Can Pulak

Kış turizmi gözlem turu

Ölü sezonda turizm merkezleri tenhalaşır, oteller kapanır veya sinek avlar, restoranlar ya ayakta kalmaya çalışır yada can çekişir, dükkanlar genelde aya siftahsız kilit basar, özetle sezonun açılmasını bekler hepsi…

    
 Bizde durum böyleyken, Avrupa ezberi bozmak için ne mümkünse yapıyor. Fuarlar düzenliyor, dünya emeklilerine cazip programlar geliştiriyor, sağlık ve terapi turlarını organize ediyor, köyleri özleyen veya unutanlara nostaljik tatiller yaşatıyor.
     
Acenteler çok enerjik. Neredeyse kelebek avına çıkmış gibi, elde kepçe tüm dünyayı dolaşıp turist yakalıyorlar. Sloganları da çok iyi…
   
 -Artık evde oturmak yok. Dünyayı gezmek evde oturmaktan daha ekonomik…
     
Size bu yazıyı, Nice-Montekarlo-Cannes hattından yazıyorum. Hava kapalı, hatta zaman zaman yağmur da yağıyor. Ama ortalık kalabalık, hayat canlı, oteller ve restoranlar iyi iş yapıyor. Bu mevsimde para harcayan ve gezen kesim, orta yaşın üzerinde. Çoğu da emekli gibi…
     
Nice’de golf ve köy turizmi ağır basıyor. Acentenin birine girdim ve günü nasıl geçirebileceğimi sordum. Yakındaki bir köye tur varmış.170 yıllık bir parfüm fabrikasını gezebilir, sıcak şarap içerek yöresel yemekleri yiyebilir, köyden ilginç hatıralık şeyler alabilirmişiz. Tur fiyatı 80 Euro…
     
Gözünü sevdiğimin Türkiye’si, Ege’deki köylerin güzelliğine ve zenginliğine hiçbir yerde rastlayamazsınız. Niye yapmayız ki köy turlarını? Sadece Ege mi, Akdeniz ve Karadeniz köylerini bir tanıtsak, günübirlik de olsa şöyle cazip programlar yapsak, inanıyorum ki çok para kazanır, köy projelerini ciddi bir çekim alanı haline getirebiliriz. Ama bunu masalarında oturan ve gazetelere çarşaf çarşaf ilan veren acentelerimiz başaramaz. Devir değişti, turist internetle yapıyor tüm organizasyonu. Ülkelere bakıyor, yeni şeyler arıyor. Şimdi revaçta olan kültür, sağlık, spor, yemek, doğa, golf ve köy turizmi. Acentelerimiz artık müşteri beklemek yerine, müşterinin ayağına gitmeli ve dünyadaki değişikliğin farkına varabilmeli…
    
 Cannes’te, hani şu film festivali ile ünlü şehirde, fuarlar birbirini izliyor. Bu hafta Uluslararası Yapı ve emlak fuarı vardı. Onu gezdik… Haftaya (dünya basın fuarı),sonrada gençlik fuarı olacakmış. Unutmadan söyleyeyim, Türkiye gençlik turizmiyle mutlaka ilgilenmeli ve dünya gençlerine kamplar ve programlar yapmalı…
     
Cannes’te şu kış günü tüm oteller dolu. Aylar önceden rezervasyon yapmak zorundasınız. Aksi halde bizim gibi,40 kilometre ötede zor yer bulursunuz. Nice’de kalır, Cannes’te fuar izlersiniz. Olmazsa Montecarlo’da yer ararsınız. Yeri gelmişken söyleyeyim, yazın iğne atsanız yere düşmeyecek kumarhanelerde, kışın pek kimse oynamıyor. Üçünü dolaştım, dişe dokunur bir kalabalık ve yüklü bir oyun yoktu. Dedim ya, cebinde parası olanlar yeni ve cazip şeyler arıyorlar artık…
     
Fransız’lar Nice havaalanını denizi doldurarak yapmışlar. Güzel de olmuş ama bizim Türk havaalanları çok daha iyi ve gösterişli. Örneğin Hatay’a yaptığımız alan, Nice’ye fark atar. Bizim hatamız, havaalanlarımıza gerekli ruhu ve canlılığı kazandıramamak… Örneğin Bodrum’da dükkan yok, restoran tek ve pahalı. Giderayak bir hediye almaya kalksanız, bulamazsınız. Dalaman da öyle, diğer küçük alanlar da… Nedenini araştırdım. öyle astronomik kiralar istiyorlarmış ki, kimse ödeyemiyormuş o parayı. Bu konunun üzerinde ciddiyetle durmak lazım, sadece onun değil otopark paralarının da…
     
Biliyor musunuz, Nice’yi bizim Foçalılar kurmuş. Sen Ege’den kalk, oralara kadar git ve dünya turizminin gözbebeğini kur. Yahu oralara kadar gideceğinize,önce bizim Foça’yı düzeltseydiniz ya. Her neyse…  Nice’yi kalkındıran önce İngilizler, şimdi de Rus’lar çok emlak alıyor. Kışın 400 bin kişinin yaşadığı bu kentte, yazın nüfus 1,5 milyonu aşıyormuş.Cannes’de de durum aynı, Montecarlo’da da.
     
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Bu Makale 17.04.2013 - 10:39:16 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
  • Mustafa Güven Belit International Ltd.Şti. 12.04.2013 - 02:08

    Merhaba Can Bey , Öncelikle değinmiş olduğunuz konunun hassasiyetinden ötürü size teşekkürü borç biliriz. Bölgesel kalkınma ajanslarının bu gibi projelere desteklerinin varlığı aşikar lakin Mehmet Bicer Beyinde dediği gibi özel sektörün yarımı olmaksızın kalkınma ajansları ile ortak çalışmalar yaparak bu gibi projeleri hayata geçirme şansı olmuyor. Biz Kapadokya bölgesinde faaliyet gösteriyoruz ve bu konu üzerinde ciddiyet ile duruyoruz lakin yatırım gücümüzün fazla olmamasından ötürü şu an için bir girişimimiz olamadı. Alternatif Turizmin ne denli ciddi bir pazar olduğunun farkında olup gelecekteki en önemli turizm treninin olacağının da yıllardır bilincinde olup araştırmalarımızı o yönde yapmaktayız.. Saygılarımızla..

  • Mehmet Bicer 08.04.2013 - 12:00

    Merhaba Can Bey, Keni imkanlarım ile Antalyanın yanıbaşında terk edilmiş bir köyü kimseden destek görmeden turizm açtım Bu alanda birçok hibe proğramı olmasına rağmen projem hep teğet geçildi, sağlık olsun... Oluşturduğum tesisin adı Pure Life Village olup detaylı bilgi için www.purelifevillage.com web sitemi ziyaret etmenizi rica ediyorum. Özellikle pazarlama konusunda önerilerinize ihtiyacım var. Yeni turizm fikir ve ürünleri hakkında yazılarınızın devam etmesi dileğiyle1...

En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.