İş değişikliği nedeni ile uzunca bir süredir fikirlerimi ve görüşlerimi sizlerle paylaşamadım. Bu süre zarfında ülkemizde ve dünyada siyasi ve ekonomik açıdan çok değişiklikler oldu. Bu yazımda geçen süreç ve önümüzdeki dönem hakkındaki görüş ve beklentilerimi sizlerle özet olarak paylaşacağım.
Ülkemizde turizm son dönemlerdeki hızlı yükselişinin ardından ani ivme kaybı ile karşı karşıya kalmıştır. Önümüzdeki dönemde, yeni gelen yatırımlar ile birlikte, rekabetin artması ve ana pazarlardaki ekonomik gelişmeler nedeni ile bu ivme kaybının devam edeceği sinyalleri gelmeye devam etmektedir.
Rusya’daki ekonomik ve siyasi durumun her geçen gün daha da kötüye gitmesi nedeni ile bu pazarda sayı olarak beklentilerin çok fazla altında olunmamasına rağmen, ciro olarak ciddi kayıplar yaşanmış ve önümüzdeki dönemlerde bu kayıpların toparlanmasının ne denli zor olduğu turizm profesyonelleri tarafından kabul görmüş durumdadır. İyileşme ve düzelme sürecinin 3-4 yıllık bir süreye yayılacağı beklentisi ise zaten hızlı ve kontrolsüz büyüyen sektör oyuncularının ayakta kalıp kalamayacağı konusunda kafalarda ciddi soru işaretleri oluşturmaktadır. Her ne olursa olsun bu pazarda fiyatların eski seviyelerine dönmeyeceği de bir gerçektir.
Avrupa’da da ekonomik açıdan işler hala pek iyi gitmiyor. AB Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi’nin geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamalar ile, EUR bölgesinde deflasyon riskinin ve resesyonun devamlılığının bir süre daha kalıcı olacağı anlaşılmıştır. Bu durumda Türkiye için önemli bir Pazar olan Avrupa ülkelerinden ülkemize gelecek olan turist sayısında ve cirolarda önemli bir düşüş olması beklentisine neden olmaktadır.
Diğer yandan Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi belirsizlik, ekonomik kriz riskinin kapıda olması (ki kanımca çok önceden belirtilerini vermeye başlamıştı) turizm sektörünü önümüzdeki dönemlerde kötü günlerin beklediğinin işaretini vermektedir. Ekonomik gelişmelerden daha çok terör olaylarının artması, mülteci krizi gibi konular ülkemize seyahat etmek isteyen yabancı turist açısından soru işaretleri oluşturmaktadır. Döviz kurlarındaki hızlı artış ise iç pazara yönelmenin önünde ciddi sorun yaratmaktadır.
Petrol fiyatlarındaki düşüşün reel sektöre yansıması dövizdeki artışın gölgesinde kalmıştır. Bu nedenle enflasyon açısından istenen sonuçlara ulaşılması zor görünmektedir. Buna karşın gene petrol fiyatlarındaki düşüş ve TL nin değer kaybı önümüzdeki dönemde yabancı turistlerin fiyat açısından ülkemizi tercih etmesi için temel oluşturacaktır.
Türk turizmcilerinin krizleri fırsata çevirmede ustalığı bu süreçte yüreğimize su serpen en önemli etken olmalıdır. Her şeye rağmen zamanında atılacak akılcı adımlarla 2016 senesinin 2015 senesinden daha iyi bir sene olmamakla birlikte en azından aynı seviyelerde tamamlanacağına inanıyorum.
KURLAR
11.11.2014 tarihli ‘Kur savaşları’ başlıklı yazımdaki kur tahminlerindeki yaklaşımımı baz alarak 2015 senesinde EUR/TL de yılbaşından bu yana 2.83 seviyelerinden başlayan yükselme hareketi Türkiye’deki siyasi belirsizlik ve 7 Haziran seçimleri sonrasında bugün 3.38 seviyelerinde işlem gören bir banttadır. USD ise hem paritedeki 1.23 den 1.10 a varan gerileme hareketi hem de TL'nin tüm para birimleri karşısındaki değer kaybı ile tarihi zirve olan 3.03 lerde işlem görmektedir.
2016 bütçe hazırlıklarına başladığımız bugünlerde 1 Kasım seçimlerinin sonuçlarına göre iki yönde de çok ciddi bir hareket bekliyorum. Çeşitli finans kuruluşlarının siyasi ve ekonomik risklerden arındırılmış beklentilerinde EUR/USD 1,05 ortalama bandında, EUR/TL 3,30-3,40 bandında , USD/TL ise 3,15-3,20 bandında hareketler beklenmekte. Ancak benim beklentim bu öngörülerin 10*20 pip üzerinde bulunmaktadır. Burada dikkate alınması gereken; Forward piyasasındaki işlem hacmi gözönüne alındığında ve FED’in faiz oranlarında artış yapacağı düşünüldüğünde ve buna ek olarak AB Merkez Bankasının genişleme politikasına 2016 da devam etmesi durumunda ve de olası bir koalisyon belirsizliği senaryosunda, EUR/TL de 3,50-3,60 seviyeleri ve üstü buna bağlı olarak yine USD/TL de 3,50 seviyeleri ve üstü beklenmesi olası seviyelerdir. Yukarı yönde hareket belirsizdir. Döviz cinsi borcu ve TL cinsi geliri olan işletmelerin bu seviyeleri çok ciddi bir şekilde takip etmesi ve bütçe kuruna göre risklerini hedge etmesi kaçınılmazdır.
2015 yaz sezonunun sonuna geldiğimiz bugünlerde ülkemizin huzurlu ve mutlu bir geleceğe kavuşması dileği ile 2016 ve sonraki yılların Türkiye için umut dolu olmasını dilerim."
Bu Makale 30.01.2016 - 10:43:30 tarihinde eklendi.
Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.
www.turizmguncel.com internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, video ve fotoğrafların her türlü hakkı Turizm Güncel A.Ş.’ye aittir. İzin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez.