İstanbul turizmine Barselona modeli
İstanbul bugün geldiği nokta ve ulaştığı büyüklük itibarıyla, aynı sistem içerisinde etkin yönetilemeyebilir.
Çok daha hızlı karar almaya sağlayan, yeni bir yönetim modeline ihtiyaç vardır. Bu model, merkeziyetçilikten uzak ve yerinden yönetim ilkelerine dayanan bir model olmalıdır. İletişim teknolojilerinde baş döndürücü bir şekilde artan hızlı gelişme ve değişim; İstanbul’un son birkaç yıldır artan bir şekilde online kanaldan misafir almasına neden olmaktadır. İşte, bu noktada, kente gelen misafirlerin memnuniyeti ve sürdürülebilirliği için daha dinamik bir yönetim modeli gerekmektedir. Mesela, Barselona turizm modeli incelendiğinde; Barselona Belediyesi, Ticaret Odası ve Tanıtma Vakfı bir araya gelerek, ‘Barselona Turizm Konsorsiyumu’ kurmuştur. Nitekim, Barselona’da, turizmin patronu bu konsorsiyumdur. Hem bu konsorsiyuma bütçelerinden para aktarılmaktadır, hem şehrin önemli yerlerindeki hediyelik eşya dükkanlarından sağladıkları tüm kaynak, kent turizminin iyi olması için projelere ve tanıtıma harcanmaktadır. Zira, sürdürülebilir bir turizm ve hedeflere ulaşma noktasında, İstanbul turizmine de ‘Barselona turizm modeli’ gibi bir yönetim modeli uygulanabilir”
Turistler için ‘İstanbul City Card’ projesi hazırladık, sadece anlatmakla yetindik
Kente gelen turistlerin yaşadığı sıkıntıları çözmeye yönelik çeşitli projeler geliştiriyoruz. Mesela, turistlerin kentte rahatlıkla ulaşımlarını sağlayabilmeleri için tıpkı İstanbulluların kullandığı gibi bir ‘turistik akbil’ projesini tüm detaylarıyla hazırladık ve yetkililere anlattık. Dinleyen herkes, projeyi çok beğendi ve ‘-çok iyi düşünmüşsünüz, başarılı bir çalışma’ dediler. Fakat, hayata geçirmek için de kimse uğraşmayıp, ‘-bu tam olarak bizim yetkimizde değil, bir de şu birimin yetkilisine anlatın’ dediler ve bizleri başka makamlara yönlendirdiler. Özetle, bu karta, ‘İstanbul Welcome Card’ veya ‘İstanbul City Card’ diyebilirdik. Sonuç olarak, proje hayata geçmedi. Oysa, İstanbul turizmi için ‘İstanbul City Card’ konseptindeki bir proje hakikaten çok önemlidir. Çünkü, şu an, hem İstanbul’a gelen turist sayısı artıyor, hem bireysel seyahatler ön plana çıkıyor. İşte, tam bu noktada, var olan akbil sisteminden yaralanarak, yabancıların kentte, hem ulaşımda hem de müze girişinde kullanacakları bir kart gerekmektedir. Böylece turistler, her seferinde bilmedikleri TL para birimini kullanma gereği duymadan, kent içerisinde çok kolay hareket etme imkanı bulabileceklerdi.
Hazırladığımız projeye göre; kente gelen turistler, havalimanına indiklerinde kalış süreleri ve harcama beklentilerine göre, farklı fiyatları olan ve üstüne TL yüklenmiş ‘İstanbul City Card’ları bir ambalaj içinde satın alacaklardı. Bu ambalajın içinde bir tane şehir haritası ve kartın kullanımıyla ilgili bir kitapçık bulunacaktı. Bu kitapçıkla, kartın, nerelerde kullanılacağı anlatılacaktı. Mesela, kart alanlara, ekstra avantajlar da olabilir mi diye de düşündük. Örneğin, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile görüşerek, müzelerde bir indirim verebilirdik veya kentteki bazı restoranlar, bazı tekstil markaları vs bu karta indirim verebilirdi. Böylece; hem turistin işi kolaylaşacaktı, hem kent genelindeki toplu taşıma araçlarını çok rahat kullanacaklardı, hem müze girişlerinde kuyruk oluşmayacaktı, hem bazı mekanların verdiği indirimlerden yararlanacaklardı, hem de kart sayesinde turistlerin hangi toplu taşıma araçlarını kullanıyor vs gibi davranışlarıyla ilgili bir veri oluşacaktı. Sonrasında, turist; İstanbul’dan ayrılırken, bu kartı iade edecek ve harcamadığı parayı da geriye alabilecekti. Tüm detayları hazırlanmış olan bu projede, TUROB olarak biz, sadece bu kartın turistlere ulaştırılması noktasında, otellerimizin resepsiyonlarında bulunduracaktık. Özetle bu proje, turistin hayatını kolaylaştıracak, kentte rahat dolaşımını sağlayacak bir projeydi. Bu arada, üzerine basarak vurgulamak isterim ki, bu proje bize, herhangi ticari bir katkı sağlayacak bir proje de değildir. Zira, proje anlattığımız herkes tarafından beğenildi. Fakat, hayata geçirmek için kentin bir sahibi, bir patronu bulunamadı
