Güven veren yönetimler ve kurumlar
Hepimizin yakından izlediği ve tanık olduğu gibi, son 7-8 yıldır yaşanan küresel çapta ekonomik, finansal ve jeopolitik krizlerin ortaya çıkardığı en önemli sonuç, yönetim hatalarının devletlere ve kurumlara olan yıkıcı yansımalarıydı. Yönetsel zafiyetlerin devletler, kurumlar ve toplumlar üzerindeki yıkıcı ve yok edici sonuçlarını hep birlikte gördük.
Birçok devlet sosyo-ekonomik olayların etkisi ile çok önemli darbeler aldı, yoksullaştı ve kaotik ortamlara maruz kaldı. Birçok uluslararası dev kurum yok oldu, birçokları ise faaliyetlerine son verdi ya da çok ciddi oranda küçüldü, ticari yaşamlarını devam ettirebilmek için birçok önemli varlığını satmak durumunda kaldı. Kısacası hem devletler, kurumlar; hem de toplumlar büyük sosyo-ekonomik olumsuzluklarla karşı karşıya kaldı.
Rekabetin ve değişimin artan/baş döndürücü ivmeyle hızlandığı bu son 10 -12 yılda, tüm kurumlar için finansal performans kadar, kurumsal yönetim uygulamalarının devamlılık açısından son derece önem kazandığı finansal ve ekonomik krizlerin etkisiyle net bir şekilde görülmüştür.
Belirlenen kurumsal hedeflere ulaşmak ve süreklilik için; etkililik, tutarlılık, şeffaflık, adil olmak, hesap verebilirlik, katılımcılık, inovatif yaratıcılık, doğru çalışma grupları /insan kaynağı oluşturma, güvenilirlik ve sosyal sorumluluk gibi temel kurumsal yönetim ilkeleri ve prensipleri artık iş yaşamımızın vazgeçilmezleri arasındadır.
İŞ YAŞAMINDA BÜYÜMEK ve SÜRDÜREBİLİRLİK İÇİN GÜVEN
Güven, insanlar arası ilişkilerde olduğu kadar kurumlar arası ilişkilerde de son derece önemlidir. Artık sınırların daraldığı, dağıtım kanallarının çok hızlı geliştiği günümüzde, ilişkiler ve karşılıklı bağımlılık artmaktadır.
Kurumlar başarıları için sadece kendi kaynaklarını değil, başkalarının kaynaklarını da (finansal kaynaklar başta olmak üzere ) kullanmak zorunda kalmaktadır. Bu kaynaklara erişim için güven veren ilişkiler kurmak gerekmektedir. Bu nedenle güvenilir ve şeffaf olmak iş yaşamında gelişmek/büyümek için en önemli değerleme kriterlerinden olmaktadır.
Küresel ve ulusal ekonomilerde, artık kurumsal yapılar gelişim/büyüme ve rekabet için kendi öz kaynaklarının haricinde diğer tüm kaynaklara ihtiyaç duymaktadır. Kurumsal yapıların; finansal piyasalara, kreditörlere ve iş ilişkisi içerisinde olduğu tüm bileşenlerine güven verici bir yönetim anlayışında olması başarı için vazgeçilmez bir kriterdir. Bu süreç iş yaşamında karşımıza Kurumsal Yönetişim olarak çıkmaktadır.
Kurumsal Yönetişim; tüm hissedarlar, yönetim kurulu, üst yönetim ve çalışanlar arasındaki ilişkilerin ilkeleri, yetki ve sorumlulukları, alanların dağılımı, kurumsal yapının kalitesini, güvenirliğini ve şeffaflığını kapsıyor. Kurumsal Yönetişim bu kesimler kadar tüm iş ilişkisi içerisinde bulunulan, finansal piyasaları/kreditörler (ki sermaye bu kadar kıtken çok önemli bir husus) , tedarikçiler, müşteriler ve toplum için de önem taşımaktadır. Kurumsal Yönetişim, kurumsal güvenin temelini oluşturmaktadır.
Günümüzde kurumların başarısını ve sürekliliğini;
Güç sahiplerinin ve karar vericilerin katılımcı bir yaklaşımı, şeffaflığı ve hesap verme kültürünü benimsemeleri, adil, tutarlı olmaları ve 'kurumsal güven' veren yönetim yapıları son derece etkilemektedir.
Son 10-12 yılda ülkemizin ekonomik performansında etkin rol alan, tasarruf açığı olan bir ekonomide önemli ölçüde döviz girdisi sağlayan, ülkemizin önemli, özellikle de bölgemizin lokomotif sektörü olan ve önemli sermaye birikimi oluşan turizm endüstrisinde yönetim kalitesi sürdürebilirliğin en önemli parametresi olarak günümüzde dikkat çekmektedir.
Sektördeki tüm tarafların; seyahat acenteleri ve konaklama hizmetleri başta olmak üzere, tüm iş ilişkisi içerisinde bulunulan alt sektörlerin sürdürülebilir büyüme, karlılık, rakip destinasyonlarla inovatif rekabet edebilmek, tüm finansal kaynaklara/piyasalara etkin bir şekilde erişebilmek ve üstün performans gösterebilmek için kurumsal yönetim ve yönetişim ilkeleri uygulamaları çok önem taşımaktadır.
"Yönetsel fark yaratan kurumların öne çıkacağı ve fırsatlara daha yakın olacağı yeni bir dönemi yaşamaya başlayacağız."
Bu Makale 12.10.2015 - 19:34:58 tarihinde eklendi.
Yazarın diğer yazıları
Tüm Yazıları
-
15.11.2024 - 14:06:35 - Turizmde yüksek sezon verileri ile kur, faiz, parite ve enflasyon ilişkisi
-
11.09.2024 - 12:49:46 - ‘Nakit varlığının, hayati önem içerdiği dönemdeyiz’
-
26.08.2024 - 09:31:47 - Resort konaklamada kur, enflasyon ve fiyatlama ilişkisi
-
08.04.2024 - 08:57:11 - Turizmde beklenti yüksek
-
21.02.2024 - 09:55:37 - ‘Turizme 1 milyar dolar ayırdık’
-
13.02.2024 - 19:31:08 - Cari açık, ödemeler dengesi ve turizm
-
05.02.2024 - 10:08:31 - Turizme dair
-
20.11.2023 - 08:47:55 - Turizmde yüksek sezon yabancı giriş sayıları ve kur, faiz, parite, enflasyon ilişkisi 2023
-
25.07.2023 - 16:20:46 - Resort turizmde fiyatlar ve doluluklar
-
01.07.2023 - 09:21:21 - Turizm, döviz, maliyet, gelirler
-
01.05.2023 - 09:17:45 - Turizmde zor üçlü!
-
21.11.2022 - 12:25:13 - Turizmde yüksek sezon değerlendirmesi
-
08.08.2022 - 11:08:44 - Turizm alanı tahsisleri
-
21.07.2022 - 17:07:27 - Faizler artıyor
-
06.07.2022 - 14:04:34 - Kitle turizmde yaz hareketliliği ne getirecek?
-
13.05.2022 - 14:43:54 - Turizmde parite derdi derinleşiyor
-
09.05.2022 - 10:05:25 - 14 binden, 14 milyona ve milyonlara koşan Antalya
-
30.04.2022 - 14:48:55 - Türk rivierası için ‘hayat yeni’ başlıyor
-
29.04.2022 - 14:19:46 - Turizm bu ülkenin gizli gücü ve en net döviz sağlayıcısı, parlatalım
-
29.03.2022 - 10:45:07 - Rusya’da sosyo-ekonomik gelişimeler