Hikmet Atilla

Orada bir destinasyon var uzakta...

Orada bir destinasyon var uzakta...

Markalaşma veya tanınma bazen bir kişi ile olur, bazen doğa güzelliğinin ön plana çıkmasıyla, bazen de tarihi ve kültürel güzellikler ile olur. Hatta ilginç bir hayvan türü dahi bir kenti markalaştırabilir, tanıtabilir turistlerin oraya gitmelerine vesile olabilir. Yani tanınmaya ve markalaşmaya götürecek çok sebep vardır. Önemli olan onu yakalamak ve çalışmaları o doğrultuda yürütebilmek.

Elazığ’a, Tunceli’ye ve Erzincan’a bir tur düzenledik. Bu bölgeyi ayrıntılı gezmem ilk oldu. Hatta Kemaliye’ye, Ovacık’a ilk olarak gitmiş oldum, Munzur gözelerini ilk olarak gördüm. Buraların, Belediye Başkanı Maçoğlu olmasaydı, Kemaliye’nin Apçağa köyünde Ahmet Kutsi Tecer doğmasaydı ve “Orada bir köy var uzakta, o köy bizim köyümüzdür. Gezmesek de tozmasak da o köy bizim köyümüzdür’’ diye yazmasaydı, bu derece popüler olmaları ve turist çekmeleri mümkün olmazdı.

Belediye Başkanı Maçoğlu, yaptığımız görüşmede, 2019 senesinde 1 milyon turist beklediklerini söyledi ve ekledi: “bizden dolayı, bizde yeteri kadar konaklama tesisi olmadığından bize gelen turistler Elazığ’da, Erzincan’da konaklıyorlar”.

Bahsettiğimiz kişilerin katkıları ile bölgede bulunan diğer turistik değerler de ön plana çıkmış oldu. İnsanların bölgeyi tanımalarına vesile oldular. Turizm buralarda daha da büyüyecektir, insan sayısı artacaktır, turist çeşitliliği olacaktır; termal turizmi, trecking, rafting, göl turizmi (Munzur çayında olduğu gibi), avcılık, kış turizmi, (kayak merkezleri oluşacak) vs. Sayın Maçoğlu’nun dediği gibi turist sayısı da, otel sayısı da artacaktır. Daha nitelikli oteller gelecektir. Bunların hepsi hoş güzel fakat turizm de çözüm üretmiyor. Gördüğümüz ve fark ettiğimiz gibi, kontrollü bir büyüme yok, gelen gelir, istediği gibi (kötü anlamda) doğayı kullanır ve gider. Bilhassa doğayı nasıl koruruz sorusu karşımızda durmaktadır. Munzur gözelerindeki su rast gele akmakta, gelenler de en ücra gözeye engel ile karşılaşmadan gidebilmekte, endemik bitkileri koparmakta, piknik yapmakta, mangal yakmaktalar.

Turizmin her çeşidinde tecrübelerimiz oldukça fazla. Sadece tecrübelerimize dayanarak hareket etsek yeterli gelecektir. Yeter ki kontrol edelim, dikkatli olalım. Burada en büyük görev Bölgede ki STK’lara düşmekte.

Bir dönem turizm denince sadece arkeolojik değeri olan yerler söz konusu olurdu. Rehberlerimizin eğitim ve ihtisas gezileri de buna göre yapılırdı. Bu tür geziler buralara yapılmamakta. Halbuki rehberler gördüklerini not ederler. Bu bölgede rehber eksikliği var, hatta hiç rehber yok. Yetkili kurumların bunu da değerlendirmeleri gerekir.


Bu Makale 07.06.2019 - 12:29:28 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.