Konsorsiyum’da, uzman departmanlar olmalı
Mesala, Barselona turizm modelinde, 7 uzman departman bulunuyor. Bir departman kongre turizmi için uğraşıyor, diğeri spor turizmi, bir diğeri kültür, bir başkası sağlık turizmi gibi konularda yoğun olarak uğraşıyor. İstanbul turizmi için de, bir model oluşturulmalı ve bu yapının da bir bütçesi olmalıdır. Ardından da, kent turizminin öncelikleri belirlenmeli ve hazırlanan projeler hayata geçirilmelidir. Mesela, ülkemizde Kalkınma Ajansı var. Biz; İstanbul kenti için istediğimiz yönetim meselesinin, Kalkınma Ajansı Kanunu’nun verdiği haklar çerçevesinde çözülmesinin mümkün olabileceğini belirtiyoruz
Hep birlikte, güçlerimizi birleştirip, oluşturacağımız sinerji ile, kente gelen turist sayısını nasıl arttırabiliriz, kalış süresi nasıl uzayabilir, kişi başı harcamayı nasıl yükseltebiliriz gibi konular üzerinde beyin fırtınası yapıp, başarılı fikirleri hayata geçirmeliyiz. Eğer, turizm geleceğimiz ise, ülkemizin lokomotif sektörü ise, hem döviz kazandırıp hem istihdamın ilacı ise, işte bu noktada sürdürülebilir bir turizm lazımdır ve sürdürülebilirliği sağlamak için de doğru veriler eşliğinde stratejiler hazırlanıp, uygulanması gerekmektedir
Bu Makale 28.10.2010 - 11:02:48 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
-
İstanbul'un özellikle 2010 KÜLTÜR Başkenti çabalarında yaşadığı zorluklardan ACI DERSLER & SAĞLAM SONUÇLAR çıkarması geremiyor mu Sn. Boyacı? BARSELONA Modeli olarak geniş çapta tanınan uygulama- 8 Yıldır UNWTO'nun tüm destinasyonlara REÇETE olarak tavsiye ettiği BÖLGESEL TURİZM MODELİ değil midir? Bunun 6 yıl önce İstanbul'da seminerleri verilmiş- Fakat MAALESEF- Yerel'de benimsenerek UYGULAMA ÇÖZÜMÜ getirilememiştir... Daha da ötesinde- BU KONU Paralelinde çıkan bir yasa hükmünde STRATEJİK EYLEM PLANI'mız- 2007 Yılı başından beri (son 4 yıldır) İLGİ BEKLEMEKTEDİR...!!! Artık bu çağda el yordamıyla DERNEK PROJELERİNE DESTEK bulmaktan öteye- Hızla İŞ BİTİRMEK & SONUÇ ALMAK ve Amerikayı yeniden keşfetmemek gerekiyor... Bu bakımdan- Kuma yazı yazmak veya adressiz dilekçe vermek yerine- BU WEB Sayfasının AN SAĞ-ALT Köşesinde yer alan 2023 Stratejisi DOSYASI'nın 10. EYLEMİ olan TURİZM KONSEYİ MODELİ'mizi > 4 YILA Yakın zamandır durduğu BUZLUK'tan çıkartarak pişirilmesi için- Son yılda büyük tecrübeler geçiren İSTANBUL PAYDAŞLARI'mızın (BU Vesile ile TEKRAR) dikkatlerini çekmek isteriz... Sorun- Yurt çapında TÜM (Turistik BELDE'lerin) DESTİNASYONLARIN Ortak derdidir > YASAL ZEMİN HAZIR olmasına ve GENİŞ ÇAPTA arayış olmasına rağmen > İLGİSİZLİK & TAKİPSİZLİK & SAHİPSİZLİK Nedeniyle uygulanmamaktadır... Her NOKTA'daki Turizm Beldemizde DEVLET DESTEKLİ KONSEY'lerimizin sürekli çalıştığı & İL KONSEYİNDE bunların bütünleştiği & ULUSAL KONSEY Kapsamında ODAK'Landığı bir TURİZM ÖRGÜTÜ & SİNERJİSİ'nin getireceği OLUMLU SONUÇLAR- Ülke turizmini kanatlandıracak yöntemler olarak > HAYAL'den öteye MAALESEF geçilememektedir... Yakınmalarımızı bırakarak- HAZIR OLAN ÇÖZÜMLERE SARILMAK & İŞ BİTİRMEK için biraz DUYARLILIK & ATILIM yetecektir... Bu konularda 2010 KÜLTÜR Başkenti Badirelerinden geçen İSTANBUL bile 40 Aydır UYUYAN REÇETE'yi hala fark ederek PİŞİRMEK için BEKLİYORSA- Diğer BELDELER ne yapsın...? Bu durumda da-Hastalıklı BÜYÜMEYE MAHKÜM kılınan Turizme BÜYÜK GEÇMİŞLER olsun...!?