İnternet turizmde taşları yerinden oynatacak mı?
Yağmurlu ve puslu bir Londra gününde, Mr. Brown laptopu önüne almış tatil için nereye gidebileceğine bakıyordu. Birden aradığını bulmanın heyecanı ile mutfakta çay hazırlamakla meşgul olan Mrs. Brown'a seslendi.
- Erica canım, Fethiye'ye ne dersin Likya Festivali varmış. İnsanlar Likya kıyafetleri giyip, festival süresince o zamanın yaşam şeklini canlandırıyorlarmış. Hem o kıyafetleri burada partilerde de giyeriz. Bayağı süksemiz olur.
- Likya'mı? O ne George diye merakla sordu Erica.
- Fethiye - Kemer arasında yaşamış. M.Ö 1. yüzyılda Perslerin istilası sırasında toplu intihar eylemleri ile yeryüzünden silinen bir kavim. Onur hariç, her şeyi satın alan maddeyi bulmaları ile tarihe geçmişlerdir.
- ''Buldukları madde ne George'' Diye merakla sordu Erica.
- ''Para tatlım, para'' diye gülümsedi George.
Fethiye'nin web sayfasından otellere giren George, otellerde 360 derece sanal gezinti yaptı; birisinin denize ve havuza hakim odasını beğendi. Tekrar Fethiye web sayfasına dönen George, alternatiflere baktı. Fethiye - Kekova arası mavi yolculuk ilgisini çekti. Turizm eleştiri sitelerine girerek otel ve gulet hakkında menfi bir eleştiri var mı diye baktı. Festival süresince 1 hafta otelde konaklama, sonrasında ise 1 haftalık mavi yolculuk fikri cazip geldi. Biraz daha sayfa üzerinde gezindi. Birer günlük Efes, Pamukkale ve Dalyan turu yapabilirlerdi. Hatta günübirlik feribotla Rodos'a gitme imkânı da vardı. Bir pet otelinin olmasına sevindi. Böylece çok sevdikleri Terrier cinsi köpekleri Meg'i yanlarında götürme şansı vardı. Bu ara, çayları getiren Erica ile düşüncelerini paylaştı. Laptopu önüne alan Erica evlenme yıldönümü için restoran seçeneklerine baktı. Birisi hoşuna gitti. Yiyecek ve içecek fiyatlarını inceledi. Goerge'a dönerek:
- ''Evlilik yıldönümü için bu restoran iyi. Ama özellikle içecek fiyatları çok yüksek George'' dedi.
- ''Sadece alkollü içecek mi; dünyanın en pahalı benzin, gaz, elektrik, iletişim, it ve süt ürünleri Türkiye'de bilmiyor musun” diye hınzırca gülümsedi George. ''Böylesine zengin bir ülkedir Türkiye.''
- ''Ama asgari ücretin çok komik olduğunu duydum'' diye cevap verdi Erika. ''Bu fiyatlar ile nasıl geçiniyor bu insanlar! Hem şu an iktidarda olan parti oyların % 50 den fazlasını almış son seçimlerde. Öyle ise, fakir kesim bir hayli az.''
- ''Tam tersi'' dedi George. ''Toplumun % 20’si açlık sınırında ve bayağı büyük bir kesim senin gülünç dediğin asgari ücret ile çalışıyor. İktidarda olan partinin aldığı oyların çoğu bu kesimden''
- Ama nasıl olur?
- ''Karbonhidrat'' dedi, gülümseyerek George. ''Bu ülkenin ana gıda alışkanlıkları karbonhidrat ihtiva eden besinlerdir. Bu makaleyi yazan adam bile makarnayı ekmek ile yer. Protein eksikliğinden dolayı, beyinlerindeki nöronlar sağlıklı iletişimde bulunamaz. Bunun için algılama ve empati zayıflıkları vardır. Geçenlerde barda Thomas ile beraberdik. Bu sene tatilini İstanbul'da geçirmiş. Ana caddeden oteline giden 30 metrelik yol içinde 3 restoran ile 1 hediyelik eşya satan birinin tacizinden bunalmış, ''Hoş geldiniz. Gününüz nasıl geçti''diyerek kendisini karşılayan resepsiyon görevlisi kıza o kızgınlıkla söylemediğini bırakmamış. Halen, kıza davranışı için üzülüyor. ''Eğer canım bir şey isterse veya alacaksam gelip oturur veya sorarım. Beni taciz edersen, tepki olarak zaten almam. Ne biçim insan bunlar!'' diye söylenip durdu.
George internetten charter seferi yapan uçak firmalarının birinden biletlerini aldı. Otelden beğendiği odanın rezervasyonunu yaptırıp mavi yolculuk için seçtiği gulet'te kabin ayırdı. Meg için pet otelde yer ayırttı. Evlilik yıldönümleri için restorana rezervasyon yapıp, tercih ettikleri şarabın ismini verdi. X Acentesinden Efes, Pamukkale ve Dalyan turları için yer ayırtıp, düşündükleri tarih için feribot firmasından Rodos biletlerini aldı. Son olarak, bir taksi firmasının sayfasına girerek, havalimanından gidiş dönüş için taksi ayarladı.
Yukarıdaki mizansende görüleceği üzere, hızla gelişen erişim imkanları tatile çıkan insanların seçeneklerini artırmakta. Mas turizmi; tüm ihtiyaçlara cevap verebilecek, alternatifsiz tesis ve cazip fiyatları ile Antalya'da gücünü devam ettirme şansını sürdürecek. Ya diğer turizm yörelerimiz!
Internet tehlikesini sezinleyen global tur operatörleri, araştırmacı hedef kitlelere erişebilmek için konsept oteller oluşturmaya başladı. Ama korkarım sonunda gelebilecekleri nokta yatak kapatarak, cazip fiyatlar ile tüketiciye erişebilmek olacak.
