Kalifiye işverenler aranıyor!
Turizm sektörüne dair yazan çok az kadın köşe yazarı var, bir kadın olarak olaylara elbette bazı erkekler kadar acımasız bakamıyorum.
Kadın bakış açısı bu sektöre şart. Son günlerde duyduklarım karşısında şaşırmamakla birlikte, ciddi şekilde üzülüyorum.1998 yılında turizm lisesine giriş yaptığım günden bu yana değişmeyen iki tekerleme var.
1. Türkiye deniz kum güneşten ibaret değil
2. Kalifiye çalışan bulamıyoruz.
Ancak ikisinden de kurtulamıyoruz çünkü biri için yeterli yatırım, vizyon ve cesaret; diğeri için de önce iş verenlerin kalifiye olması gerekiyor. Her krizde ilk olarak çalışanlarınızı harcıyorsunuz. Üstelik bazılarınız bunları türlü oyunlar ile yapıyor. Önce sizler ne kadar çalışılmak istenen, güvenilir, insana değer veren, çalışanını robot değil insan yerine koyan işverenler olduğunuzu ölçün sonra kalifiye çalışanları hak edin! Sanki Türkiye’de işverenler muhteşemlermiş gibi bir de sürekli olarak ‘‘kalifiye eleman bulamıyoruz’’ diye dert yanıyorlar. Sektörde çalışanına hak ettiği değeri veren, kriz anında kemer sıkma politikalarını acımasızca uygulamayan, vicdan sahibi çok az işveren, kurum var. Onları yıllardır ayakta tutan da ne verdikleri reklamlar, ne şaşalı otelleri, ne de gösterişli hayatları; onları güçlü kılan vizyonları ve çalışanları! Emekçisi ile paylaşan, gözünün üstünde kaş var deyip insan harcamayan, bir insanı işten çıkarmamak için işe alım süreçlerini ince eleyip sık dokuyan şirketler var. Evet, gerçekten varlar, var olduklarını bizzat biliyorum, çok azlar, ancak varlar. Onları çok seviyor ve müthiş saygı duyuyorum. Bir de diğerleri var, maalesef çoğunlukta olan diğerleri; altın varaklı odalar yapıp çalışanının yüzüne bakmayan, onu insan yerine koymayan, üç kuruş az ödemek için türlü takla atan diğerleri. Siz önce kendiniz kalifiye olun! Dünya vatandaşı olun, paranızla değil duruşunuzla saygı kazanın ki kalifiye çalışanlar da gelip şirketinizde çalışsın. Biliyor musunuz, bir gün bu sektörden yok olacaksınız. Vicdansızlıklarınız ve adaletsizlikleriniz sizi bitirecek. Bugün cebimde kaldı dediğiniz o paralarınız gün gelecek uçup gidecek, çünkü adil değilsiniz ve adalet er ya da geç tecelli eder.
Korona nedeniyle uzun süreli ücretsiz izin uygulamaları ve işten çıkarmalar başladı
Bazı şirketler çalışan sayılarını ciddi şekilde azalttı, içeride kalan 3-5 kişiyi de tam zamanlı çalıştırıp yarım maaş veriyorlar. Yıllardır piyasada olup da üç kişinin maaşını bile tam ödeyecek kadar sermayeniz yoksa ya siz ticarette kötüsünüz ya da fırsatçısınız demektir. Satın lüks arabalarınızı çalışanlarınızın maaşını verin, bu kadar da fırsatçı olmayın. İtibarınız lüks arabanızdan daha değerli, ancak birçoğunuz itibarınıza önem vermiyorsunuz. Sonra çok daha güzellerini alırsınız hem de bugün sahip çıkacağınız çalışanlarınızın sayesinde!
Bakanlık destek planında, çalışanlara yönelik SSK gibi giderler başta olmak üzere sektörü çok ama çok ciddi şekilde desteklemek zorunda. Bayram demeyen, yılbaşı bilmeyen, haftanın altı günü çalışan emekçi turizm çalışanları kısa sezonlar ile mücadele ederken, bir de işsizlik ve ani işten çıkarmalar nedeniyle sektörden iyice uzaklaşıyorlar. Mevcut yetişmiş personeli elinizde tutamıyorsunuz ama sırf proje olsun diye meslek liselerine ‘’şöyle yatırım, böyle kardeş okul’’ vs. diyorsunuz. Lütfen turizm emekçilerini bozuk para harcar gibi harcamaktan vazgeçin. Bu kriz de bitecek, talan ettiğiniz, acımadan kapının önüne koyduğunuz, karşınıza alıp birlikte nasıl çözümler üretebiliriz demeden gönderdiğiniz o insanların aileleri var. Elbette iş yokken boş oturtun, maaş ödeyin demiyorum ancak birlikte çözümler geliştirmeye yönelik çaba gösterin. Biraz çalışanlarınız sizi idare etsin, biraz siz onları. Lütfen biraz cesur olun. Bugün siz çalışanlarınıza sahip çıkacaksınız; yarın ve her gün de onlar size. Otelleriniz turizm emekçileri olmadan hiçbir anlam ifade etmiyor. Biraz sakin olun ve korkmayın, bu kriz el birliği ile aşılır. Lütfen çalışanlarınıza sahip çıkın.
