Kafalar
Sars gider, domuz gribi gelir, sonra onun kuş versiyonu, o da gider corona gelir sonrası Allah Kerim.
Putin gider Potin gelir, Obama gider, Trump gelir, ardından belki Joker ABD başkanı olur falan, filan.
Bunlar bitmez dostlar, bitmeyece de. Esas olan her daim temkinli davranmak ve tetikte olmak. Zira bu devir öncekilere hiç mi hiç benzemeyen çok başka bir devir. Gardımızı asla düşürmememiz gereken bir garip çağ. Bu da geçer, ayaklarımızı yere biraz daha sağlam basıp, dişilerimizi biraz daha sıkacağız o kadar. Hatta şarkısı bile var, İbrahim Tatlıse’den;
Bu da geçer
Bu da geçer, bu da geçer, alışmalısın.
Hemen karar verme, sabret.
Bu da geçer dayanmalısın, dayanmalısın.
Böyle kalmaz zamanlar, düzelir elbet.
Bu da geçer arkadaş bu da, üzülme.
Bunlar bu fani dünyada müdahale şansımız olmayan, ancak hayatlarımızı fazlasıyla etkileyen durum ve karakterler. Düzeltebilir ya da yokmuş gibi davranabilir miyiz? Hayır. Bizim düzeltmemiz gereken başka şeyler var, örneğin kafamız. Mümkünse oradan başlayalım. Becerebilirsek göreceksiniz her şey çok daha güzel olacak. Valla billa, yeminle, amin.
Öyleyse bu yazı, kafasını çok geçmeden değiştirmesi gerekenlere gelsin.
Örneğin;
Çalıştığın işletmeyi beğenmiyor musun? Patronla, genel müdürle, diğer mesai arkadaşlarınla, kapıdaki güvenlikçi kızla, genel müdür sekreteriyle ya da alayı ile sorunun mu var? İstifa et, işi bırak, telefon aç gelmiyorum de, hatta haber bile verme Kuala Lumpur’a direkt uçuş al, havada iken hostese çaktırmadan whatsapp dan genel müdürüne mesaj at ‘’haydi bana eyvallah’’ diye.
Ama hem çalışıp hem de konuşma be arkadaşım. Dedikodu yapma, küfretme, ekmek yediğin yere hakaret etme. Kuyu kazma, cıngar çıkarma, milletin yüzüne gülüp arkasından sövme. Şirketini hassas ortamlarda kötüleme, aşağılama, özel sırlarını bülbül gibi ötme. İyiyken burası yuvam, kötüyken cehennem benzetmesi yapma. Azıcık delikanlı ol, ısmarlayayım ekmek arası ciğerimi ye.
Örneğin:
Koltuğun hakkını veremeyeceksen müdürcülük oynama. Milleti hayattan soğutma. Oteli kendi oyun alanına çevirme, çalışanlara ızdırap olma, ölmeden cehennemi yaşatma. Bana değmeyen yılan dibine kadar yaşasın ulen kelamından vazcay, delikanlıya yakışmaz zira. Yöneticilik oyun değildir, adı üstünde yönetmek, idare etmek üzere koltuk işgalinde olduğunu unutma. Erkeksen babacan, kadınsan anaç ol, çalışanlarına evladınmış gibi davran. Her bir personelin maaş için, geçinmek için, ekmek parası için orada olduğunu hep anımsa, hatta duvara filan yaz, mümkünse kanıksa.
Özel hayatındaki saçmalıkları asistanınla dahi paylaşma, milletin diline düşme. Yakın olduğun bir müdürüne iltimas geçme, ayrımcılık yapma, diğer yöneticiler hakkında iyi ya da kötü konuşma, birini diğerinden ayrı tutma. Hadi hasbelkader aldın o titri, ama içini boş bırakma. Her ortamda sektörle ilgili konuşacak bir şeylerin olsun eziklenme. Koltuk sıcak ve konforlu gelebilir anlaşılabilir bir durum, ama asla ben oldum deme, bence bunu da duvara yaz.
Örneğin;
Marka bir yönetici mi olmak istiyorsun orta vadede? O zaman çalış hem de çok çalış. Senin üstündekinden 10, altındakinden 5 kat daha fazla çalış. Her olana bitene hakim ol. Fitne fücür ile beslenme, besleme. Asla unutma sadece aptallar ve cahiller fesatlığı uyanıklık zannederler. Diğer tesisler neler yapıyor, nerelerden besleniyor haberdar ol. Dünyayı takip et, lokal kalma. Kültür, sanat, spor, siyaset, ekonomi hepsiyle ilgili en az yarım saat durmaksızın konuşacak kadar bilgi edin, ne işime yarayacak yahu deme, ilgi alanlarını değiştir, geliştir. Arkadaş çevreni renklendir, her kesimden, her sektörden arkadaşın olsun, insan seçme, ayrım yapma. Unutma insan etrafındaki beş kişinin ortalamasıdır, boş beleş tiplerle sadece eğlenceli oldukları için takılma. Adil ol, güvenilir ol. Ayak kaydırmayı, insanların üzerine basarak yukarılara tırmanmayı marifet belleme.
Kafayı değiştirmesi gerekenler ve değiştirmek isteyenlere gelsin.
Bu Makale 07.03.2020 - 19:42:35 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
-
Harika bir makale, bileğinize, beyninize sağlık. Tek bir inanan sayesinde kıyamet gelmezmiş, tek bir aklı başında insan olduğu için de sektör çökmüyor galiba :)
-
Emir bey sizler de bilirsiniz ki o koltukları dolduranların büyük bir çoğunluğu kendini tatmin etmek isteyenlerle dolu malesef, hiç girmeyecekmiş gibi kraldan çok kralcı olanlardan nefret ediyorum otuz yılı aşkın bir turizm hayatımda artık bu tür koltuk sevdalılar ve egocular yüzünden nefret eder hale geldim SAYGILAR
-
Bence tespitlerin muazzam olmuş kardeşim, kendini maaşı artınca egosuda artması gerekiyormuş gibi algılayan g. Müdür, departman müdürü, hatta şefler bile var. Size acı bir tecrübemi aktarmak istiyorum, kemerde ünlü bir grup otelinin genel müdürü, o grubun yeni müdürü olmuş adam öyle bir müdürlük yapıyor ki herkes haksız, herşeye karışıyor, ibadetini yapan burası camii değil diyor, hep kendi haklı, sonuç olarak mutsuz ve stresli insanlar ile dolu Bi işletme, evet otel bölge birincisi ama gönüller kırık, mutsuz olan personel, mutlu olan patron ve onun sarı saçlı mavi gözlü müdürü. Yazık ki ne yazık, bu yazını okuyunca o anlar aklıma geldi. Kal sağlıcakla kardeşim