Lüzumlu adamlar ve şirketler
Patron demeye utandığım, yanlarında çalışan olmaktan gurur duyduğum, benim çalıştığım yıllarda Alarko Şirketler Topluluğu eş başkanı Sayın İshak Alaton’ un hayatını anlatan kitabı görünce, kapağına bakarak hasret giderdim İshak Bey ile.
Elbette satın aldım kitaptan hemen bir adet.
Önce ifade edeyim neden patron demeye utanıyorum zat-ı muhterem beyefendiye.
Çünki patron dediğin, bizim sektörden alıştığımız gibi;
Her fırsatta sömüren
Her fırsatta ezen
Her fırsatta paranın gücünü hissettiren
Her fırsatta malı ile hovardalık yapma lüksü olduğunu düşünen
Her fırsatta iç ve dış müşterilerine söz verdiğinden eksik verdiğini başarı, kurnazlık, zekilik vs. gören
Her fırsatta vs. vs. vs. dir.
Vs ler uzadıkça “aman bu ne kin” diyebilirsiniz. Yok, ben yine de işveren olmaya kalkışan (yükün ağırlığını bildiğim için) herkese saygı duyarım. Ülke koşullarında şu veya bu şekilde ekmek kapısıdırlar.
Dönelim İshak Bey ve Alarko’ ya.
İnsana kendini mal sahibi gibi hissettirmek onlara ait bir sanattır.
Bir gün Hillside Beach Club da açık büfede iken İshak Bey ile sohbet ederken, tesis iskelesine teknesi ile yanaşmış Musevi bir misafir (İshak Bey’ in tanıdığı);
“İshak Bey büfeden tekneme bir kaç ekmek alabilirmiyim?” dedi.
İshak Bey;
“ Otelin yetkilisi Serdar beydir; uygun görürse memnuniyetle. Biz burada sadece müşteriyiz” dedi.
Memleket havuz kenarına masa kurduran patron dolu, değil mi?
Holding binasında çalıştığım yıllarda, koridorda, asansörde, bir kaç kez toplantılarda gördüğüm İshak Bey’ e sevgi ve saygı ama daha çok hep sevgi duydum. Neden mi?
Koca bir Alarko İstikbal Kulübü kurmuşlar. Gelen üniversite mezunu yönetici adaylarına, Türk gençlerine adeta yüksek lisans yaptırıyorlardı. En azından memlekete adam yetiştiriyorlardı kendilerine değil. Bal gibi de biliyorlardı onlarda yetişen piyasada daha çok para kazanır ancak hiç bir zaman esirgemediler; “ giden gider, adam nereye gidecek bizim memlekete kazanç olurlar” diye düşündüler hep.
Kitabı okuyunca göreceksiniz;
Zengin çocukluğundan, Avrupa’ ya gurbetçi kaynak işçisi gitmek zorunda kalmış, gençliğinden bu yana sonuç odaklı, üretken, sosyal demokrat, bir o kadar ülkesini seven, gelişimine, din, dil, ırk gözetmeden katkıda bulunan, bir o kadar mütevazı gerçekten lüzumlu bir adam da ondan.
Devlet üniversiteleri kıymetini bilip Fahri Doktora verdiler mi, verirler mi bilmem. Ancak ben Sayın Fettah Tamince veya Sayın Hüsnü Özyeğin olsam üniversite mütevelli heyetine yarın teklif ederdim kendilerine bir fahri doktora ünvanı vermeyi.
Üniversite için de büyük onur olurdu elbette.
En son kendisini Hillside Su resepsiyonunun önünde gördüm; otelden ayrılıyordu, ben de öyle.
Konuşma fırsatı bulamadım. Fethiye yoluna koyuldum. Bir de ne göreyim önümdeki kiralık araba ile şirket şoförü kendisini benim istikametime götürüyor. Bir cesaret resmen yolunu kestim. Konuşmasına fırsat vermeden kendimi hatırlattım ve” tek araba gidelim ben nasıl olsa o istikamete gidiyorum” dedim ve arabama davet ettim.