Bu Makale 18.03.2020 - 11:47:16 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
-
Merhaba,
Yazdıklarınıza tümden katılıyorum.
Kendi lükslerinden vazgeçmeyip, personelinden sadece kesmek ile kalmayıp artı ücretsiz fazla mesai isteyip, o da yetmiyormuş gibi hayvan muamelesi yapan işverenler gördüm. Yurtdışı otelcilikten gelen ve 5 dil bilen bir kişi olarak bunu yazıyorum. En son patronum, aynı bu şekilde davranıyordu. Sorun dinlemez, fikrinizi sormaz ve her b*ku ben bilirim mantığında hareket etmekte.
Ben yurtdışına geri döneceğim, Türkiye’de bana yer yok. Diğer meslektaşlarıma başarılar dilerim…
Ülkeye yazık… kalifiye elemana 3 verip 10 istemeyle daha çok sıkıntı çekecek bu ülke…
-
Bu değerli yazınız için çok teşekkür ederim
Tamda bizlerin anlatmak istediği herşeyi noktası vigulune anlatmışsınız şuan yuzbinlerce turizm çalışanı maalesef işten çıkarılıyor bu zor günde tüm elemanlarını evlerine gönderip ama maaşlarını eksiksiz yatiracagini söyleyen BARUT OTELLERİNE sizin nezdinizde teşekkür etmek istiyorum insalalh bu gibi örnekler çoğalır
Sizde bu konuya bir parmak basarsanız inanın tüm emekçi işçilerin umudu olursunuz herşey için çok teşekkürler
-
Teşekkürler Birgül hanım, ne güzelde ifade etmişsiniz sektörün acımasız halini.. Birde köşenizde işverene değilde, işçiye direk devlet desteği konusunda bir şeyler yazsanız, belki devlet büyüklerimiz okur ve bir çözüm bulurlar. İşverene verilen desteğin adı ne olursa olsun hiç bir şekilde personele yansımıyor. İşveren ne desteği alırsa alsın hep bildiğini okuyor ve verilen hiç bir teşvik personele hiç bir şekilde direk olarak yansımıyor. Tüm teşviklerden sadece işveren kazanıyor. Hiç bir işveren teşvik aldım diye bir personeli bir gün fazla çalıştırmıyor. Yazık değilmi bu çalışan insanlara.....
-
Yazınız için teşekkür ederim. Gerçekten çalışanına değer veren, onlarla ilgilenen, kalifiye çalışanını kaybederse sermayesini ve işini de kaybedeceğini tecrübe edinmiş ya da görmüş azınlıkta olsa da birkaç patron var. Süreç umarım uzun sürmez bu iyi niyetli işletme sahipleri ilerleyen süreçte ayakta kalır ve en az kayıpla devam ederler. Diğerleri için ise zaten eninde sonunda kaybedecekler bu kriz sadece kaybedişlerine ivme kazandıracak ve sermayeleri el değiştirecektir.
