yönlendirdiğini söyleyebiliyor…
Bu Makale 07.12.2010 - 09:05:06 tarihinde eklendi.
