Konaklama sektörünün 'Ya çalıştığım tur operatörü batarsa' kabusu
Herhangi bir tur operatörünün iflas etmesi sonucunda bu acente aracılığı ile tatile çıkanlar kadar, belki de onlardan daha fazla zarar gören kesim maalesef konaklama tesislerinin işletmecileridir.
Konaklama tesisi işletmecileri olarak, günlerce hatta haftalarca ağırladığınız, yedirip içirdiğiniz, odasını temizlediğiniz, onların güzel bir tatil geçirmesi için gecenizi gündüzünüze kattığınız, maddi manevi birçok sıkıntılara göğüs gerdiğiniz misafirlerinizi yolcu ettikten sonra, bazen de; misafirleriniz daha tesisinizdeyken, işbirliği yapmak için sözleşme imzaladığınız tur operatörünün iflasını duymak kadar can sıkıcı bir haber olamaz.
İster tesisin mal sahibi, ister kiracısı olun neresinden bakarsanız bakın işletmekte olduğunuz tesis, tur operatörünün iflasıyla zarara koşmaktadır.
Bir yandan tesisinizin, bölgenizin ve Ülkenizin imajını düşünürken, diğer yandan kendiniz için de sıkıntı çanlarının çaldığını bilmek kâbus gibi çöker insanın içine.
Hele tesisiniz büyük, eliniz güçlü değilse düşündüğünüz anlamda asla bir garanti alamazsınız tur operatörünüzden.
Fısıltı gazetesi başlar yayına, endişe içerisinde telefona birilerini arar durur Otel işletmecisi. Soruların başında “ne yapacağız şimdi” gelir.
Herkes bilir aslında tatile çıkanlar için sigorta sisteminin önemli olduğunu ve Tur Operatörlerinin tatil sigortası olmayan hiçbir kişiyi tatile çıkartmaması gerektiğini.
Oysa tatilcinin sigortalanması, sorunun sadece küçük bir kısmının çözümüdür. Tatile çıkanların tümü tatil Sigortası yaptırmış olsa bile, ilgili sigorta, iflas eden Tur operatörünün iflasın bildirildiği tarihten itibaren tesiste konaklayan misafirlerin konaklama ve ulaşım ile ilgili harcamaları tazmin eder.
İşte esas sorun burada kendini göstermeye başlıyor.
Konaklama tesisi işletmecisi, ilgili tur operatörünün iflası öncesinden alacağı olan binlerce hatta yüz binlerce lirayı kimden nasıl tahsil edecektir? Sinirler burada gerilmeye başlıyor. İş İcra-iflas kanununa, alacak verecek davalarının sonuçlanmasına kalmışsa piliniz bitti demektir.
Beklentimiz; tur operatörüne belirli kapasitede faaliyet gösterme izni verilmesi ve bu faaliyeti için de ciddi teminatları göstermesinin istenilmesidir.
Aksi takdirde şu an olduğu gibi, seyahat acentelerinin bir masa bir kasa, üstüne de 40-50 bin TL teminatla kurulmasına izin verildiği sürece, konaklama tesisi işletmecileri bu kâbusu daha çookk görürler.
Cebimizdeki parayı change ettiğimiz, yani halk tabiriyle, al gülüm ver gülüm paramızı değiş tokuş yaptığımız döviz bürosunun açılışı için bile ilgili firmadan; AŞ olma, ödenmiş 250 bin lira sermaye, 80 bin Euro teminat istenirken, yüz binlerce liralık açık hesap çalışılmak durumunda kalınan Seyahat Acentesinden yaptığı işle ilgili doğru orantılı teminat istenmesi kaçınılmaz olmalıdır.
Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği bir süreden bu yana tur operatörlüğü sistemi üzerindeki çalışmalarını sürdürdüklerini biliyoruz.
Bakalım bu çalışmalardan beklenilen sonuç çıkacak mı? Turizm sektörü olarak hepimiz aynı geminin içindeyiz. Unutulmasın ki birbirimizin ayağına çelme takmadığımız sürece yol alabiliriz.
2012 Yaz Turizm sezonu hazırlıklarının başladığı şu günlerde sektörümüze kâbuslardan uzak, hayırlı bir sezon diliyorum.
Bu Makale 09.03.2012 - 11:52:51 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
-
Sektörümüzü yakından tanıyan, masanın hem devlet, hem de sektör tarafında başarı ile oturmuş ve oturmaya devam eden kıymetli Cahit Bey, tecrübenize yakışır tesbitleriniz ile TG ye hoş geldiniz...
-
İşte sonunda ısrarla benim anlatmaya çalıştığımı anlayan birisi çıktı. Ben Tur Operatörleri yasası hazırlanırken turizmin tüm bileşenleriyle görüşmeler yapınız özellikle otelcileri dinleyiniz derken bunu anlatıyorum. Mağdur olan sadece tüketici değil otelcisi, ulaşımcısı, gazete ve diğerleri...Bu yasa doğru çıkmalı aksi taktirde keninizi kandırırsınız...Teşekkürler Sayın Sarıbey...