-
Merhabalar,
Öncelikle yazınız için sizi tebrik ediyor ve her noktasına katılıyorum. Dünyanın öbür ucunda yağmur yağsa Türkiye turizminde fırtınalar kopuyor. Bu kelebek etkisi her zaman olduğu gibi bugün de çalışanları vuruyor. Belirsiz bir tarihe kadar askıya alınmak, ücretsiz izne yollanmak gibi yollarla hem bizlere ödedikleri 3-5 kuruştan kendilerince kâr elde edip hem de her fırsatta işverene destek veren ülke yönetiminin tüm imkanlarından faydalanıyorlar. Burada kabahat işveren kadar mevcut yönetimin ya da kaba tabirle devletindir. Dün açıklanan pakette işçiler adına elle tutulur hiçbir madde yok. Kredi borçları olan sanki sadece işletme sahipleriymiş gibi bir paket açıkladılar. 3 gün önce iş akdimiz askiya alındı ve şuan işsiz durumdayız. Borçlarımızı nasıl ödeyeceğimizi devlet başkanımız düşünmemiştir bile. 2004'te başladığım Turizm sektöründen kopmaktan başka bir çarem kalmıyor şu durumda. Nitekim mültecilere dahi 40 milyar $ (yaklaşık 250 milyar $) harcama yapılabiliyorken, kriz durumunda ülkenin tamamına ayrılan para 100 milyar $. Devletimizin heryere ve herşeye maddi destek verecek gücü varken kendi vatandaşlarının mağduriyetini gidermeye parası yok. En azından 20 maddenin içine birkaç madde de işçiler için eklenebilirdi. Mevcut borçlar, krediler, faturalar 3 ay ertelenebilir. İşsizlik fonundaki parayı KGF'ye aktarma düşüncesi yerine bu süreçte ait olduğu yere işsiz kalan vatandaşlara verilebilirdi. Bu kriz atlatılana kadar vatandaşların istihdamını veya gelir dengesini bozmamak adına maaşlarını ve sgk primlerini devlet karşılayabilirdi. Nitekim mültecilere bile gönül rahatlığıyla harcanan bu paralar, dün çalışan ancak bugün işsiz kalan insanların maaşlarına uygulanan vergi ve kesintilerle elde edildi. Sözün özü; Benim paramı bana vermiyorlar. Böyle yapan birinin literatürde mutlaka bir adı vardır. Sizce bunlara ne denir?
-
öncelikli olarak bu yazınız için size teşekürederim. ülkemizde anca turizm gelirleri açılanız ve bir kıriz oldugunda anca otelciye ve hava yollarına destek var işciye hiçbir zaman birşey yok o yüzden de oteller sürekli el ve isim değiştiriyor bilmiyorlar ki kalifiye eleman =memmuniyet o yüzden sürekli batıyor ve kaybolup gidiyorlar....
-
Ben sac isleme uzerine tum makineleri tam olarak biliyor ve yapiyorum , abkant lazer solidworks tasarim lantek metalix , bu beni kalifiyeli eleman yapar aldigim para 3000 tl anlastim ama + agi yok agiyi kendine dusuyolar yani 2750 tl cikiyor cebinden benim maasim . Simdi ben bunu biliyor fakat konusmuyorum cunku sen beni aptal yerine koyuyosun . Yarin ben daha iyi is bulursam suanki isimi birakirmiyim birakirim . Bana deme beni yari yolda birakyi diye . Bu verdigim ornek en basit orneklerden birisi daha birsuru var . Madem islerinin tikir tikir yurumesini istiyosun adama deger vereceksin . Yerine aldigin adam makineye alisana kadar bozacak kiracak dokecek bunuda dusun....
-
Muthis bir yazi tebrikler.
2 hafta once sirf turizm icin degil
Tun sektorler icin yazdim;
Kalifiye calisan yerine kalifiye patron
-
Değerli yorumlarınız için teşekkür ederim, Faruk Bey ve isimsiz- yorum bırakan okurumuz.
Levent Bey, anladığım kadarıyla siz en azından şu an elinizden geleni yapmaya çalışıyorsunuz, deniyorsunuz, hiç denemeden çözüm üretmeden direkt işten çıkaranlar var. Elbette sektör düzelmezse iş veren kazanmazsa çalışanına nasıl maaş versin ancak daha işin en başında bu yolu seçmek çok insafsızca. Dilerim en az kayıp ve zararla bu süreci atlatırız.
-
Otel personelimizin ve ailelerinin sağlığı başta geldiği için geçici süre ile misafir kabul etmiyoruz.Birikmiş izinlerini kullanmalarını sağlıyoruz.Ancak ; uzun süre sürdüremeyiz bu durumu.
-
Ellerinize sağlık.Bastan sona doğru tespitlerle dolu bir yazı.Sorunun kaynağı her zaman önce kendisini düşünen patronlar.Sorunun kaynağı belli.
-
Gerçekten o kadar haklısınız ki. Şu anda büyük tur operatorleri ciddi anlamda personel çıkarımına başladı, ücretsiz izin uygulamaları ile %25 maaş kesintilerine başladılar.Bu durum turizm gazeteleri de dahil olmak üzere hiçbir yerde gündem maddesi olmadı.Ne yazık ki bütün sektördeki patronların 'Zor durumdayız' konuları gündemden hiç düşmüyor.