Buda gösteriyor ki, önümüzdeki yıllarda turizmin ipleri charter kuruluşlarında olacak. Uçak brokerliği ise gözde meslek.
Zamana uymak.. Esasından hareket edecek olursak...
- Ulaşım probleminin ortadan kaldırılabilmesi için, charter firmalarının programlı regular seferleri için çalışmaların yapılması. Bu firmalara devlet desteği sağlanması.
- Turizm Üst Kurulu ve yerel turizm kurullarının oluşturulması sağlanmalı.
- Turizm yöreleri; kendi tarihsel, coğrafi ve sosyal birikimleri doğrultusunda belirli bir temada markalaşmaya gitmeli.
- Turizm yöreleri her ihtiyaca cevap verebilecek, aktif katılıma açık web portalları oluşturmalı.
- Özellikle Arap yarımadası üzerinde yapılacak yoğun çalışmalar ve alternatif tatil arayan Avrupalı tüketicilerin katkısı ile Karadeniz bölgesi önümüzdeki yılların parlayan yıldızı olmaya aday olabilir.
- Hastane - Otel kombinasyonu ile sağlık turizminde, tahminlerin üzerinde bir hacim ve ciro yakalama ihtimalimiz yüksek.
- Özellikle oteller ve seyahat acenteleri, aktif katılıma açık malzeme, program ve aktivitelerini gösterir görsel materyaller ile desteklenmiş web sayfaları oluşturmalı. Hedef kitle odaklı konseptler oluşturmalı. Çok hantallaşan ve müşteri odaklı çalışma şansını kaybeden büyük tur operatörlerinin yetişmekte zorlanacağı ne istediğini bilen hedef kitle seyahat acentelerimiz için bir şans olabilir.
- Sektörün en büyük tanıtım ve pazarlama gücü sosyal medyada olacak. Bu kanalı profesyonelce kullanabilenler, bir adım öne çıkacak.
- Turizm Eleştiri Sitelerindeki herhangi bir tesis ile fikir beyanında. O tesiste kaldığını beyan etme zorunluluğu getirilmeli.
- Yerel esnaf, şehrin markalaşmasına zarar verecek davranışlar konusunda eğitilmeli. Ticaret ve Esnaf Odaları işbirliğinde otokontrol oluşturulmalı, misafirin kötü amaçlı kullanımının önüne geçilmeli.
Bu Makale 09.10.2012 - 14:24:53 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
-
Sn Zafer Beye nazik yorumu için teşekkür ederim. Tesbitleri tamamen doğru. Ama, maalesef bu işi üstlenebilecek olan Turizm Üst Kurulu ve Yerel Kurullar oluşmadı. Mehter marşı gibi bir ileri iki geri gidip geliyoruz. Daha önce Turizm ve Sivil Toplum Kuruluşları adlı makalemde değindiğim. En azından Turizm Örgütlerinin profesyonelleşmesi bu konu için nisbeten çözüm olabilir. Otelimizi, kenimize güvenip idare edemiyoruz. Ama, bulunduğumuz şehrin vizyonunu çizmek gibi absürt bir göreve talip oluyoruz. Halbuki, artık öne çıkan olay destinasyon pazarlamasıdır. Sn Mehmet Ersoy bir konuşmasında Destinasyon 1 yıldız ise Oteliniz 5 yıldız olmuş nafile söylemi. Yukardaki ifadelerin sanki kısa bir özeti gibi.
Kessier rumuzu ile yazan sayın yorumcu, ifadesinde haklıdır. İlk paranın kullanma yeri ve tarihi biraz karışık. Çin,Mısır ve Asurlular da mübadele karşılığı bazı maddeler kullanılmıştır. İlk madeni parayı ise Lidyalılar bulmuştur. Fakat, madeni paranın ilk darpedildiği yer M.Ö 350 yılı civarı Likyadır. Bunu düşünerek yazdım. Amacını aştım ise değerli okurumdan özür dilerim.
-
Parayı Lidyalılar buldu diye biliyorduk biz ama ..
-
Internetin çağdaş gelişimi ve PİYASA değişimi paralelinde son 5 yıl içinde yüzde 50lere ulaşan online satışlar, tüm eski düzen temellerini hemen yerinden oynatmadı mı Sn.CAN...? Artık KATALOG ve hatta FUARLAR pazarlama yöntemlerinden öne çıkan Internet Teknolojisi (IT) paketi içinde toplanan yeni yöntemlerle tüm turizmin çehresi HIZLA değişecek ve buna UYUM sağlayabilenler başarılı olacaktır... Taşlar zaten yerinden oynadı ve şimdi gündemde işletme ve bölgesel düzeyde VERİMLİLİK sağlamak için alınması gerekli ACİL tedbirler söz konusudur... Herkes bir web sayfası ile INTERNETTE olduğunu sanmakta AMA etkinlik açısından gerekenler yapılmadıkça SONUÇ alınması söz konusu değil ki...? Bir yörenin tanıtımı için gerekli olan WEB SAYFASI kimin tarafından yapılacak ve bölgenin ürünleri hangi yöntemle KİM tarafından uyumlu bir şekilde toparlanarak tanıtılacak ve daha da önemlisi PAZARLANACAK...??? Bu konularda örgütsel yöntemler yerine oturmadığı sürece de ülke turizminin PATİNAJ yapmaya devam etmeye mahkum kalacağı kuşkusuz değil midir...? Özetle: Çağdaş uyum ve yönetsel etkinliği olamayan bir piyasada OYNAYAN TAŞLAR ancak mevcut TEMELLERİ BOŞLAR...