Serdar Sağlamtunç / FCSI

Kafayı değiştirmek

Kafayı değiştirmek

Konaklama ve yiyecek içecek sektörlerindeki salgın sonrasında yapılması öngörülen değişimler Avrupa ülkelerinde adım adım hayata geçirilmeye başlanmış. Bunu geçen hafta salgın sonrası ilk defa çıktığım yurt dışı gezisinde gözleme fırsatı buldum. Bu konu ile ilgili olan veya nelerin değişeceğini merak eden olursa, salgın döneminde TurizmGüncel’deki eski yazılarıma bakabilirler.

Seyahate başlarken maalesef ülkenin başşehri Ankara’dan doğrudan uçuş olmadığı için erken bir saatte uçuş ile İstanbul’a, yeni havalimanına gidip orada 5-6 saat beklemek zorunluluğu ciddi bir sıkıntı. Buna tek neden yeni tesisin ne kadar fazla kişi tarafından kullanıldığını rakam olarak göstermek. Tabi rakamlar hakkında son dönemlerdeki doğruluk ve şeffaflık ise büyük soru işaretidir.

Esenboğa’da beklerken internet bağlantısının bedava olduğu yazıyor ve denemek istedim. Bağlantı asla kurulamıyor. Yakındaki bir telefon hizmet sağlayıcının bankosuna bu sistemin çalışıp çalışmadığını sordum. Çok beklersiniz ancak isterseniz size bağlantı için bir kart satayım dedi. Bu detay ilginç çünkü 2016’dan beri yurt dışındaki bütün havalimanlarında internet bağlantısı bedava ve hızı yüksek. Bizim yetkili kişiler henüz bu gerçeği keşfedememişler veya kurnazlık yaparak sadece üç beş kuruş paranın peşindeler. İstanbul’da da bir saat bedava internet ilanları var ve totemlerde pasaport kaydırarak kayıt yapmanız gerekiyor. Bu detay niye önemli? Çünkü özellikle tur satışlarında bir seçenektir. Bir saat üzerinde uçuş beklemek durumunda olan yabancı bir yolcu mecburen ilave para ödemek zorundadır. Burada bir kez daha ücretlerin çok pahalı ancak bağlanma hız ve kalitesinin ne kadar düşük olduğunu vurgulamak gerekli. Bunun değişmesi için turizm ile uğraşan meslek kişileri çaba göstermelidir.

İstanbul Havalimanı devasa bir yapı ama gereksiz bir büyüklük söz konusudur. Mühendislik ve verimlilik açısından bakınca görüntü çok değişiyor. Örneğin uçak inince pistte 15 dakika taksi yapmak zorunda. Kalkarken de aynı süre söz konusu. Bu hem uçuş zamanına otomatik olarak ekleniyor hem de pistte harcanan yakıt gereksiz yere bir maliyet ve de devasa bir karbon ayak izi oluşturacak nitelikte. Yakın erimde küresel yeşil mutabakat programına göre epey tartışma yaratacak bir konu. Şimdiden uyarmış olayım.   

THY henüz salgın sonrası düzelme sürecine girememiş ve olası müşteri artışına hazır değil. Eğer online işlem seçeneği olmasa uzun süre beklemek gerekecek. Seyahat öncesi teyit etmiş olmama rağmen yıllardır tercih olarak seçtiğim vejetaryen yemek kaydı bile yok. Vejetaryen menü konusunu geçmiş yıllarda defalarca yönetime yazmıştım ve sebze ağırlıklı beslenme çeşitlerinin daha cazip hale getirilmesinin uygun olacağını, bunun maliyet ve sağlık açısından desteklenmesi gereken bir detay olduğunu anlatmıştım. Demek ki anlatamamışım. Uçakta makarna veya tavuk seçeneği vardı ve gelen yemek ılıktı. Dönüşte uçak önce bilinmeyen bir nedenle 1,5 saat geç kalkacak diye anons edildi, sonra teknik arıza var dendi ve sonra kalkış yapıldı. Kaybedilen zaman 2 saat. Bağlantılı uçuşumu kaçırdım doğal olarak. Bir sonraki uçuş için yetkiliye gittiğimde biraz beklemem gerektiği ve bir ayarlama yapacaklarını söylediler. Yapılan rötarı bilmeleri gerekirken neden bir düzenleme yapılmadığını sorunca, bunu şikâyet olarak yazın dediler. İyi mi? Epey sonra koltuk numarasız ve bekleyen yolcu statüsünde bilet değişikliği yapıldığını bildirdiler. Nasıl yani uçak kapasitesi belli değil mi, ayakta mı uçacağız gibi deli sorular akla geliyor tabi ki. Ama hiçbiri değil, kapıya gidince bir aklı evvel, daha geç bir uçuşa razı olursam bana bir yıl içinde yurt içinde bedava gidiş dönüş bilet vereceklerini söyledi. Benim gibi olan kişi sayısı 15-20 kişi. Sonra herkese yer bulundu. Peki, bu karmaşaya gerek var mıydı? Uçuş yapacak uçak tipi, bilet alan yolcu sayısı, rötar yapan kişiler belli ise neden bir kaos yaratıldı? Anlaşılan THY kurum olarak var ama içi boşalmış. Yazık!

