Musa Alioğlu

HELİKOPTER KAZASI VE UYDURMA SENARYOLAR

Geçen haftaya Büyük Birlik Partisi eski Genel Başkanı Merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun can verdiği helikopter kazası damgasını vurdu.

 Sayın Cumhurbaşkanı'nın kendisine gelen bir cd'yi izledikten
sonra " Bu aletleri keçiler mi yedi" demesinden sonra ortalık ayağa kalktı.
Yeniden bir soruşturma başlatıldı, eski defterler yeniden açıldı. Konuyla
ilgili olarak herkes bir şeyler söyledi. En çok suçlanan askerler ise uzun
süren sessizliği bozdu ve Genelkurmay Başkanlığı yaptığı açıklamada " Herkese
istenen belge ve bilgileri gönderdik. Başka yorum yapmak, dava sürdüğü için
doğru olmaz " dedi ve köşesine çekildi.

Herkes, her konuda uzman değildir. Ben hayatımda helikoptere hiç binmedim.
Nasıl bir şey olduğunu da bilmem. Sadece bildiğim şu ki, fizik kurallarına uygun
olarak yapılan bu hava aracı, motoru ve pervaneleriyle olduğu yerden kalkar,
uygun olan yerlere iner.

Olayı kısaca resmetmek  gerekirse şunları söyleyebiliriz.  Helikopterleri kullananlar pilottur,
pilotlar da insandır. Böyle olunca da birincisi helikopter arıza yapabilir ve düşebilir.

İkincisi, helikopteri kullanan pilot da hata yapabilir ve helikopter düşebilir. Bir
üçüncü şık olarak da  tabiat şartları nedeniyle helikopter düşebilir demek
mümkün.

Sade bir insan olarak izlediğim haberlere bakarak, bu helikopterin karlı dağ
başına tabiat şartları nedeniyle düştüğünü sanmaya devam ediyorum. Aksi
ispat edilene kadar düşüncem bu. Yani çetin hava koşullarına teknik olarak
yanıt veremeyen helikopter ve bu durumda yapacak bir şeyi olmayan pilotun
içinde bulunduğu çaresizlik bu sonucu doğurmuştur diyebiliyorum.

Bu konu hayli su kaldırdı. Devlet Denetleme Kurulu bu konuyu araştırdı ve
bir sonuç bulamadı. Şimdi Malatya Özel Savcılığı araştırıyor.
Merhum Yazıcıoğlu'nun partisi ve eşi bu konunun üzerine gittikçe
gidiyorlar. Haklıdırlar elbette gidecekler. Ama ortaya atılan senaryolar,
spekülasyonlar, dedikodular insanı gerçekten şaşırtıyor.

Bana göre Silahli Kuvvetleri suçlamak ve zan altında bırakmak için özel
gayretler sarfediliyor. Bir takım odaklar belge ve bilgi üretmeye gayret
ediyor. Jetler geçmiş, helikopter bu nedenle düşmüş gibi bir iddia var. Bir
ülkenin ordusu, ülkenin bir parti liderini neden öldürmek istesin. Diyelim
ki ordu içindeki karanlık odaklar böyle bir şey düşündülür.

Bunun başka yolu yok mudur? Yakın siyasi tarihimize bir bakarsak kimlerin nasıl
öldürüldüğünü görebiliriz. Yani bu kadar zor bir yola neden tevessül edilsin ki?  General
Bitlis olayı dışında çok fazla bir olay göremiyoruz
Silahlı Kuvvetlerin başında Genelkurmay Başkanı vardır. Zamanın Genelkurmay
Başkanı çağırılır ve bilgisine başvurulur.. Neden bu kadar kuru gürültü
anlamıyorum.

Bir de bu işi Ergenekoncular yaptı diyenler var. Eğer onlar yaptıysa zaten
hapisteler gidin sorun.

Bu da saçma bir iddia. Bu iddiaları ciddiye alıp yazan çizenlere gülüyorum..
bir başka konu daha var ki, içler acısı ve vahim. Aradan bunca zaman geçmiş
bir bakıyoruz Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'ne bir baskın yapılıyor.

O genel müdürlük yeni kurulmadı. yıllardan beri orada.
Kaza olduğunda da vardı. Neden o zaman kimse oraya bir şey sormadı da şimdi
filmlerde görülecek bir tantana ile  devletin kurumu  basılıyor. Devletin
savcısı öyle karar almış olabilir. Ama yöntem  hiç şık olmamıştır. Makul bir
saate, makul bir şekilde kuruma gelinebilir ve belge ve bilgi istenebilir.

Orası yasadışı bir örgüt binası değil. Böyle bir şeyi o kurum haketmedi.
Binayı baştan başa boşaltıp insanları dışarı çıkarıp saatlerce arama yapmak
nasıl bir mantıkla izah edilebilir , doğrusu anlamıyorum. Her şeyi bir
ölçüsü vardır.

Burada ölçü aşılmış ve kurum hedef tahtası gibi gösterilmek
istenmiştir. Kaza kırım ekibindeki görevlileri çağırırsınız gelir ifade
verirler. Kaçak değiller, adresleri yerleri yurtları belli. Merak ediyorum
iki gün süren bu aramadan  ne gibi bir sonuç elde edildi. SHGM saygın bir
kurumdur. Dünya devletleri nezdinde bizi temsil eden sayılı genel
müdürlüklerden biridir. 190'e yakın ülkeyle öyle veya böyle ilişkileri
vardır. Örneğin, Merkez Bankası'na böyle bir baskın yapılamıyorsa, SHGM'ye
de yapılamamalı.

Büyük Birlik Partisi yapılacak olan her şeyi yaptı. Her yöntem denendi ve
her taşın altı arandı. Merhun Genel Başkanın muhterem eşleri de zaten
cinayet ihtimalını düşünmüyor , ama ihmalleri gündeme getiriyor. İhmali
olan varsa bulunsun, cezasını çeksin. Ama eğer bu  tabiat olayı sonucu
meydana gelmiş bir kaza ise, uçuşa izin verenlere mi ceza vereceğiz yoksa,
helikopteri kaldıran merhum pilota mı? Veya hadi gidelim bir şey olmaz
demesi de muhtemel olan sayın merhum genel başkana mı fatura çıkacacağız.

Askerleri gösten CD nereden ve nasıl geldi bilemem. Doğru mudur yalan mıdır
sözüm olamaz.
Ama koca bir orduyu suikastçı olarak nitelemek, güzide bir kurumu mafya
filmlerindeki gibi basmak hiç mi hiç doğru değildir. Bekleyelim görelim.
Hakikat neyse zamanla çıkar ortaya.

İyi uçuşlar Türkiyem.

malioglu@sagaairlines.com


Bu Makale 06.10.2011 - 10:59:41 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.