Kırmadı geldi. Muhteşem bir sohbet oldu. İki buçuk saate yakın yeniden öğrenme imkanı buldum kendisinden. Bana “aman hatalarını da yaz. Herkes başarılarını yazar. Hatalar da insanlara çok şey öğretir” dedi ve ben de ara sıra bu sütunlarda hatalarımı zevk ile dile getirmeye başladım.
Final muhteşemdi.
Göcek’te bir marinaya bir arkadaşının teknesine misafir olacağı için yanaştık. Belli ki yıllardır misafir oluyordu İshak Bey tekneye. Hayatımın en büyük kıskançlık krizini kendisini karşılayan tekne çalışanlarına çok içten sarılınca geçirdim, İshak Bey.
Evet emekçi dostu İshak Bey adamlara belki de öz evlatlarına bile sarılmadığı kadar içten sarılarak hasret gidermişti.
Kendi kazandığı paralar ve şirketine “kul hakkına dokunmamak” hassasiyeti ile yanaşan, muhtemelen hiç bir lüks harcaması olmamış, örnek baba, örnek iş adamı, örnek vatan sever İshak Bey.
Biyografiniz bile memlekete katkı dolu...
Ben kendime söyledim, umarım herkez hakkını alır...
Hoşca kalın...
Bu Makale 02.10.2012 - 13:39:20 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
-
Yazınızdan dolayı bizleri de aydın lattığınızdan dolayı teşekkür ederiz. Sizde çalışanlarınıza o şekil sarıldığınızın galiba farkında değilsiniz.Sizde bizleri kendi evladınız gibi görüyordunuz. Sizlere cok teşekkür ederim. SAYGILARIMLA
-
İnanılmaz bi yazı gercekten Serdar Bey sizler sayesinde olgunlaşıp geleceğimizi çok daha sağlam temeller üzerine kurmaya çalısıyoruz. Yazılarınızı sürekli takip edicem onlar benim ışığım olacak her zaman. Saygılarımı sunuyorum.Yüreğinize sağlık
-
Merhaba Serdar Bey,muhteşem bir yazı olmuş.Yazınızı okuyunca mutluluk duydum ve çok beğenim.Ellerinize,yüreğinize sağlık.
-
Çok güzel bir analiz olmuş ellerinize saglık,turizmde çalışan herkesin arzuladıgı profıl İshak bey umarım diger patroncuklara örnek olur.
-
Merhaba Serdar bey bircok yazinizda oldugu gibi bukezde
anlatmak istedikleriniz oldukca anlamli ve hic yabana atilir
cinsten degil.Ishak beye burdan saygilarimi sunuyorum.
Ishak bey gibilere ihtiyacimiz var.Bu yazinin bircok kisiye ulasmis
oldugunu umitediyorum.Kaleminize,yureginize saglik.
-
İnsanı kazanki, para kazanasın anlayışı ile bu ülke için üreten,ve başka cpğrafyalarda ALARKO YAPARSA EN İYİ YAPAR saygınlığı ile bayrağımızı dalgalşandıran ALARKO HOLDING de bir gün bile olsa çalışıp, deneyim kazanan dostlarımızın tek ve ortak söylemleri ile aynı olan yazınızı okuyunca gururlandım. Çalıştığım kurumlardaki ilgili toplantılardan göz aşinalığı ile tanıdığım,bazen selamlaşıp tokalaştığım o ne iyi bir bey efenilik,o ne müthiş bir zerafet ve kibarlık tevazzu sahibi iş adamı İshak BEY lerin ilham olacağı bir TÜRKİYE yi hep hayeletmişimdir. halen ediyorum. elinize ve klavyenize sağlık.
-
Serdar Bey,
Elinize ve kaleminize sağlık zira çok güzel bir yazı çıkmış.
Sizden önce de bildiğim, 40 sene evvel babamın da yakın çalışma arkadaşı olan Sayın İshak Beyin methini çok dinledim.
Parayı, makamı, koltuğu bulup da kenisinin adam olduğunu düşünenler sizin bu yazınızı mutlaka okumalıdır. Okusun ki para ile adam olunmaz , öğrensinler...
Tekrar elinize sağlık,...
Caner ÖPER Fethiye