Toplumlar bize tercihler sunmak konusunda asla utangaç değilse de tercih işleyişinde yer alan derin karmaşıklık konusunda bizleri terk etmek konusunda da uzmandırlar.
Tatminkar bir cevap bulmak göründüğünden daha basit aslında. İşin özünde kendimizi derinden tanımak, dünyanın doğası hakkında sağlıklı bir fikre sahip olmak ve dolaylıda olsa mutluluğun felsefesine biraz olsun burun sokmuş olmak gerektiriyor doğru cevaba ulaşmak için.
Her güzergâhın bir karakteri hatta ruhu vardır. Daha açık olmak gerekirse her güzergâh, insanın belirli bir yönünü vurgular ve hatta teşvik eder. Bazıları Kuzey Avustralya'nın uzun, boş sahillerini çok sever, bizleri sükunete davet eder; bazıları ise Kapadokya’nın Peri Bacaları arasında saatlerce kaybolup dolaşmayı sever, bizleri tarih ile doğanın uyumuna şahit olmaya davet eder; bazıları Amsterdam’ın varoşlarını arşınlamayı sever, burjuva gösterişsizliğini hafızamıza kazımak ister. Las Vegas insanların eylemsiz dünyevi ihtiraslarına ve paraya olan tutkusuna hitap edebilir; Miami veya Rio de Janeiro utangaçlığımızı törpüleyip sakin duygusallığını ön plana çıkarabilir.
Bizleri çeken güzergâhlar aslında benliğimizde eksik olan veya tam olarak yerini bulamayan algıyı yansıtır. Hayatlarımızdaki belirli boşlukların seyahat ile doldurulabileceği fikrinin daha oluşum aşaması bu çekim. Seyahatlerimiz arayışımızın bir parçası, amaç sadece yeni yerler keşfetmek değil, aynı zamanda kendi zihnimizin doygunluğa ulaşması ve benliğimizin daha açık olması. Güzergâhlar ruh halimizdeki dengesizliği düzeltmeyi vaat eder. Ne de olsa bir şekilde tam kararında değiliz, ya bir yerimiz eksik ya da aşırı. Seyahatler bu dengesizliği dolaylı olarak dengeleyen en önemli unsurlar, yeter ki bunun farkında olalım. İdeal olarak, seyahat edeceğimiz güzergâh, bazı bilgileri edinmemizi sağlar ve ders verir. Buna ihtiyacımız vardır ve seyahat etmek ile birlikte bu ihtiyacın farkına varır ve harekete geçeriz. Güzergâhlarımız birer kılavuz, olmak istediğimiz kişilik için teşvik eden ve yol gösteren.
Seyahat edeceğimiz bir güzergâhı akıllı bir şekilde tercih etmek için önce dış dünyaya değil içimize bakmamız lazım. Benliğimizin sesini dinlememiz gerek. Kendimize neyin eksik olduğunu veya nerede zayıf olduğumuzu sormamız ve dünyamızda buna tekabül eden veya cevap verebilecek güzergâhı seçmemiz gerek. İç sesimizi dinlemeliyiz. Vahşi orman, şehir, tropik ortam, deniz, buzul veya antik şehir; hangisi tercihiniz olursa olsun özünde sizleri istediğiniz yönde geliştirmesi amaçlanmalı. İşte, seyahat etmenin maddi karşılığının içinde yatan en değerli maneviyat bu. Olmamız gereken kişiliğe olan gelişimin en önemli mihenk taşlarından biri. Genellikle fark edilmeyen veya göz ardı edilen en değerli unsur bu maneviyattır ama materyalist dünyada elde edilebilir somut bir ürün olmadığından değersizleştirilir.
Seyahat gerçek anlamını fiziksel serüven ile içsel serüvenin kesiştiği noktada kazanır. Olgunluk ve duygusal sağlık bir seyahat ile tahmin edilmeyecek boyutta sağlanabilir. Önemli olan bu arayışın farkında olmak ve bunu bilinçli şekilde uygulayabilmek. Sana dayatılanı değil, senin kendine dayattığını seç. Güzergâh seni değil sen güzergâhını seç…
Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.
www.turizmguncel.com internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, video ve fotoğrafların her türlü hakkı Turizm Güncel A.Ş.’ye aittir. İzin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez.
Copyright © 2018 - Tüm hakları saklıdır. Turizm Güncel
Tasarım & Yazılım Altyapısı DataNet Bilgi Teknolojileri