Festivaller iptal edilirken Bakan Ersoy neden sessiz?
Yerel otoritelerce iptal edilen konser ve festivallerin sayısı giderek artıyor.
Son dört ayda Milyon Fest-Fethiye, Zeytinli Fest-Burhaniye, Anadolu Fest-Eskişehir, Kozlu Müzik Festivali-Kozlu, Munzur Kültür ve Doğa Festival-Tunceli, Kazdağı Ekofest-Balıkesir, Meryem Ana Panayırı- Gökçeada, Ara Malikian Konseri-Ankara olmak üzere 8 tane festival, konser ve panayır iptal edildi.
Ama öte yandan bakıyorsunuz haziran sonunda Kapadokya’da Echoes From Agartha isminde ayarın kaçtığı bir festival yapılıyor. Üstelik festival gece koruma alanının içine taşıyor. İşin içinde hatırı sayılır isimler olduğu için kimse de müdahale etmiyor. Bir şarap tadım etkinliğine dahi izin verilmeyen korunan alanda yüksek müzik eşliğinde sabahlara kadar müzik çalınıp danslar ediliyor, bir sürü rezalet yaşanıyor. Aldığımız duyumlara göre, tepki çeken festivalin gelecek yıl yapılmaması düşünülüyor.
Kapadokya Alan Başkanlığı tarafından özel yasa ile korunan ve yönetilen Kapadokya için büyük bir vefasızlık, hoyratlık ve saygısızlık örneği olan bu festivale, sırf zenginler katıldığı (bilet fiyatlarının 500 ile 5 bin euro arasında değiştiği söyleniyor) ve organizatörlere iyi para kazandırdığı için kimse ses etmedi.
Yukarıdaki her iki olumsuz örnekte de kamuda turizm sektörünü temsil eden Kültür ve Turizm Bakanının bir açıklamasını göremedik. Ne iptal edilen festivallere ne de Kapadokya’daki hoyratlığa ses etti sayın Bakan. Yapılan bu işleri destekliyor mu, karşı mı çıkıyor yoksa engelleme gücü mü yok bilmiyoruz.
Öte yandan bir şarkıcının ölçüyü kaçırdığı bir şaka için tutuklanmasına varan sürece siyasi destek vermekte imtina etmedi Bakan Ersoy. Gülşen isimli şarkıcı henüz tutuklanmadan başlatılan sosyal medya kampanyasına Ersoy da mesajlarıyla destek verdi. Gelinen noktada çok sayıda festival ve konser iptal edildi, Gülşen tutuklandı. Biz ise yurt dışında yayınladığımız ‘muhteşem’ tanıtım videoları ile turist çekmeye çalışıyoruz.
Turizm, otelleri doldurup yüksek cirolar elde etmekten ibaret bir sektör değil. Bu mantıkla hareket ettiğinizde parayı bastıranın yiyip, içip, dinlendiği sonra da yanına en ufak bir hatıra almadan ülkesine döndüğü bir varış yeri olmaktan öteye gidemiyorsunuz. Turistin gözünde yerinizi belirleyen şey özgürlüklere, tarihe, kültüre, doğal ve jeolojik değerlere ne kadar sahip çıktığınızdır. Sizin saygı duymadığınız değerlere başkaları neden saygı duysun?
Turizmdeki vizyonu işletme sahibinin oteli doldurmasından öteye gidemeyen Türkiye, uzun zamandır fiyat odaklı, katma değeri düşük bir turizm yapıyor. Turizm geliri lüks otel sayısına endeksli olsaydı, dünyanın en fazla turist ağırlayan ve en fazla turizm geliri elde eden ülkesi biz olurduk. Bu politikadan dolayı niteliksiz turizm yapmaya devam ediyoruz. Doğalgaz faturasını ödeyemeyecek durumdaki Alman emeklileri ülkeye davet edip, ‘kışı burada geçirin, tasarruf edin’ dememizin nedeni de bu.
Bu Makale 26.08.2022 - 11:39:43 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
-
Sayın Daş
İçeriği bu kadar doğru ve önemli bir yazı yazmanızdan dolayı sizi kutluyorum. Değinilmesi gerekli konuları işlemişsiniz yazınızda. Sizi kutluyorum. Bir yandan toplumun eğlenmesine, mutlu hissetmesine, deşarj olmasına, kaynaşmasına fayda sağlayan festival, konser vb etkinliklerin iptali, diğer yandan hor bir şekilde kullanarak doğa harikalarının olumsuz etkilenmesine neden olacak etkinlikler... Turist sayısı/Elde edilen toplam gelir basit hesabından çıkmadan, gerçek anlamda verilen hizmetin karşılığı olması gereken kişi başı gelirin esas alınması ve konaklama dışı harcamaların ( yani gelen turist harcamalarının geniş ticari alanlara yayılması ) arttırılması ve bunun için politikalar geliştirilmesi gerekli iken biz hala kolaycılığa kaçan bir anlayışla ilerlersek hem alt ve üst yapı yatırımlarımızı hızla yıpratıp, yenileme için sermaye birikimi yapamıyoruz ( bugün ki durum ) hemde kültürel değerlerimizi gösterme ve değerlendirme şansını bulamıyoruz.
-
Turizme, "elin cıbıllarını mı memlekete getireceğiz" diye bakmaktan öteye gidememiş bir zihniyet ancak kapalı özel bölgelerde zengine ucuz hizmet sunarak ülkeyi beşinci sınıf bir müstemleke konumuna getirmekten bir adım ileri gidemez!