Makro turizmde büyük resim
Turizmde 1970'lerden itibaren, kamu ve özel kesim, gelişim süreçleri içinde profesyonelce kaynayarak, son 15 yıldır sürdürdüğümüz ‘planlama yaklaşımıyla araştırmacı yazarlık’ misyonumuzda hep ana fikri yakalamaya çalıştık. Bu nedenle, çok sektörlü, karmaşık ve yaygın bir ulusal endüstri olan turizmde, sürekli olarak gerçeklerin idrak edilemediğini görüyoruz.
Ulusal turizmin bütününü göremeden, planlı yaklaşımlardan yoksun bir şekilde, verimli zeminlerde yürütülemeyen turizm, düşe kalka bu günlere gelmiştir. Fakat fiziksel olarak obez bir gelişim yaşayan turizm, bugünden sonra ne yapabilir? Yıllardır ertelenen ana sorunlarını halledemeyen ve önünü göremeyen bir yapıda, toparlanma sürecine nasıl girilebilir?
Bu hayati soruların akılcı ve geçerli cevapları vardır! Ancak yıllardır makalelerimizde işlediğimiz ‘analiz-sentez-yorum’ yöntemine dayalı olan tavsiyelerimiz, hiç anlaşılamamış ve aktif gündeme de alınamamıştır. Buna rağmen, doğru bildiğimiz makro gerçekleri ‘son çare’ olarak tekrar medyada sergilemek zorundayız. Zira ceremeleri ulusal boyutlardadır.
Türk turizminin palazlanmaya başladığı 1990'lar sonrasında, ‘2023 Stratejisi’ ile gelişmelerin planlamayla dizginlenmesine niyet edilmiştir. Fakat 2007'de devreye giren ‘Strateji ve Paralel Eylem Planı’nın uygulanmaması sonucunda, bu atılım hiçbir işe yaramamıştır. 17 yıllık bir perspektifi olan strateji, ömrünün yarısı olan ilk 8 yılda uygulanamamıştır.
TURİZM GELİRLERİNDE MAKRO TABLOGeçmiş yıllarda kısmen yaptığımız makro gelir analizini, bu kez 35 yıllık bir dönem için ve "’Planlı uygulama olsaydı ne fark ederdi?’ sorusuna da rakamsal yorumlar yaparak tekrar derledik. Sonuç rakamları ise, tabloda verildiği gibi, toplamda 360 milyar dolar düzeyinde genel bir kayıp vermekte, fakat bunun yarısının alınabilecek tedbirlerle giderilebileceği görülmektedir.
Bu analizde uygulanan yöntem çok basittir: 5’er yıllık dönemlerin toplam ve yıllık ortalama gelişme hızlarını esas alarak yerine oturtulan rakamların ilişkisi, söz konusu büyük resmi vermektedir. Geçmiş 25 yılda, 406 milyar dolar toplam döviz geliri karşısında, normal koşullarda gelecek 10 yılda beklenen 420 milyar dolar ise, tablonun en kritik ve tedbir alınabilecek verisini oluşturuyor.
Zira, verimsizlik nedeniyle giderek düşen yıllık artış performansı göstermesi beklenen 2015- 2024 yılları için, ulusal strateji tedbirleri devreye sokularak, bu dönemin performansı direkt olarak artırılabilir. Tablonun 3. bölümünde verilen bu rakamlar, yüzde 10'luk ortalama yıllık artış düzeyine erişilmesiyle, 10 yılda 180 milyar dolarlık ilave performans kazanılabileceğini açıkça gösteriyor.
Makro gelir analizinde tespit edilen bu durumun verdiği mesaj açık ve nettir: İçine düşülen plansızlık süreciyle halen 180 milyar dolarlık bir net kayıp vardır. Fakat uygulanmayan ‘Resmi Strateji’nin acilen devreye sokulmasıyla, gelecek 10 yıl için ilave bir 180 milyar dolar kayba uğranmasının önüne geçilebilir. Bunu gerçekleştirmenin basit yöntemi, ‘Ulusal Strateji’nin acilen aktivasyonudur.
STRATEJİNİN UYGULANMASI VE TOPARLANMATurizm Bakanlığı'nın öncülüğünde hazırlanarak, turizmde büyük bir heyecan yaratmış olan strateji süreci, maalesef uygulamadan yoksun kalmış ve 2013’te biten 1. Eylem Planı yenilenmemiştir. Şimdi ihtiyaç, aynı prensipleri kullanarak acilen çok hızlı bir esas revizyon ve yeni eylem planı yapılarak, resmen devreye sokulmasıdır. Bu konuda kararlı ve hızlı atılım gereklidir.
Orijinal halinde, 2023 stratejisi dahilinde bugün gündeme gelen tüm yapısal sorunların çözümlenmesi prensibinin varlığı ile, mevcut tüm tıkanıklıkların tek adımda çözüme kavuşturulması mümkündür. Bu tedbirlerle rahatlayacak olan turizm mekanizması ise, hızlı bir verimli gelişme sürecine girilerek, gelir hedeflerine erişilmesini mümkün kılacaktır.
Önerilen bu ‘toparlanma hamlesinin’ gerçekleşmesi ise, tamamen mevcut zihniyetlerde hâkim olan ‘devletten medet beklenmesi’ alışkanlıklarının değişebilmesine bağlıdır. Çünkü 2023 stratejisinin ana kurgusunda, kamu ve özel kesimin iş birliğine dayalı bir ‘destinasyon yönetimi’ örgütlenmesi esas tutulmuştur. Çok çağdaş bir atılım olan bu yaklaşıma, intibak sağlanmalıdır.
Bugün konjonktürel olarak içine düşülen kriz ortamında, halen günlük sorunlar üzerinde durularak yeterince irdelenememiş olan yapısal sorunların idrak edilememiş olduğu görülmektedir. Turizmin mevcut STK'larının bu duruma hızla uyum sağlaması sayesinde, önerilen atılımın zemini oluşarak ve yeni Hükümet’in kurulmasıyla sonuca kolayca gidilebilir.
Bu bakımdan, sağduyulu bir sivil toplum inisiyatifinin hızla keyfiyeti ele almasını ve gerekli atılımlara girebilmesini şiddetle tavsiye ederiz. Önemle kamuoyumuzun bilgilerine sunulur.
Bu Makale 18.07.2015 - 18:52:34 tarihinde eklendi.