Teknik bir gezi için gittiğim yer bir sanayi ülkesinin yaklaşık 60 bin nüfuslu kasabası ve endüstriyel mutfaklarda kullanılan önemli bir cihazın üretildiği iki ayrı dünya markasının üretildiği yer. Büyük şehre 2 saat mesafede ve sanayi yanında üzüm, mısır ve diğer gıda çeşitlerini üretiyor. Böyle bir katma değere sahip bir yerleşke biz de var mı? Yok! Dağlar üzüm bağları ve dolayısıyla şarap üretimi yapılıyor. Ama dikkatimi çeken, tarlalarda üretilen ürünlerin ve bağların mühendis titizliği ile düzenlenmiş olması ve de aralarında sınır olmaması. Sebebini sorunca, bunun sıradan ve normal normal olduğu, her toprak sahibinin kendi sınırını bildiği, kimsenin diğerine tecavüz etmek gibi bir niyetinin olamayacağını öğrendim. Alınacak büyük derslerden bir başkası. Niyet önemli!

 

Toplantıda ürün tanıtımı yanında gelecek nesil ilerlemelerin hangi yöne olacağı ve buna uygun alınan tedbirler, yeni üretimler de tanıtıldı. Uluslararası bir düzey ve ondan fazla değişik ülkeden gelen kişiler ile güzel bir sinerji ortaya çıkmış oldu. Asıl üretim dalına ilave olarak çevreyi gözeten ve yeni çözümler getiren üretimler öne çıkıyor. Ticari ve teknik ilerlemeler daha temiz bir dünyaya nasıl ulaşılabileceği konusunda yapılacak her çalışma değerli ve gelecek vaat ediyor. Bu tür çalışmaların yerli imalatçılar tarafından da benimsenmesi gerekli. Cümlenin başına veya sonuna “temiz”, “yeşil” kondurarak çevre sorunlarının bertaraf edilmesine katkı yapılamaz. Örneğin, müsilaj halen duruyor ve geçen süre içinde alınan önlemler nedir?

Kaldığımız otel yüzlerce yıllık bir bina ve eskiye sadık kalınarak yapılmış eklentiler ile çalışmakta. Gece konaklama bedeli 170-200 euro civarında. Bizde bu rakamlar büyük şehirlerde alınabiliyor mu? Grup olarak yemek yenebilecek dağlarda iki ayrı restoran deneyimi ilginçti. İlkinde şarap türleri ile ince pide çeşitlerinden 7-8 değişik ürün geldi, parçalara ayrılmış ve sıcak şekilde tüketildi. İkincide ana yemek üç değişik et yanında makarna, patates ve sebze. Basitlik ancak fonksiyonelliği fark ediyor musunuz? Buradaki kritik nokta tesislerin kendi bölgelerinde tek olmaları, şatafattan uzak ancak manzara ve iyi servis ile sonlandırmaları. Dönüşte büyük şehirde kaldığımız otel ise gecelik 300 euro kahvaltı istenirse 40 euro. Bulunduğumuz dönem fuar da varmış ve doluluk oranları yüksekti. Burada ilgi çekici olan turizm olayının nasıl diğer etkinlikler ile bir araya başarı ile getirilme becerisidir. Fuar tarafı da ilginçtir çünkü düzenleyen ülkenin o konuda sürekli ilerleyerek, icatlar ve yenilikleri piyasaya dolayısıyla dünyaya göstermek hedefinde olması önemlidir.

Konaklama ve yiyecek içecek sektörlerine sanayi ve toplantılar ile yapılacak destekler sistem kurgusu ve geleceğe yönelik projeleri geliştirici etkiye sahiptir. Bu eşik iyi bir planlama çalışması ile aşılabilir ama ana sorun turizmin üretim ayağı olmadan kurgulanmasının para kazandırmayacağını anlamaktır. Burada turizm paydaşları ile birlikte bir uzlaşmaya varılabilirse hayal edilen rakamlara ulaşılabilir. Yoksa gerisi laf-ı güzaftır.   


Bu Makale 01.07.2022 - 08:39:47 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.