Katliam
Günümüz insanı çıkarları uğruna umarsızca önüne çıkan her engeli yok etmeye o kadar alıştı ki, artık ne yapılsa, ne görsek şaşırmıyoruz.
Madenleri, petrolü için bir devleti, halkı yok etmek normal, mobilya ve kağıt için yağmur ormanlarını yok etmek normal, petrol çıkarmak için denizi kirletip balıkları öldürmek normal, anlık zevkler için karşı cinsi kullanmak normal, para ele geçirmek için rüşvet ve hırsızlık (küçük miktar olmadığı sürece) normal, kanserojen gıda maddelerini süsleyip, püsleyip halka satmak normal, daha iyi temizleyen kanserojen deterjanları piyasaya sürmek normal, lüks site yapmak için ormanları katletmek normal, bir fikri kabul ettirmek için şiddet uygulamak normal…
Şimdi de Türkiye’de yeni çıkacak olan kanunun tasarısına göre her türlü milli parkı, doğal hayatı, sahillerimizi, bu güne kadar korunmaya çalışılan güzelliklerimizi ve milli değerlerimizi adı ile tezat ‘Tabiat Kanunu’ tasarısı ile KATLİAMA HAZIR hale getiriyoruz. Bu da normal…
Ben bir turizmci olarak doğal hayatımızın hiçbir şekilde ‘Turizm Teşvik’ kapsamında katledilmesini kabul edemem. Turizmi geliştireceğiz kisvesi altında doğanın katledilmesinin hesabını turizmciler nasıl verecek? Taş yerim daha iyi.
Bıraksak Milli Parklar doğasıyla kalsa, kirletilmese, insanlaşmasa, yaban hayat şu azıcık kalan yerlerde torunlarımıza miras kalsa, tüketmesek, katletmesek ne olur?
Konu dağı, taşı, ormanı, nehiri, denizi her önümüze gelen yeri paraya çevirmek mi? Nakit zenginlik geçici, doğal zenginlik ise kalıcı.
Çıkacak olan bu yasada bilerek veya bilmeyerek bırakılmış açıklıklar ve zafiyetler kullanılarak nerelerin bir daha tamir edilemeyecek şekilde ve büyük bir hız ile YOK edileceğinin, katledileceğinin ve bu alanları kimin paylaşacağının hesapları eminim yapılmamıştır. Parklar, nehirler, göller, sahiller eminim paylaşılmamıştır. Eminim devlet dairelerinde bu yasanın çıkmasını ve çıkacak yasa ile hızla onaydan geçirilmeyi bekleyen yığınla dosya yoktur. Bu katliam başlamadan bu yasa durdurulmalı, yeniden düzenlenmeli; doğamızı, tarımımızı, insanımızı koruyacak, her şeyin para olmadığı, yasalar yapılmalı. Doğal zenginliklerimizi koruyarak turizm’in başarısı güvence altına alınmalı.
Özellikle bilim insanlarından ve profesyonellerden oluşan sivil toplum örgütlerinin sesine kulak verilmeli. Onların deneyimlerinden, bilgilerinden faydalanılmalı. Dünya’ya, bilime ve tüm dış seslere burnu yukarıda ben bilirim edaları ile bakılmadan değer verilerek dinlenmeli ve uygulamaya o örgütlerde dâhil edilmeli.
Turizm Sektörü’nün sivil toplum örgütleri HIZLA bu girişimin durdurulması için siyasi girişimlerde bulunacak ve Halkla İlişkiler çabalarına girişecekler mi? Yoksa sektörümüz temsilcileri bu katliam hazırlıklarını seyredecek mi? Girişimlerde bulundularsa, neler yaptıklarını biz profesyonellere de basın yolu ile açıklarlarsa seviniriz.
Doğa katliamı asla insanlığa fayda getirmez, doğa katliamı ile sağlanan rant’ı doğa misliyle geri alır.
Kalın sağlıcakla…
Bu Makale 18.06.2013 - 09:58:28 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
-
YÜREĞİNİZE KALBİNİZE SAĞLIK MEHMET BEY.
ÇOK İHTİYAÇ DUYDUĞUMUZ BU GÜNLERDE BÖYLESİNE BİR DUYARLILIK GÖSTERİP İVEDİ OLARAK KALEME ALMANIZ GERÇEKTEN MUTLULUK VE KIVANÇ VERİCİ TEKRAR TEŞEKKÜRLER...