Kulaktan kulağa sosyal medya
Marketing ile uğraşanların sevdiği bir kelime vardır. WOMM, “World of Mouth Marketing”. Türkçesi ağızdan ağıza pazarlama veya kulaktan kulağa pazarlama olarak çevrilebilir. Kısacası, çevremizdekilerin tavsiyesi ile veya kullandığı ürünler üzerine kurguladığımız satın alma davranışlarımız ve bu davranışlar sonucu ortaya çıkan pazarlama fonksiyonları. Hani o en son model cep telefonu kullanıyor ve bizde aynısından istiyoruz ya, işte buna WOMM diyoruz.
Sosyal medya ve tavsiye kanalları, online pazarlama fonskiyonlarında global olarak WOMM tekniğini kullanmamıza olanak sağlayan büyük bir mecra oldular. Bu tip bir pazarlama faaliyeti markalar için zorlu olsada, geri dönüş ve marka kalitesini arttırma bakımından da oldukça faydalı imkanlar sunmakta.
Bir örnek verelim; bir misafiriniz havuz başında otururken sıkılıyor ve mobil cihazı ile sosyal medyada dolaşmaya başlıyor. Belki twitterda, belki de facebookda tesisiniz hakkında bir paylaşımda bulunuyor. Foursquare’den yer bildirimi yapıyor ve tüm arkadaş listesinde bir nevi sizin reklamınızı yapmış oluyor. Farklı bir arkadaşı bu durumu beğeniyor ve beğenisi tüm arkadaş listesine iletiliyor. Nasıl bir zincirleme reaksiyon oluştu değil mi? İşte bu kulaktan kulağa pazarlamanın sosyal hali.
Bu tip bir pazarlama faaliyetinin takibi elbetteki zordur ancak imkansız değildir. Ancak, çok önemli olduğunu düşündüğüm bir sıkıntı var. Tesis yöneticilerinin çoğu belki zamanları olmaması belki de sosyal medyaya karşı bir inançlarının bulunmaması sebebi ile bu mecraları takip etmiyorlar. Dolayısı ile markaları hakkında ne konuşuluyor, diğer markalar neler yapıyor, sosyal medyada neler oluyor bu konuda bilgileri bulunmuyor. Bilgisi olmayan yöneticiyi bu konuda ikna etmek için önce kendisine bir Facebook ve Twitter hesabı açmak gerekiyor. Bir başka konuda buradan gelen ölçümlemelerin doğru olmadığını düşünen yöneticiler. Buna çok aklım ermiyor, neden mi?
90’lı yıllarda hayatımıza giren bir rating kavramı vardı. Hala var. 70 milyonluk bir ülkenin 2-3 bin kişilik bölümüne bir cihaz takıp, geriye kalan tüm insanları yok sayarak en iyi programı seçtik yıllarca. Buna göre şirketler, markalar astronomik bütçeler ayırarak televizyon reklamları verdiler. O ölçümlere nasıl inandınız? Tek tek evleri dolaştınız mı? Ülkenin %99’unu yok sayan bir istatistik sizce ne kadar doğru? Ya dergiler? 200 bin tirajı var denilen dergilere 10 binler, 20 binler vererek reklam yayınlattınız halada yayınlatıyorsunuz, bu ölçümler nereden geldi? Ucu çok açık bir konu, malesef bu konularda da somut yanıt alabileceğimiz bir yer yok. Ama online reklamcılıkta bunu somut olarak görürsünüz, örneğin; beğeni, paylaşım, yorum, trafik gibi verileri anlık olarak takip etmenizi sağlar ve televizyon reklamları gibi ölçümü tahminsel olan rakamlarla uğraşmazsınız.Çünkü her sosyal medya hesabının sahibi gerçektir, o paylaşım yapan kişiye siz istediğiniz zaman ulaşabilirsiniz.
Sosyal medya, artık bir çok insanın satın alma kararlarına yön verdiği bir ortam. Bende dahil çevremdeki bir çok kişi bir ürünü almadan önce sosyal medyadaki arkadaş grubundan fikir alıyoruz. Bir çok kişide tatil yapacağı oteli seçmeden önce mutlaka sosyal medyadaki sayfasına bakıyor, oradaki insanların tepkilerini izliyor. Bu yüzden markanıza olumsuz yorumlar gelir diye korkmadan mutlaka sosyal medya hesapları açmalısınız. Markanızın hesaplarını açması için görevlendirdiğiniz personel gereğini yerine getiriyor ama sizin kişisel hesabınız yok, işte buda yanlış, buradan tüm yöneticilere sosyal medyayı aktif olarak takip etmelerini öneriyorum. Bunun için çok zaman harcamanıza gerek yok, bir seyahat esnasında bile mobil cihazınızdan 10 dakika ayırmanız yeterli. Ben danışmanlığını yaptığım firmaların sosyal medya hesabı olmayan yöneticilerine kendilerine hesap açmaları konusunda uyarılarda bulunuyor, yeri geldiğinde tüm faaliyetleri bizzat yöneticilerin hesapları üzerinden gerçekleştiriyorum. Siz de yöneticiniz eğer sosyal medyada bulunmuyor ise kendisine bu konuda ufaktan baskı yapın, aksi halde uğraştığınız, emek verdiğiniz pazarlama çalışmalarınızı anlatmak için çok zorlanırsınız.
Sevgi ve Saygılarımla
Bu Makale 14.08.2014 - 10:43:10 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
-
Sosyal Medyanın henüz idrak bile edilemeyen sihirli etkisi Uygun TIK ların internette kartopu etkisiyle çoğalarak hızla gelişmesidir Bir konuyu beğenmek için bile atılan tek TIK otomatik olarak tüm bağlantılı arkadaşlara anında bilgi şeklinde gidince, bunun üzerinde alıcıların ilave TIK larıyla oluşan haberleşme ağının boyutları nerelere varabilir? Bunların farkında mıyız acaba? Fakat maalesef bu sihirli yöntemi kullanamayarak, gelen beğeni TIK ları bile esirgenerek, Sosyal Medyanın sadece muhabbet ve merak giderme ortamı olarak kullanılması, tek kelimeyle YAZIK tır Oysa bu teknolojinin yerinde kullanılmasıyla çok kısa zamanlarda tek mesajla 100, 500, 5000, 50000 kişi gibi erişimlere 3, 5, 15 dakikada bile ulaşılabilir Zincirleme etkileşim yaratıldığı zaman ise, istediğiniz saadet ortaklıklarına, fikir ve eylem birliklerinin harakete geçirilebilmesine nasıl katkı konulabileceğini düşünebiliyor musunuz? Fakat bunların hepsi teoride kalarak, kenimizi bilinçsiz ve tutarsız bir muhabbet ağına mahkum etmiyor muyuz? NeDERsiniz..??
-
aynen katılıyorum. bir sürü iş yapıyoruz sosyal medyada patron umursamıyor bile sorsan arkadaşlarımı bulup ne yapıcam der sosyal medyada. ama gelde hesap aç de, malesef patronlara baskı yapmakta kolay değil ama yapılmadığı zamanda söylediğiniz gibi yaptığınız işin bir ödülü olmuyor,halbuki saatlerimizi geçiriyoruz internette pazarlama aktiviteleri için.elinize sağlık
-
Açıklayıcı ve bilgilenirici yazınızdan dolayı çok teşekkür ederiz.